Yasak Aşkın Meyvesi

255 135 13
                                    

Güneş, başını kaldırmış dağların arasında doğruluyor.
Dünyanın Kuzey Yarım küresinde yeni bir gün filizleniyordu.
Rosa'nın oğlu, bunlar olurken annesine ağıt yakar gibi ağlıyor, ağladıkça büyüyordü.
Tarlalarını biçmeye gelen köylüler kendi aralarında ekonomik durumdan tarımın durgunluğundan bahsedip yakınıyorlardır...Bu konuşmalar esnasında kulaklarına desibeli gittikçe artan bir bebek sesi gelmeye başladı.
Şaşırdılar...Bu ne
Yusuf:Sen de duyuyor musun Musa.
Musa: Evet duyuyorum koş bu taraftan geliyor ses...
Rosa'nın cansız bedeni ve ağıt yakan bebeği karşılarında görünce bir şok etkisi yaşarlar az önce konuştukları ülkenin ekonomik durumu gibi durgunlaşırlar...
Yusuf, Rosa'yı tanır yan köylerden fakir bir ailenin kızıdır. Rosa'nın resmiyetsiz, kızlık soyadıyla, imamdan yetki almadan hamile kaldığını o da duymuştu..
Yusuf, çoçuğu görür görmez sanki hipnoz olmuş gibi çocuğa bağlanmaya başlamıştı. Bu da ilk görüşte babalık gibi bir şeydi.
Musa ise sıradan bir tipti.
Yusuf'a hadi ailesine haber verelim alsınlar kızlarını ve bebeklerini dedi..
Yusuf:Olmaz ya bebeğe de bir şey yaparlarsa.
Musa:Bize ne daha işimiz gücümüz var.
Yusuf bebeği kendine almayı bir şekilde Rosa'nın cesedini yok etmeyi kafasına koymuştu..
Yusuf, Musa'ya güvenmeyeceğini biliyordu ondan da kurtulmak gerekiyordu onu bu fikirlerine ikna edemeyeceğini biliyordu..
Yusuf, hiç tanımadığı bu bebek için çocukluk arkadaşı Musa'yı öldürmüş Dicle nehrinin sularına Rosa'nın cesediyle birlikte atmıştı.
Dicle nehri bu iki cesedi Şattül Araba taşıyacak Rosa ve Musa burda birer ölüm çiçeği olacaklardı...

Cinlerin ŞövalyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin