Bugün sadece 2 saat uyayabilmiştim. Sadece 2... Uyku girmemişti gözüme. Bütün olan olayları düşünmüştüm sadece.
*****
Okula geldiğimde Nazlı koşarak boynuma atladı. Dün yaşadıklarımı anlatacaktım fakat o kadar sevinçliydi ki üzülmesin diye hiçbir şey anlatmamıştım.
''Ne oldu delii?'' dedim onunla aynı içtenlikle gülerek.
''Sanada günaydın balım.'' dedi gülerek.
Balım mı? Bu kız aklını kaçırmaya başlamış. Ne dediğini bilmiyor daha. Ama moralim yerine gelmişti.
''Özür dilerim. En baştan alıyoruz. Günaydın. Şimdi anlat ne oldu?'' dedim gülümseyerek.
''Partiye gidebilecekmişim. Babam ilk defa bana izin verdi. Düşünsene Berk'e ilk defa yakın olucam. Oley! Çok mutluyum.'' dedi gülerek.
Daha önceki partilere gidememişti. Çünkü babası yaşının küçük olduğunu söylemiş ve sürekli bu nedenle izin vermemişti.
''Sen geliyor musun?'' dedi gülerek.
Dün babamla konuştuktan sonra o partiye gitmek istememiştim. Hala da istemiyordum.
''Baban izin vermedi mi?'' dedi gülümseyen suratını yok ederek.
''Hayır , izin verdi. Ama...'' daha sözümü tamamlamadan kesti.
''Aması falan yok küçüğüm. Geliyorsun bu partiye o kadar. Kıyafet dert etme. Alırız. Tamam mı?'' dedi gülümseyerek.
Kafamı tamam anlamında aşağı yukarı salladım. Bu partiye gitmek istemiyordum. Ama gitmek zorundaydım. Arkadaşımı kıramazdım. Ayrıca Berk'e de gelicem demiştim.
Sınıfa geldiğimizde Doruk bize sarıldı ve yine aynı soruyu sordu.
''Partiye gidiyor muyuz?'' dedi gülümseyerek.
Nazlı ise her zaman ki cevabını verdi.
''Sanada günaydın Doruk.'' dedi gülümseyerek.
Doruk'a güldüğümü belli etmemeye çalışsamda çok belliydi.
''Günaydın canım. Soruma cevap alabilir miyim?'' dedi gülümseyerek.
Bugün herkes mutluydu. Ben hariç... Ama Doruk ve Nazlı mutluyken ben mutsuz olmak istemiyordum. O yüzden bende gülümsemeye başlamıştım.
''EVET!'' dedik Nazlı'yla ben aynı anda.
Nazlı bana göz kırpıp Berk'e doğru gitti. Sanırım onunla eş olmak isteyecekti. Cesur bir kızdı Nazlı. Bende onu bu cesurluğundan dolayı hep onu tebrik ederdim.
''Şey... Benimle partiye gelmek ister misin?'' dedi Doruk gülümseyip.
''Tabi ki. Saat 18:00da.'' dedim gülümseyerek.
Öğretmen gelince herkes yerlerine oturdu. Öğretmenler gelir gelmez bizimle selamlaşır ve sonra yoklama alırlardı. Bugünün yoklaması dikkatimi çekmişti.
''Ege Saygıner.'' dedi öğretmen.
Sınıftan çıt çıkmadı. Ege yoktu bugün. Merak etmiştim neden olmadığını. Eda ve Berk bana bakmıştı. Sanki ben neden gelmediğini biliyormuşum gibi. Bende kafamı sağ sola salladım bilmiyorum anlamında. İkiside önlerine döndü.
*****
Zil çalmıştı. Nazlı ve Doruk kantine ineceklerini söylediler. Bende daha sonra geleceğimi söyledim. Sınıftaki herkes dışarı çıktıktan sonra Berk telefonunu cebinden çıkardı.