Sabah saat 07.20 de çalan alarmın etkisi üzerine uyandım. Bugün gayet pozitif hissediyordum kendimi. İlk defa okula gitmek böyle olsa gerek.
Babamın isteği üzerine sekiz yıllık eğitimim boyunca evde eğitim aldım. Artık geniş bir çevreye , arkadaşlara ihtiyacım vardı. Bu sefer de benim isteğim üzerine liseyi dışarıda okuyacaktım.
Okul kıyafetlerimden olan yakası lakost beyaz , kırmızı çizgili tişörtümü , beyaz pantolonumu ve kendime ait olan kırmızı kazağımı giydim. Saçımı da daha önceden düzleştirdiğim için sadece tarayıp , kırmızı bir toka taktım. Kırmızı kocaman top küpelerimi ve koluma siyah , beyaz ve kırmızı renkte olan bilekliklerimi taktım. Siyah renkte olan sırt çantamı alıp mutfağa gittim.
Babam üzerine iş kıyafetlerini giymiş , kahvaltı hazırlıyordu. Sanırım servis işimi babam yapacaktı. Babam yumurtayı pişirirken çantamı kenara bırakıp yarım bıraktığı domatesleri doğruyordum ki birden ''Ding Dong'' kapı çaldı. Gelen kardeşim Buse'ydi.
''Ekmekleri aldımmm!.. Kahvaltı ne zaman hazır olacak? Daha ilk günden okula geç kalmak istemem.'' dedi ekmekleri masaya atıp etrafta zıplayarak.
Kardeşim Buse fazla pozitif ve enerjiktir. Bu yüzden arkadaş çevresi baya geniştir. Kardeşim sekizinci sınıfa gidiyordu. Babam kardeşimin dışarıda eğitim almasını ön görmüştü. Bunun nedeni kardeşimin insanlara karşı pozitif ve iyimser olmasıydı. Ben ise biraz utangaç , içine kapanık bir kızdım. Sanırım annemden sonra böyle olmuştum.
Sonunda kahvaltı hazırlanmıştı. Hep beraber masaya oturup kahvaltı ediyorduk. Büyük bir sessizlik oluşmuştu ki bu sessizliği babam bozdu.
"Kızım bu dışarıda eğitim işinde kararlı mısın? "
Babamin bu sorusuna anlamsızca bir bakış atmak amacıyla tek kaşımı kaldırdım ve yüzümü eski haline tekrar büründürüp babama normal bir şekilde baktım.
"Evet , babacığım. Artık büyüdüm ve hayatımı eve bağlı olarak geçirmek istemiyorum." dedim gülümseyerek.
Babam da aynı şekilde bana bakarak gülümsedi.
Kahvaltımızı bitirmiştik. Babamla ben bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra kardeşimin yanına gidip beyaz converselerimi giydim. Tekrar çantamı sırtıma alarak babamın arabasına bindik.
Yeni okulum 1. sınıftan başlayıp 12. sınıfa kadardı. Kardeşim yedi sene boyunca bu okulda okumuştu. Bu yıl da sekizinci senesi olacaktı. Bu yüzden bu okula gidiyordum.
Babam yavaşça frene basarak durdu ve bize:
"İyi dersler canım kızlarım" dedi. Biz de babamın yanağına ikişer öpücük kondurduk ve arabadan indik.
Kendimi kafesinden yeni salınmış kuş gibi hissediyordum. Zaten öyleydi de.
Kafamı biraz kaldırıp okulumu baştan aşağı süzdüm ve o sırada kardeşim beni dürterek:
"Ben arkadaşlarımlayım ablacığım." dedi ve yanağıma bir tane öpücük kondurdu. Tamam anlamında başımı sallayıp okulun girişine doğru yürümeye başladım.
Okulun içine girdim. Çok kalabalıktı. Sanırım sınıfımı bulmakta zorluk çekecektim.
''Ah, kafam!''.
