Hamileyim!

4.4K 215 26
                                    

( Defne'nin bakış açısından )

Şoka uğramış bakışlarımla elimdeki kağıdı süzerken hemşirenin sesini yükseltmesiyle kendime geldim. "Hanımefendi iyi misiniz?Hanımefendi!"
Kafamı sallayıp ellerimden destek alarak oturduğum sedyeden kalktım. Bir kan testi sonucunun beni bu kadar şok edebileceğini düşünmemiştim daha önce, ama şimdi...
Ellerimle suratımı sıvazladıktan sonra adımlarımı hızla Mert Bey'in odasına yönelttim. Ahh!! Başıma ne gelmişse o doktor yüzünden gelmişti zaten! Ah Defne! Salak Defne!! Hırsla odasının kapısını tek tıklatıp içeri daldım, şansına ki hastası yoktu. Bilindik sırıtışını suratına yerleştirerek karşıladı beni. Oysa ki onun sırıtışının aksine bir ifadeye bürünmüştü benim suratım. Mert Bey koltuğunu bana çevirdi.
"Defne... uzun zamandır gelmiyordun. Haplarla ilgili bir sorun yaşamadın umarım?"
Elimdeki kağıdı masasına fırlattım. Gözlerimdeki kızgınlığı gören Mert Bey'in sırıtışı ise ağır bir şekilde soldu.
"Bakın bakalım yaşamış mıyım?! AH DOĞRU YA, BU HAPLAR TAM BANA GÖREYDİ!! ÖNCEKİNDEN VAZGEÇMEM, EN DOĞRU KARARDI DEĞİL Mİ? BAKIN NE OLDU? HAMİLEYİM İŞTE.. Hamileyim.."
Mert Bey elindeki kağıdı kaşlarını çatarak incelemeye başladı. Ardından ise anlamamış bir halde kağıdı masasına bıraktı.
"Haplarını doğru saatte alıyor muydun Defne?"
Şaka mı yapıyorsun dercesine bir bakış attım.
"Tabiki!! Her gün tam saat 6'da alıyorum! Bir dakika bile sekmeden!"
Mert Bey çenesini kaşıdı ve kaşlarını çattı.
"Bu çok sık rastladığımız bir durum değil. Genelde hap değişimlerinde ufak kanamalar veyahut mide bulantılarıyla karşılaşırız, ardından ise vücut yeni hapa uyum sağlar. Hamilelik? Beklenmedik bir durum.  Demek ki vücudunuz bu hapı kabullenemedi."

Kendimi atarcasına sandalyeye oturdum. Derin bir nefes vererek tüm bu yaşadıklarımın gerçek olmamasını diledim. Bir hamileliğe, anne olmaya, tüm bu sorumluluğa hazır mıydım hiç bilmiyordum.
"Mert Bey, ben.."

"Defne eğer bu bebeği istemiyorsan henüz gelişimini tamamlamadan..."
Gözlerimi şokla açtım- "ŞAKA YAPIYOR OLMALISINIZ! Tamam kürtaja karşı biri değilim, ama bunu yapacak ne cesaretim var, ne de bir nedenim! "
"O zaman?" Dedi Mert Bey. Ellerini masanın üzerinde birleştirmiş ve tekrar sırıtmaya başlamıştı. "Bebeği tutacaksınız yani..?"
"Ondan bir malmış gibi bahsetmezseniz? " diye çıkıverdi kelimeler ağzımdan. Bu tavrım Mert Bey'i daha da güldürdü.
"Defne Hanım.. Anlaşılan daha görüşeceğiz.."
Bu ukala tavırları her ne kadar hoşuma gitmese de beni her zaman güldürürdü. Şuan onun hatası ve vücudumun beni yarı yolda bırakması yüzünden hamile olsam bile.. Mert Bey'in masasındaki kan testi sonuçlarımı alıp çantama koydum ve ardından ayaklandım.
"Ultrason için iki veya üç gün sonra gelsem uygun olur musunuz? Önce eşime söylemem gerek de. Biz böyle bir şeyi beklemiyorduk.."

Bu tam olarak doğru sayılmazdı aslında, Ömer'in istediği ve direk sözünü etmese bile imalarla sürekli bana dayattığı yegane şeydi aslında çocuk. Ancak ben..  Buna hiçbir zaman kendimi tam olarak hazırlayamayacağımı düşünüyor ve her seferinde üstü kapalı olarak reddediyordum onu. Bu haber Ömer'i pek de mutsuz edecek gibi değildi anlaşılan.. ama yine de söylemesi kolay olmayacaktı.
Mert Bey bana anlayışla gülümsedi, "Üç gün sonra, saat 10'da. Anlaştık mı?"
İtaatkar bir şekilde başımı salladım ve odadan çıktım. Sarsak adımlarımı hastane koridoru boyunca sürükledikten sonra otoparkta beni bekleyen Şükrü Abi'ye yöneldim. Beni gördükten sonra endişeyle arabadan indi ve koluma girdi.
"Defne!! İyi misin kızım, neyin var? Bembeyaz kesilmişsin.. Kötü bir şey mi var?"
Her ne kadar yok demeye niyetlendiysem de ağzımı açmaya mecalim yoktu. Şürkü Abi beni hafifçe sarsınca cevaplamak zorunda kaldım.
"Y-yok Şükrü Abi.. Tansiyonum düştü sanırım biraz, yorgunum da, ondan. Eve gidebilir miyiz? "
"Tamam Defne. Ömer Bey'e haber vermemi ister misin? İyi görünmüyorsun. "
"Yok gerçekten iyiyim."
Şükrü Abi arabayı çalıştırdığında dirseğimi cama yaslayıp kendimi dinlemeye çalıştım. Anne olmak.. Hamilelik.. Doğum.. Hayat..? Vücudumda ikinci bir can taşıdığımın bilinci hala tam oturmuyordu bende. Ancak bir mucize olmalıydı bunun için. Sevişmelerinde korundukları ve aldığı haplar geldi aklıma, bunlarla birlikte Ömer'in korunmadığı da. Gözümde canlanan sahneler iyice koltuğuna sinmemi sağladı. Tenimin şeffafa döndüğünü hissetsem de yanaklarımın kızardığı da aşikardı. Şükrü Abi'nin aynadan kesik bakışlarını yakaladığımı çaktırmamaya çalıştım. Benzinlikte durduğumuzda Ömer'i arayacağını biliyordum.

ARABADA BEBEK(LER) VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin