Her zamanki gibi Stilde sıradan bir iş günüydü... Ancak bugünü benim için özel yapacak bir şey vardı . Evet, Ultrasona gidecektik . Ömer hamileliğimi öğrendiğinden beri ne zaman gideceğimizi sorgulayıp duruyor, bebeğimizle tanışmak için sabırsızlanıyordu. Ah benim güzel kalpli adamım... Şimdiden öylesine sahiplenmişti ki bu aile olma duygusunu . Keşke ben de onun gibi kolayca alışabilseydim bu hisse. Ömer sanki doğuştan bir babalık içgüdüsüyle doğmuşçasına hareket ediyor ve bana güven veriyordu. Ama korkuyordum işte ... İyi bir anne olamamaktan, annem gibi olmaktan.. korkuyordum... korkuyorum.
Masamın başında evraklarıma odaklanmış bir şekilde işimle uğraşırken Ömer , o günümü aydınlatan gülüşünü saçarak odama girdi. Bütün hayatımı bu gülüşe adayabilirdim . Masamın köşesine oturarak at kuyruğumdan çıkıp özgürlüğüne kavuşmuş birkaç saç telimi kulağımın arkasına ittirdi ve parmaklarıyla yanaklarımı okşadı . Özlemiştim onu ... daha iş yerine geleli birkaç saat olmasına rağmen bana dokunan parmaklarını özlemiştim. Aramızdaki hiç şikayetçi olmadığım sessizliği Ömer bozdu.
"Hadi sevgilim, gidiyoruz." Ömer'e kaşlarımı kaldırarak baktım . Ardından ise masamın üzerinde bir yığın halinde duran ve halledilmeyi bekleyen evrakları işaret ettim .
"Ömer nereye gidiyoruz ya? Daha doğru düzgün hiçbir şeyi halledemedim."
Ömer gözlerini devirerek bana baktı.
"Seda'dan izin aldım. Ultrasona gideceğimizden bahsettim. Ee tabi biraz da heyecanımdan. Hemen izin verdi! Hadi gidelim!"
Gözlerimi şaşırmış bir şekilde açtım. Ardından kıkırdayarak Ömer'in kollarını kavradım.
"Ömer İplikçi ! Resmen kaytarmama sebep oluyorsunuz ! Hiç doğru bir davranış değil. Size inanamıyorum ."
Ömer kıkırdamama o çarpık gülüşünü bana sunarak karşılık verdi.
"Ee lazım ama bazen ... değil mi?"
Ellerimi sakallarında gezdirirken dudağının kenarına hafif bir öpücük bıraktım.
"Serseri seni..."
Ömer dudağının kenarına bıraktığım öpücüğü gerçek bir öpüşmeye çevirmek için dudaklarını aralarken fısıldadı.
"Evet.. senin serserin.. "
İki parmağımla Ömer'in dudağını kapattım ve uzaklaşıp çantamı aldım.
"Ee hadi gidip bebeğimizle tanışalım o zaman. Gerçi ben bayağı tanıştım şu birkaç günde . Malum sabah bulantılarım içimde bir yaratık yaşadığını düşünmeme sebep oluyor da. Onun bir bebek olduğundan emin olmalıyız bir an önce yoksa korkmaya başlayacağım. "
Ömer kahkaha attı ardından ise kolunu omuzuma atıp yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Delisin sen ya! Seni çok seviyorum!." Ömer'in saf neşesinin keyfini çıkararak yürümeye başladım . Binadan dışarı çıktığımızda henüz sabah saatleri olmasının da etkisiyle temiz havayı içime çektim sanırım şu iş yoğunluğunun içinde kendime bir temiz hava molası verip yürüyüşe çıkmam falan gerekiyordu.. Ömer ile birkaç adım daha yürüdükten sonra arabanın yanına geldiğimizde ise bizi bir sürpriz bekliyordu...
