Graffiti Suç Değildir!

Graffiti Suç Muydu Acaba? -1-

Merhaba arkadaşlar. İşim nedeniyle bir süre yazamadım ve zaten 100 okunmaya ulaştığında yeni bölüm atacağım demiştim o yüzden anca yazabildim. Bu bölümü olabildiğince uzun tutmaya çalışacağım. Güzel yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ederim :)

...

Ertesi sabah babaannemin zoruyla erkenden uyandım ve hazırlanıp hemen evden çıktım. Durakta otobüsün gelmesini beklerken bir anda telefonum titredi ve akşamdan kuzenime yazdığım 'Graffiti ?' mesajına cevap gelmişti.

- 'Artık yapmıyorum!'

- 'Ama facebookta fotograflar var.'

-'Sana artık yapmıyorum dedim!'

Aman be buna da soru sorulmuyo. Ayrıca saat 08:35 oldu nerede kaldı bu otobüs? diye düşünürken birde ufukta ne göreyim ?

Tabii ki de otobüüüüsss.. ...

Otobüsten inip okula doğru yürürken ilk defa kalın keçeli kalemlerle elektrik panolarının üzerine yazılmış graffiti benzeri şeyler dikkatimi çekti. Ben bunları daha önce neden görmemiştim ki diye düşünerek okula girdim. İlk dersimiz resimdi ve öğretmenler zili çalmasına rağmen herkes koridordaydı.Diğer sınıftaki arkadaşlarımla merhabalaşarak sınıfa geçip sırama oturmuştum. Sıra arkadaşım Tito henüz gelmemişti. Her zaman son dakikada yoklama alınırken gelirdi zaten. Oysa evi okula çok yakındı.

Hocanın kapıyı sertçe kapatarak içeri girmesiyle herkes sus pus oldu.

-'Bir daha kimseyi koridorda görmiycem anlaşıldı mı!?'

Ön sıradaki bir kaç kişi kısık sesle: -'Anlaşıldı.' dedi.

-'Duyamadım?'

Hep bir ağızdan: -'Anlaşıldııı!' dedik.

-'Tamam öyleyse başkan gel ve yoklamayı al!'

-'Şeey hocam, Tito mesaj attı da hemen şuradaymış geliyomuş onu yok yazm...'

Tık tık tık kapı çaldı ve Titoo..

-'Hocam, özür dilerim. Girebilir miyim?'

-'Gir.'

Tito sırıtarak yanıma gelip oturdu. -'Kızım nerede kaldın yaa, seninle konuşmam gereken çok önemli şeyler var ve sen ortalıkta yoksun.'

-'Ay geldim işte ne oldu anlat, Kaan meselesi mi ?'

-'Yaa hayır be ne Kaan'ı? Graffiti hakkında ne biliyosan anlat çabuk bana.'

-'Nee, o ne be? Yeni bir rock grubu falan mı?'

-'Off sana soranda kabahat zaten!'

-'Şiiit susun bakıyım kafasız pilotlar. Gelir gelmez hemen vır vır çene çalıyorsunuz.'

-'Neyse tenefüste anlatırım.'dedim. Daha 5 dakika geçmeden tabii ki dayanamadım ve defterimden bir sayfa koparıp graffiti hakkındaki oldukça az bir bilgiye sahip olmama rağmen bir şeyler yazıp Tito'ya verdim.

Kağıtta yazılanlar:

 -'Kanka ben dün yeni bişey öğrendim.'

-'Ne öğrendin?'

-'Graffiti.'

-'Off yine mi ? Ee neymiş?'

-'Hani ben şekilli şekilli yazılar yazıyodum ya, onun adı graffitiymiş.'

-'Emin misin?

-'Ay tabii ki de evet. Dün kuzenimin profilinde gezerken gördüm. Bir baktım benimkilere benziyo. Sonra Google'dan biraz araştırdım. Olum çok güzel şeyler yapmışlar lan. Sprey boyayla çiziyorlarmış. Hani okula gelirken yolun kenarındaki elektrik panosu var ya onun üstündeki yazılar gibi aynı.

-'Hmm iyiymiş.'

-'Mal.'

-'Ne be!'

-'Eben diyorum canım. Saygıyla anıyorum kendisini '

Tito tam kağıda bir şey yazacakken zil çaldı.

-' Hadi kantine inelim Tito karnım aç benim.'

-'Sabah kahvaltı yapmadan gelirsen acıkırsın tabi.'

-'Sanki sen yapıyonda bişey oluyo. Her sabah geç kalıyosun.'

-'Hadi hadi çok konuşma zil çalcak biraz sonra yine aç kalcaksın bak'

-'Tamam tamam'

Kantinden yemeğimi alıp sınıfa çıktığımızda zil çoktan çalmıştı bile. Tam hoca girecekken yakaladık ve ondan önce alelacele sınıfa girdik. Arkamızdan söylenerek o da girdi. 2.dersimiz de resimdi. Bi dakika yaa ben niye bunu resim hocasına sormuyorum ki?

Hemen parmak kaldırıp söz istedim. -'Iı hocam bir şey sorabilir miyim size ?'

-'Tabii ki.'

-'Graffiti hakkında bir şey biliyor musunuz?'

-'Neden sordun?'

-'Şeey bende ondan yapıyorum da..'

-'Hmm, uğraşma bunlarla, normal resmini yap sen yavrum.' dedi ve tüm sınıf ağzını ayıra ayıra tıpkı bir öküz misali güldüler bana.

Rencide oldum o an. Oysa ki hiç bir şey yapmamışken. Sadece bilmediğim bir konuda bilgi olmak istediğim için rencide edilmiştim. İşin garibi kendimi savunamamıştımda. Orada öylece kaldım. Sessizce yerime oturdum. Hoca büyük çoğunluğu susturmuş olmasına rağmen sınıftaki bazı kişiler hala gülmeye devam ediyordu. Yanaklarımın kızardığını çok iyi biliyordum. Çünkü acayip bir sıcak vuruyordu, terlemiştim o an. Zaten çocukluğumdan beri duygusal bir yapım vardı ve ne zaman benimle alay edilse, ismimle dalga geçilse, haksızlık yapılsa hep gözlerim dolardı. O anda ağlayamazdım belki ama geceleri aklıma getirip gündüzlerin acısını çıkartırdım hep.

Birkaç dakika sonra sınıf normale dönmüş hoca derse geçmiş bir şeyler anlatıyordu. Resim dersi olduğundan müzik dinlememize izin verilirdi genellikle. Bende kulaklığı taktıktan sonra başımı sıranın üstünde duran çantama gömüp hayal kurmaya başladım.

Hatalarım varsa affola. Vote ve yorumlarımızı eksik etmeyin. Yeni bölüm 100 okunma da gelir arkadaşlar.