Medya; Ceyhun :)
Ne yaptığımı bilemeyerek karşımdaki kişinin üzerine düştüğümde hala şaşkındım. Yani ilk ben onu ittiğimde onu kahveyle haşlanmaktan kurtarmıştım. Ama o da beni haşlanmaktan kurtarmıştı kendine çekerek. Bu nasıl bir cümle bilmiyorum ama şuan beyin hücrelerime seslenmek istiyorum.
Nerdesiniz allasen.
Üzerine düştüğüm kişi bana bakmaya başladığında anlamayarak kaşlarımı çattım. ''Ne bakıyorsun be.'' diye cırladım hala üzerinde bir vaziyette. Böyle bir tepki beklemediğinden ani gelen sesle yüzünü buruşturdu.
Bende bu sırada üzerinden kalkmaya çalışıyordum.
Kafamı tutarken birden ayağa dikildim ama ayak bileğimdeki acıyla yüzümü buruşturdum. O da hızla ayağa kalkınca üzerindeki tozları silkerken konuştu.
''Bakıyorum da benden ayrılınca bi yüzünü falan buruşturdun. Bu kadar belli etme etkilendiğini.'' deyip göz kırptı. ''Birde kafanın maşallahı varmış baya ağır.''dedi bir elini kafasını götürürken bana kötü kötü bakıyordu.
Acaba sen kendini ne sanıyorsun?
Bir alıcı gözüyle baktığımda fazlasıyla gideri vardı. Boyu benden şuan tahmin edemeyeceğim kadar uzundu. Şuan ona bakabilmem için hafif başımı kaldırıyordum. Fakat kendimi yanında cüce hissedecek kadar uzun değildi.
Giydiği siyah pantolonla ve beyaz gömlekle bile oldukça yakışıklı duruyordu. Yani bizim bu saçma okul kıyafeti bile yakışmıştı. Boru mu?
Ayrıca simsiyah ve gür saçları ona ayrı bir hava katıyordu fakat çok iyi duruyordu.
Kendime gelip ismini bilmediğim şahsı incelemeyi bırakarak çok geçmeden cevap verdim.''Gözükmüyorsun'' dedim gözlerinin içine büyük bir ciddiyetle bakarak.
Kaşlarını çatıp bana 'Mal mısın' bakışları atınca açıklama yapma gereği duydum. ''Egon diyorum önüne geçmiş gözükmüyorsun.'' deyince kaşları alayla yukarı kalktı ve hafif alaylı gülümsemeyle kafasını yana yatırdı. Böyle çok tatlı gelmişti gözüme. Ama bunun konumuzla alakası yoktu değil mi?
''Bunu beni gördüğü gibi üzerime atlayan kız mı söylüyor.'' deyince şaşkınlıkla gözlerim ve ağzım aynı oranda açıldı. Böylece fok balığına benziyor olabilirdim ama şuan umurumda değildi.
''S-sen kendini ne sanıyorsun ya. Birden önüme çıktın çarptın bana. Önüne bile bakmadan deli danalar gibi hızlı hızlı gidiyordun. Haşlanacaktın gerizekalı. Hayır yani ben seni ittim sen beni niye çekiyorsun. Birde gelmiş bana 'Bını gırdığı gıbı ızırımı ıtlıyın kız mı sıylıyır' diyorsun. Hayır yani se-'' lafımı böldüğünde sinirle ona baktım.
''Sus bi kızım ya ne çok konuşuyorsun. Bir şey demedim farz et. Hem suçlu hem güçlü.'' son dediğini kendi kendine mırıldanır gibi söylediğinde kaşlarımı çattım.
Gözüm dökülen çayla ıslanan yerdeki notlarıma kaydığında ofladım. Allah'tan Gökay'da fotokopisi vardı da rahattım. Ama şunu azıcık daha sinir etmekten bir şey olmazdı değil mi?
''Bak senin yüzünde notlarım gitti ya.'' diye sitem ettim.
''Önüme çıkan sensin.'' diye hafif bir şekilde bağırdı. ''Sen bana bağıramazsın.'' diye tısladım dişlerimin arasından.
Kafasını yukarı kaldırıp ''Sabır Allah'ım.'' diye mırıldandı.
Onu takmayıp birkaç meraklı göz arasında yanından geçip kantinden çıktım. Yani herkes film izlermiş gibi bizi izlemişti. Çok mu komiktik yoksa çok mu dikkat çekici bilemiyorum ama kantinin çoğu bizi izlemişti. Yani okulda herkes alt alta üst üste değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFTALYA
ChickLit"Deniz kızı hikayesini hiç duymuş muydun?" "Hayır." dedim sol tarafımdan gelen soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla. Deniz, gece daha soğuk oluyordu. "O zaman bu gece hayatımızda çok şey değişecek."