******
Ömer elinde kocaman mor ve sarı kurdelalarla sarılı bir kutuyla duran Koray Bey' i süzüyordu. Koray Bey ise Ömer'in vereceği herhangi bir olumsuz tepkiden çekinir bir vaziyette içine çökmüş ve gözlerini kırpıştırıyordu. Uzun bir bakışma seansından sonra sonunda Koray Bey'den bir ses çıktı.
"IĞĞĞHHHHHHHH"
Koray Bey'in ani tepkisi benim de yerimde zıplamama sebep olmuştu . Ömer'e daha da sokulup lafa atladım.
"Koray Bey n'apıyorsunuz ? O elinizdeki ne?"
Koray Bey kendini bilmiş bir gülüş atarak yanıma doğru yürümeye başladı. Koray Bey bize yaklaştıkça Ömer ve ben birer adım geriye gidiyorduk.
"AYYYĞĞĞHHH KAÇMASANIZA ENEZELER! HAYATIM HEDİYE ALDIM SİZE HEDİYE!! İLK HEDİYENİZİ BEN ALDIM! DÖNE DÖNE ALDIM ! BÖYLE KÜÇÜK MİNNAK ŞİRİN BİR ŞEY AMA KESSSSSSİİİN ÇOK BEĞENECEKSİNİZ HAYATIMM! ÇOK TEŞAKKUR EDUYORUM.!"
Ömer temkinli bir şekilde Koray'a yaklaşıp kibar bir teşekkürle kutuyu aldı. Kutuyu yine aynı temkinli ifadesini bozmadan açtı. Kutunun içinde bir adet beyaz ancak üstü taşlarla süslü ( resmen abiye ya hu!!!) zıbın yine aynı renk bir emzik ve en altta ise bir yazı vardı. Araba yazısıydı sanırım . Ömer'e 'O ne?" bakışımı atar atmaz Ömer yazıyı çıkarttı ve bana gösterdi. HAHAHAHHHA! Üzerinde "BABY ON BOARD" (arabada bebek var) yazan bir araba yazısıydı. Ve tabi ki kutudaki her şey gibi taşlarla süslenmişti . Ömer sırıtarak bana baktı ben de kıkırdamadan edemedim. Koray Bey aramıza dalarak bağırmaya başladı.
"AYYYY İNSAN Bİ TEŞEKKÜR EDER SEVİMSİZLER ! SİZİ DÜŞÜNDÜM HAYATIM . ŞİMDİ BUNLARIN BEBÖCÜĞÜNÜN HİÇBİR ŞEYİ YOKTUR DAHA DEDİM . İLK BEN ALDIM! EN SÜSLÜSÜNÜ , EN GÖRKEMLİSİNİ ALDIM O DOĞACAK MÜKKÖMMEL BEBÖÖCÜĞÜNÜZE . KORAY AMCASINDAN HEDİYE HMHMHMHHIGIHIH! Ağyh beğenmediniz mi yoksa hiç sesleri çıkmıyo valla beğenmediler IĞĞĞHHHHHHH NASIL BEĞENMEZSİNİZ ?!!? BEN O KADAR..."
Ömer söze atladı. " Koraycım olur mu çok beğendik. Bayıldık! Ağzımızı açamadık o yüzden. Çok teşekkür ederiz . Özellikle henüz ortada olmayan bebeğimizi düşünüp aldığın şu arabaya asılan şeye bayıldık . Benim favorim o yani . Ya senin Defne?"
"Ayyy benim de o hihihihhi...."
Koray gözlerini kısarak Ömer'in elindeki yazıyı kaptı ve Şükrü Abi'ye doğru koşturmaya başladı.
"IĞĞHHH ŞÜKROŞ BEYCİĞİMİN BU BUZ ŞELALESİNİN ARABASINI AÇABİLİR MİSİNİZ Bİ?"
Şükrü abi Ömer'e bakıp nabzını yokladı. Ömer başıyla onay verdikten sonra ise arabanın kilidini açtı. Ömerle el ele Koray bey'in yapacağı şeyi izliyorduk . Ee ikimizde oldukça keyifliydik tabi ııh bir de doktor randevuma geç kalmasak harika olacaktı.
