Merhabalar, en son yıllar önce yeni bölüm atmıştım. Yeniden bir şeyler karalama zamanı geldiğini fark ettim ve bu bölümü yazmaya karar verdim.
...
Ben yazı hakkındaki düşüncelerim arasında boğulurken çalan zil sesiyle irkilip etrafıma baktığımda hoca çoktan dersten çıkmıştı bile. Askıdan montumu alırken aynı anda Tito'ya dönerek -'Haydi dışarı çıkmamız lazım, işimiz var.' dedim. O da montunu giydikten sonra merdivenlerden hızlıca inerek okulun dış kapısına doğru yöneldik. Fakat Abdullah Abi yani biricik güvenliğimiz izin kağıdı olmadan çıkartamayacağını söyledi. Ve tabi ki müdür yardımcısından kağıt almamız gerekecekti. Öyle gıcık bir müdür yardımcımız vardı ki. 'Ölüyorum hocam!' desen 'Önce öl, sonra izin vereyim'ci cinsten kıl birisiydi. Neyse ki gizli bir yol biliyordum okuldan çıkmak için. Okulun arka tarafındaki telleri bir insanın sığabileceği büyüklükte kesmişlerdi ve okuldan kaçmak için sıralanan bir sürü öğrenci kuyruk oluşturmuştu.
Neyse ki sıra bize gelmişti ve tellere takılmadan çıkabilmiştik okuldan. Doğruca o elektrik panolarının olduğu yere gittik.
YOU ARE READING
Graffiti Suç Değildir!
Short Story'Graffiti' küçük insanların ortaya attıkları büyük bir kelimedir. Anlaması değil, anlatması zordur. Kimi zaman kendini bulmana yardımcı olur, kimi zaman kendini kaybetmene.. Önünde duvar, elinde birkaç sprey ve yeterince hayal gücüne sahipsen; artık...