7.Bölüm/Yeni Hayat
Acı insanları değiştirir.
❦
"Evet arkadaşlar. Durmaya devam mı?"alay ederek konuştu Barış.
Böyle bir durumda ne yapılabilirdi ki?Korkudan kalp krizi geçirmemek için dalga geçip, gülmeye çalışmak?veya...Arabadan inip ne var ne yoksa üstlerine atlamak?
Kollarımı birbirine bağlayarak oturduğum koltuğa yapıştım. Şimdi koltuk beni içine alsaydı da ben bu manzarayı görmeseydim. Ah, korkudan saçmalamaya başlamıştım yine! Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Hiçbir şey bilmiyordum. Hiçbir şey hakkında hem de. Şimdi arabadan inip, nasıl yapacağımı bilmiyorum tabi ama insanları öldürmeye çalışsam ben mi haklı olurdum, onlar mı?
Herkes onların yaşamadığını söylüyordu bana. Ne yalan söyleyeyim bu kanıya bende inanmaya başlıyordum. Ama yine de korkuyordum işte.
Ya tedavisi varsa?
Ya insanlar ölmemiş de sadece komadaysa?
Çaresizce gözlerimi yumup, ölümün beni içine çekmesini bekledim. Hem belki bu geldiğim yer rüyamdı. Ölürsem uyanırdım.
Bu düşünceyle birlikte aniden kafamı kaldırıp, gözlerimi açtım. Evet, ben rüyadaydım. Nasıl olduğunu bilemem ama belki de komadaydım. Yani komada olan buradakiler değil, bendim. Bunca yaşanan şeye daha iyi bir tabir bulamıyordum. Kollarımı çözerek bir elimi cama yasladım. Ne hızlı yürüyorlardı, ne de yavaş. Onları ilk gördüğümde o kadar hırslıydılar ki, neredeyse Lami ve benim peşimden koşmaya başlayacaklardı.
"Pekâlâ. Kendimize geliyoruz ve arabayı sürmeye devam ediyorum,"dedi Bartu.
"Biz kendimizdeyiz. Duraklama yaşayan sendin,"diyerek kahkaha attı, Barış. Ah!İsmiyle yakından uzaktan alâkası yoktu.
Bartu'nun arabayı hareket ettirmeye başlamasıyla irkilerek gözlerimi büyüttüm. Arabanın etrafında bizi öldürmek için cirit atan insan olduklarından şüpheli olduğum canilerden bıkmıştım.Saçma sapan bir hikayenin içine düşmüştüm. Ben bu olaylarla başa çıkamazdım. Çıkacak gücü kendimde bulamıyordum.
Gerekirse yürüyemediğim ama annemin olduğu dünyaya gitmeli, orada yatağımdayken ecelin gelip beni almasını bekleyecektim. Bu bir hafta, bir yıl olmuştu sanki. Gerçekten bir yıl olmasına izin vermeyecektim. Arabadan inmem lazımdı.
Bartu'nun arabayı daha hızlı sürmesiyle kendime lanet ettim. Düşünmek yerine, inseydim şimdi kurtulmuştum. Bir iki saniyelik sürmesinden sonra araba tekrar havaya sıçramıştı.
"Yeter artık! Şu telsizden yardım istesenize!"diye sinirle bağırdı, Kerem.
Şaşırarak,"Bir de telsiziniz mi var?"
Barış bana bakarak tekrar kahkaha attı. Gözlerimi devirdim. Hiç ciddi olup, korkmaz mıydı bu?
Lydia,telsizi eline alarak yardım istedi. Kendimi gerçek anlamda filmdeymiş gibi hissediyordum. Daha fazla yerimde duramayacaktım. Hepsinin dikkatinin camdan dışarıdaki canilerde olduğunu görünce fırsat bilip, hızla kapıyı açıp kendimi dışarı attım.
"Mai!"diye neredeyse böğüren Kerem'i aldırmayarak olduğum yerde toparlanıp, hemen karşımdaki yüzü gözü kan içinde olan bir grup gezentiye doğru adım atmaya başladım.
"Gel buraya! Ne yapıyorsun, aptal?Öleceksin!"diye bağırdı, Barış. Sonunda ciddileşebilmişti.
Ama umursamadım. Daha da yaklaştığımda yüzünden anladığım kadarıyla genç olan bir erkek kolumdan yakalayıp kendine çekti. Çektiği gibi yüzüme tokat atıp yere düşürmesi bir oldu. Daha bir tokatla yıkılmıştım. Herhalde bir iki tekmeyle direk diğer dünyama dönerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Şeytanlar
General Fictionİyiliklerin köle olup, kötülüklerin imparatorluk kurduğu bir hayatta yaşıyorduk. Herkes yaşamak için büyük adım atıyordu ama herkesin adımı farklıydı. Özellikle onun. Korku, endişe ve çaresizlik içinde yaşamaya çalışan Mai için bu dünyada hiçbir ş...