(EGE)
Parti bittikten sonra...
''Ege buraya gel!'' diye bağırdı babam birden. Babamdan korkmuyordum. Asla korkmadımda. Gerekirse cevap bile verirdim babama.
Evet anlamında kafamı salladıktan sonra annem sertçe babamın kolunu tuttu.
''Eğer Ege'nin canını sıkarsan , bende senin canını sıkarım Kemal!'' dedi. Sessiz bir şekilde söylemek istesede sinirli olduğu için sesini yükseltmişti.
Babam da asla anneme karşı gelemezdi. Böyle bir huyu vardı ve ben babamın sadece bu huyunu seviyordum. Çünkü annem babamdan daha çok severdi beni. Annemle babamında araları hiç iyi değil. Boşanmadıklarına şükür.
Babam merdivenleri hızla çıkıp benim odama geçtikten sonra kapıyı tam içeri gelecek olan annemin yüzüne kapattı. Aniden annem içeri girdi.
''Bende buradayım.'' dedi kaşlarını çatarak.
Sinirlenmişe benziyordu. Her ikiside. Bu gerginliğin tek sebebi Den... Neden ismini söyleyemiyorum. Den... Yok yok. Olmaz. Bu gerginliğin tek sebebi benim. Kendime yalan söyleyemiyorum. Ben eğer o motorsikleti almasaydım hiçbir şey olmazdı.
Babam sadece bir kere kafasını aşağı eğip kaldırdıktan sonra anneme tamam anlamı vermeye yetmişti.
''Sen ne yaptığını zannediyorsun Ege?! Beni rezil etmek mi? Hemde Mustafa'nın önünde!'' dedi.
Mustafa kim? Hiçbir şey anlamadım. Ne diyordu bu adam?
Kaşlarımı çattıktan sonra anneme baktım ve o da kaşlarını çatmış babama bakıyordu.
''Mustafa? Mustafa Alkan?'' dedi annem ve babamda başını salladı.
Alkan? Alkan!! 'Ben Deniz Alkan!' Oha! Deniz'in babası benim babamın ezeli düşmanı. OH MY GOT!
''Ege beni bir defa rezil edersen seninle bu konuyu konuşmam dahi. Fransa'ya gider , okulunu orda okur , daha sonrada holdingde çalışmaya başlarsın!'' dedi ve ben daha konuşmaya başlamadan ''Bu kadar!'' diye bağırdı.
''İzninizle. Burada fazla karbonhidrat fazlalığı oldu. Oksijene ihtiyacım var.'' dedim ve odamdan çıktım.
(DENİZ)
Bütün gece Ege'nin yaptıklarını düşünüp ağlamıştım. Nazlı dayanamayıp benle kalmıştı ki bu bana çok iyi gelmişti. Ertesi gün kendimi toplayıp ilk okul tatilimin tadını çıkarmaya karar verdim.
''Günaydın babacım!'' dedim ve babamın yanağına öpücük kondurup Sakine Abla'nın şuanda yapmakta olduğu pankekleri elinden alıp yapmaya başladım.
Babamında benim halime güldüğünü kahkahalarından anlamıştım.
''Sevinçlisin. Sevindim.'' dedi babam.
''Küçük sorunlar umrumda değil. Takmamayı öğrenmek lazım. Yani umursamamayı.'' dedim elimdeki pankekleri yapmaya devam ederek.
''Haydi sofraya! Kahvaltı hazır!'' diyerek pişirdiğim tüm pankekleri masaya koydum.
Kahvaltımızı ettikten sonra biraz düşündüm de Ege'nin bu yaptıkları sebepsiz olamazdı. Yani bir insan sebepsiz yere birini döver ya da söver miydi? Bunların nedenlerini öğrenmeliydim. Evet , kesinlikle öğrenmeliydim.
Herkes masadan kalkar kalkmaz üzerime deri ceketimi aldım.
''Ben çıkıyorum. Bir işim var. Halledip gelirim.'' diyerek hemen çıktım evden.