Lanet olsun yere düşmüştüm. İlk günden böyle bir rezillik yaşayacağımı hiç tahmin etmezdim. Kafamı kaldırdığımda bir el bana uzanmış ve benim onu tutmamı bekliyordu. Fakat o kadar utangaçtım ki o eli tutmaya korkmuştum. Karşımda duran mavi gözlü ve hafiften kıvırcık saçlı çocuğa tam kalkarken:
''Teşekkür ederim ama ben iyiyim.'' dedim gözlerimi ondan kaçırarak.
''Ben Doruk'' dedi hafiften sırıtarak.
Nedenini anlamadığım bir şekilde bu çocuğun gülümsemesi benim hoşuma gitmişti. Bu yüzden bende gülümsedim.
''Bende Deniz , memnun oldum Doruk.'' dedim.
''Bende memnun oldum. Hangi sınıfa gidiyorsun?'' dedi bana kaşlarını kaldırarak. Sanırım bu merak anlamı uyandırdığı içindi.
''9-A.'' dedim gözlerimi onun o mavi gözlerinden kaçırarak.
''Nerde olduğunu öğrenmek ister misin? Yoksa bana ihtiyacın yok mu?'' dedi sırıtarak. Bu sırıtma daima bilmişlik ifade ederdi bana.
Bay Bilmiş'in teklifini kabul ettiğimi belli etmek için kafamı aşağı yukarı salladım.
''Benle aynı sınıftasın. '' dedi bana gülümseyerek.
''Aaa. Arkadaşız demek.'' dedim anlamsızca. Çok saçma şeyler söylüyordum.
''Hadi gel bakalım benle.'' dedi gülümseyerek.
O her gülümsediğinde nedensizce bende ona gülümsüyordum. Sanırım bu hoşuma gidiyordu.
Bir kapının önünde durduk. Kapının solunda küçük bir şeyde 9-A yazıyordu. Buranın benim sınıfım olduğunu anlamıştım.
Sınıfıma girdim , 9-A'ya. İlk bulduğum ön sıraya oturdum. Yanıma sarışın bir kız geldi. Sıranın başında beni bekliyordu.
''Kalk şuradan!'' diye bağırdı.
Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Kafasına bunu neden bu kadar takmış olabilirdi ki? Kafamdaki bu saçma soruları attım ve yerimden kalktım.
''Özür dilerim , eğer yanlış bir şey yaptıysam.'' dedim.
Doruk beni kolumdan çekti ve sessizce kulağıma fısıldayıp ''Gel.'' dedi ve onların çaprazındaki masaya oturtturdu.
Anlamsızca bir bakış attım. Sanırım saçmalama yöntemim buydu. Bunu fazlasıyla yapıyordum.
''Ne oldu?'' dedim sessizce.
''Onlardan uzak dur.'' dedi. İlk defa gülümsemiyor ve ciddiydi.
''Tamam ama neden? Ben bir şey anlamadım.'' dedim anlamsızca bakışımı atıp.
''Bak ben seni anladığım kadarıyla narin , utangaç bir kızsın. Böyle kişileri hemen incitirler. Ben senin bu incinen kişilerden olmanı istemiyorum. Tamam mı?'' dedi.
Bana bu kadar ilgi göstermesi hoşuma gitmiyor değildi. Ama ona o kadar çabuk ısınmamda mümkün değildi. Gülümsemesini de seviyordum ama sadece bu kadar...
Tamam anlamında başımı salladım ve bu tamama karşılık bana gülümsedi. Yine yapmıştı yapacağını. Ben kendimi ondan uzak durmayı ikna ederken , tekrar o gülümsemeyle içimi ısıtmıştı. Evet , hoşuma gidiyordu. Aklımdaki bu düşünceler kafamı kurcalarken ben sadece ona gülümsüyordum.
*** Bu hikaye benim ilk hikayem. İzlediğim dizi , film ve okuduğum hikayelere uygun olarak uyarlamaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. ***
*MULTIMEDYA DENİZ*