Koray bey dizlerinin üzerinde sürünerek arka koltuğa çıkmış ve yazıyı arabanın arka camına yapıştırdıktan sonra gururla şaheserine bakmıştı. Ömerle ben bu süre içinde kıkırdamayı sürdürdük tabi! Bu sıralar Ömer'i daha önce hiç olmadığı kadar güldürüyor olmak da beni neşelendirmişti.
Koray bey tüm havasıyla arabadan indikten sonra ufak bir saç savurma hareketiyle lafa başlamıştı.
"Hayatım bakın siz artık üç kişisiniz o yüzdeeeeeen trafikte de insanların sizin bir bebiciğiniz olduğunu bilmesi lazım . Öyle öküz gibi hönk hönk korna çalmasınlar bişiy yapsınlar diyeeee BUUU GÜZELL YAZIMIZI ARABANIZA ASIYORRR VEEE DEFÖM BEBÜJİĞİNİN VATANA MİLLETE HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM EFENİM MMHIHIHIHIII.!"
"Koray mağaza açılışı mı yapıyorsun ya? Neyse neyse .. Çok teşekkür ederiz her şey için . Çok güzeller. Minicik.."
"Koray Bey zahmet etmişsiniz sağolun . Daha erkendi gerçi ama olsun. Teşekkür ederim düşündüğünüz için.""SADECE DÜŞÜNMEDİM HAYATIM ALDIMM ALDIMM.! DÖNE DÖNE ALDIM. Ayrıca ben her şeyi ilk yaparım hayaatım. Şimdi birkaç ay sonra sen fıçı gibi olduğunda herkes alır sana hediye ama şimmmdiiiii BİR TEK BEN ! BEN! KORAY SARGIN!"
Ömer güldü " Evet Koray daha ortada olmayan bir bebeğe 'Arabada bebek var' yazısı almak da bir tek senin aklına gelirdi zaten"
"IIIĞĞĞHHHGG BUZ ŞELALESİNE BAK SEN! HAYATIM SONUÇTA SİZ ARABANIZIN İÇİNDE OLDUĞUNUZDA O BEBİŞ DE ORADA OLACAK . BAKIN AÇIKLAMASINI YAPİYİM. ŞİMDİ BU BEBİŞ KURU KIZIN İÇİNDE YA EE KURU KIZ DA ARABANIN İÇİNDE OLACAK DOLAYISIYLA HAYATIM BEBİŞ DE ARABANIN İÇİNDE OLMUŞ OLUYO. ÇOK TEŞAKKUR EDUYORUM ÇOK TEŞAKKUR EDUYORUM GENIUS KORAY SARGIN SİZLERLEYDİ .!"
Koray pıt pıt sekerek binanın içine doğru ilerlerken biz de bizi bekleyen randevumuza gitmek üzere yola çıktık.********
-Akşam 17:30-
Ömer'le koltukta sarmaş dolaş oturmuş ve ultrason fotoğrafımı inceliyorduk . İkimizin mucizesini... Henüz minicik bir nokta olmasına rağmen ikimizi de öylesine mutlu ediyordu ki... Sanki Ömer ve beni dahada bağlamıştı birbirimize. İtiraf etmeliydim ki varlığına alışıyordum ve bu hoşuma gidiyordu . Sanırım korkularımı aşmaya başlamış ve o anneliğe özgü koruma içgüdüsüne bürünmüştüm. Bu kadar çabuk atlatabileceğime imkan dahi vermezken şuan burada oturuyor, fotoğrafına bakıyor ve gülümsüyorduk. Hala aşmam gereken bir sürü şey olduğunun farkındayım ancak yapabileceğime inancım var artık. Artık inanıyorum ... Burada Ömer'in sıcacık kollarının arasında onun fotoğrafına bakıyor ve sanırım hissedebileceğim sn muazzam duyguyu hissediyordum. Ömer bendeki değişimden memnun bir şekilde saçlarıma kafasını gömmüş ve büyülü bir ezgi mırıldanıyordu. Hayatımızın milat noktasındaydık... Birbirimizin ve anın tadını çıkarırken Ömer saçlarımı öperek kulağıma o dizeleri fısıldamaya başladı:
Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
Bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.
Genceli Nizami\'nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki..
İkinci bir parıltı var ki senin bakışlarında
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.Ömer'in sesinden Cemal Süreya dinlemek beni büyülüyor farklı dünyalara sürüklüyordu. Çok aşıktım... Öyle aşıktım ki en az çiçeklerin bahara duyduğu aşk kadar... Öyle aşıktım ki ben, yanımda toprağın yağmura duyduğu aşk yetersiz kalır utanıp köşesine çekilirdi. Aşıktım... Deliydim..
******
-Sabah 08:30-
""Çünkü sana değdiğinden beri ellerim... Bütün kış dallarımda tomurcuklar var.."
🎶🎶
Şarkı söyleyerek Ömer ve bana mükellef bir kahvaltı hazırlamakla meşguldüm . Bugün bir başlangıçtı . Yeni hayatımızın ilk günü! Bunun verdiği neşeyle hiç olmadığım kadar neşeliydim. Dans ediyor, sallanıyor ve melodiyle bütün oluyordum. Buzdolabından omlet için gerekli malzemeleri alıp tezgaha dönmemle belime sarılan güçlü kolları hissetmem bir olmuştu. Güçlü ancak beni incitmekten korkarcasına da hassastı. Bir süre Ömer'in burnuma dolan kokusunun keyfini çıkarttıktan sonra ağır adımlarla kocama döndüm ve ona hakettiği güzel sabah öpücüğünü verdim. Gülümseyerek burnunu burnuma sürdükten sonra kestiğim domateslerden bir parçayı ağzına attı.
"Erkencisiniz bugün Defne Hanım."
"Öyle.. uyuyamadım pek .."
"Allah allah neden ki? Benim güzel kızım şimdiden annesiyle çok mu uğraşıyor yoksa?" Ömer elini henüz çıkmamış karnımda gezdirerek bir kez daha kalbimi eritmişti.. Öyle güzel seviyordu ki... Sırıtarak sorusunu cevapladım.
"Yok ondan değil. Mutluluktan.."
Ömer eğlenmiş bir ifadeyle bana baktı.
"Bak sen yeni annemiz nasıl da neşeliymiş.. Bu neşenizi biraz kocanızla da paylaşmak isterseniz seve seve ortak olurum."
Ömer'in koluna hafif şekilde vurduktan sonra kıkırdayarak göz çevresindeki gülümseme çizgilerini öptüm.
"Nasıl olacakmış ki o ?"
Ömer çakmak çakmak olmuş gözlerini bana diktikten sonra konuşmaya başladı.
"Eminim Bir yol buluruz sevgilim ..."
Ömer'e cık cıklayarak omletimi yapmaya koyuldum. Ömer'in ise beni bırakmaya niyeti yoktu...
"Biraz bebeğimizle mi vakit geçirsek bugün Defne'm"
"Olmaz Ömer! Kaç gündür birikmiş bütün işlerime rağmen izin yaptım sürekli . Seda hanımın iyi niyetini suistimal etmeyelim lütfen!"
Ömer pes etmişcesine ellerini havaya kaldırdı.. "Haklısın . bugün gidelim en iyisi.. Nasılsa ben seni iş yerinde de severim."
"OHA ÖMER!"
"YA YOK O ANLAMDA DEĞİL Sakin ol! "
İkimizde kahkaha atmaya başladık . Omlet de pişmişti bu sırada tabi.. Kahvaltımızı yaptıktan sonra sıradan görünen ancak asla sıradan olmayacağını bildiğim iş günüme başladım.
