''Bölüm 3''

19 2 1
                                    

Üzerine düşerek tanıştığım çocukla, ki tam olarak tanışmak denemez, aynı gün içerisinde aynı sınıfta olduğumu ve evlerimizin karşılıklı olduğunu öğreniyordum.

Kitaplarda veya filmlerde bu asıl kızla asıl oğlan aşık olmazlar mıydı birbirlerine. Peki ben neden şuan çaya bisküvi batırıyordum?

Bisküviyi çayın içinde çok tuttuğumdan olsa gerek bardağın içinde parçalara ayrılırken sinirle ayağımı yere vurdum. Gözler bana dönerken mahçupça gülümsedim.

''İyisin dimi Emin?'' babamın sesiyle gözlerim ona dönerken karşımda oturan Ceyhun'u es geçtim.

Şuan Aysel teyzelerdeydik. Emin amca aniden fenalaşınca yemek yedikten sonra apar topar buraya gelmiştik. Emin amca, Aysel teyzenin eşiydi. Geleli 15 dakika oluyordu fakat Ceren yanımıza gelmemişti.

Aysel teyze banyoda olduğunu ve yaklaşık yarım saate kadar çıkmayacağını söylediğinde ondan da ümidi kesmiştim.

''İyiyim Erhan, bunlar fazla abarttı sadece.'' derken Aysel teyzeyle Ceyhun'u gösterdi. Göz ucuyla Ceyhun'a baktığımda gözlerini devirdiğini gördüm. Bu umursamazlığı niyeydi acaba?

Ben hala ona bakmaya devam ederken birden oda bana bakmaya başladı. Beni sıcak basarken inadına gözlerimi kaçırmadım.

''Bayılacaktın az daha enişte.'' dedi gözlerini benden çekip Emin amca'ya dönerken.

''Abartma oğlum.''derken Ceren odaya başında havluyla girdi. Bizi görünce afallamıştı. Bunu beklemiyordu.

''Aa hoşgeldiniz. Herkes burdaymış.'' dedi odaya göz gezdirirken.

Aysel teyze ''Kızım sen banyodayken biz hastaneye gittik, eve geldik, çay içiyoruz. Yani biraz daha çıkmasaydın uyku faslına geçecektik evladım.'' dedi dalgasına.

''Ne hastaneye mi gittiniz? Kime ne oldu? Teyze sana mı?'' derken teyzesinin yanına gidip vücudunda bir şey var mı diye telaşla bakmaya başladı. Onda bir şey olmadığını anlayınca eniştesine döndü.

''Eniştem sana mı bir şey oldu yoksa?'' deyip bu sefer telaşla Emin amcanın yanına koştu.

Emin amca gelen tehlikeyi fark edip gözlerini yardım istercesine bize döndürdü.

Ceyhun daha Emin amcaya ulaşamayan Ceren'i kolundan tutup yanına çekti. Babam lafa girdi.

''Kızım yok bir şey sadece azıcık fenalaşmış. Ne olur ne olmaz hastaneye gitmişler.'' deyince Ceren'in gözlerindeki endişe biraz da olsa azalmıştı.

''Tamam o zaman.''deyip gözlerini bana döndürdü.

''Eylül odama gidelim mi?'' deyince bir saniyeliğine gözlerimi Ceyhun'a çevirdim ve tekrar Ceren'e baktım.

''Peki, gidelim.'' dedim ayağa kalkarken. Annem ''Kızım biz kalkarken sesleniriz sana.'' demesine başımla onay verdim.

Salondan çıkıp Ceren'i takip ederken köşedeki sehpaya serçe parmağımı çarptım. Acıyla 'ah' diye bir ses çıkardım ayağımı tutarken.

''Gerizekalı.'' diye duyduğum sese dönerken bir elim ayağımda olduğu için dengemi sağlayamadım ve yere düşeceğimi sanarken belime bir kol dolandı.

''Ve beceriksiz.'' Kafamı kaldırdığımda Ceyhunla burunlarımız çarptı. Beni tutabilmek için fazlasıyla eğilmişti.

Kalbimin durduğunu hissettiğim o saniyeler, hem utançtan hemde rezil olmanın verdiği hissiyattan kendimi hemen geri çektim. Dengemi sağlayıp ayakta dururken ''Düşmeden veya çarpmadan yaşayamaz mısın sen?'' diye alaylı bir ses geldi Ceyhun'dan.

EFTALYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin