''Bölüm 4''

20 2 1
                                    


Öncelikle merhaba ✋ Ne kadar burada yeni olsam da hepinizi çooookk seviyorum. Hikayeme şans verdiğin için sana da teşekkür ediyorum.

Ve şu konuya açıklık getirmek istiyorum. Buradaki karakterleri ifade eden modeller sadece bir görsel. Asıl karakterler sizin zihninizin içerisinde. Eminim oradakiler daha güzel. :')

Sizleri çok daha fazla sıkmamak için bölümle baş başa bırakıyorum. Umarım beğenirsiniz.

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum :')

***

Sinirle arkamı döndüğümde Ceyhun'a öldürücü bakışlar atmayı dilerken Halil ile göz göze geldik. Bana değişik bir bakış atıp Ceyhun'a döndü.

''Bir sorun mu var birader?'' Öyle soğuk söylemişti ki ben bile korkmuştum.

''Hayır, yok birader.'' dedi Ceyhun Halil'e bakarak.

''Halil bir şey yok. Kendi çapında şaka yaptı arkadaş.'' dedim Ceyhun'a bakarken. Herkes birbirine bakıyordu.

Önüme döndüğümde bizi dinleyen Ceren'e baktım.

''Neden böyle bir şey yaptın Ceren? Gerçekten amacın ne anlamıyorum.'' dedim sinirle. Gerçekten o kadar sinirlenmiştim ki az daha zorlasam gözlerimden ateş çıkabilirdi.

''Eylül haklısın çok özür dilerim. Böyle olacağını düşünmemiştim. Kötü bir niyetim yoktu.Gerçekten.'' dedi masum masum bakarken. Azıcık daha ona bakarsam yumuşayacağımı anladığım için önüme döndüm.

Ama böyle bir şey yapması çok saçmaydı.

İki Tarih dersi uyuklayarak ve hocayı dersi dinlediğimi inandırmaya çalışmamla geçti.

Tenefüste Tuğçeyle kantine kaşarlı tost ile meyve suyu almaya indik. Merdivenlerden inerken Tuğçe daha fazla dayanamayıp patladı.

''Kızım bak sen anlatacaksın diye susuyorum, bir şey sormuyorum ama daha fazla dayanamayacağım sanırım. Anlatsana neler oldu? Sabah Ceyhun neden öyle dedi? Ne yapt-''

Tuğçe motor takmış gibi soruları sıralarken sözünü kestim çünkü daha on tane falan soru sorabilme kapasitesine sahipti.

''Önce nefes alıyoruz Tuğçecim.'' dedim derin bir nefes alırken. Oda benim gibi derin bir nefes aldı. Sonra yaptığının saçma olduğunu fark edip yine bana döndü.

''Zaman mı kazanmaya çalışıyorsun sen?'' dedi.

''Hayır tabiki. Kendi uyduruyor işte gerizekalı. Çok hayalperest.'' dedim aklıma Ceyhun gelirken. Kafasını kopartmak istiyordum.

Tuğçe tam ağzını açmıştı ki yanımızda Ceren belirdi. Bu kız gerçekten çok hızlıydı. Ya da biz çok yavaştık.

''Kantine mi gidiyorsunuz?'' dedi Ceren kantinden içeri girdiğimiz sırada. Kendi söylediğinin saçmalığını anlamış olacak ki hafifçe güldü. Bizde güldük. Deli falandı ama komik kızdı Allah için.

''Güldün güldün. Demek ki küs değiliz. '' dedi sevinçle havada zıplarken.

''Değiliz Ceren.'' dedim gülümseyerek. Çok tatlı gelmişti gözüme.

Ceren o sırada Tuğçe'yi fark etti ve onlar tanışırken ben kantinin içine doğru adımladım.

''Ben tost almaya gidiyorum. Beni bekleyin sakın çıkmayın sınıfa.'' diye tembih ettikten sonra birkaç sıra bekleyenin arkasına geçtim ve bende beklemeye başladım.

Biri yanağımdan makas alınca hızla o tarafa döndüm.

''Ne yapıyorsun güzellik?''

''Ödümü koparttın deli.'' dedim sağ elimin baş parmağıyla üst iki dişimin üzerine baskı uyguladım ve kafamı hafifçe geriye attım.

EFTALYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin