Sabah yine o iğrenç soğukla uyandım. Üstümdeki ince hırkama biraz daha sıkı sarılıp yavaşca yattığım küçük demir ve yırtık bir süngerden oluşan yatağımdan kalktım.
Üstümü düzeltip yerde duran eski montumu üzerime geçirdim. Şarjdaki telefonumu çıkartıp cebime attım ve ayağımada ayakkabılarımıda geçirip yıkık dökük gece kondudan dışarı çıktım.
Saate baktığımda çoktan 08:00 olduğunu gördüm. 08:30' da işte olmam gerekiyordu. Eğer buradanda kovulursam iş bulmam çok zor olacaktı. Adımlarımı hızlandırıp ana yola gelçtim.
Şirkete gelince hızla içeri girdim ve asansöre binip müdürün odasına çıktım. Dün yarın sabah erkenden odasına gelmemi söylemişti. Kapıyı birkaç kere tıklatıp beklemeye başladım. İçeriden "gel" sesini duyunca içeri girdim ve neler söyleyeceğini beklemeye başladım. Eliyle oturmamı işaret edip önüme bir kağıt ve kalem koydu.
Kağıtta ne yazdığını degilde müdürün ne diyeceğini çok merak ediyordum.. Boğazını birkaç defa temizleyip konuşmaya başladı.
"Eylül bak kızım bu işi kabul edermisin bilmiyorum ama ben genede sormak istedim sana. Şeyy... Yatılı bir hizmetçi arıyorlardı. Bende senin elinden her iş gelirdiye seni bu işe uygun gördüm. Hem parasıda iyi. Aylık 3000 alacaksın. Ama eğer zorlanırım dersen kabul etmek zorunda değilsin. Ha kızım nedersin olurmu..?"
Bana beklenti dolu gözlerle bakıyordu.Dediklerini bir süre düşündüm. Vedat Amcayı çoçukluğumdan beri tanırdım. Bizim mahallede oturuyorlardı ben küçükken.Sonra işleri büyütünce taşınmışlardı. Ama işe ihtiyacım olduğunu duyunca bana ilk yardım edende o olmuştu.
Kafamı usulca sallayıp Vedat amcaya hafif bir tebessüm gönderdim ve kalkıp sımsıkı bir şekilde sarıldım. Küçükkende anneme ve bana çok büyük yardımı dokunmuştu.
Babam yokken bana babalık yapmaya çalışmıştı hersefirinde.Eşi Hatice teyzede çok iyibir kadındı..Bizden yardımlarını hiç esirgememişlerdi. Şimdi benim için uğraşan bu adama nasıl hayır diyebilirdimki.
Masadaki kağıt ve kalemi elime alıp imzayı attım. Vedat amcanın elindeki adres kağıdınıda alıp son kez tekrar sarıldım ona.
"Teşekkür ederim Vedat amca iyiki varsın. Ne zaman başlamam gerekiyor"
"Bugün saat 12:00 de AKSOYLAR HOLDİNG'te görüşmen var. Bolşanslar."
Vedat amcadan ayrıldım ve tekrar teşekkür edip odadan çıktım........
.....................................
Saat 12'ye kadar vaktimi sokaklarda avare avare dolaşıp benliğimi kimliğimi düşünmekle geçirmiştim. Ha bu arada size kendimide tanıtayım.
Ben Eylül Aras. 21 yaşındayım. Ensevdiğim renk lacivert.Bazı insanlar her nekadar tuttuğum takımın rengi olduğunu zannetsede alâkası bile yok. Lacivert beni temsil ettiği için laciverti seviyorum. Lacivert benim hayatım çünkü. Ben siyah yada beyaz değilim. Ben lacivertim. Beyaz her temas ettiğinde biraz daha açılan bir rengim. Ben ne tam koyuyum nede tam saf.
Evet Fenerbahçeliyim ama dediğim gibi sevdigim rengin takımımla alâkasi yok. Neyse. Annemi 17 yaşımdayken kaybettim. Babam ise o zaten hayatımda hiç var olmadıki. Ona baba demek bile utanç vericiyken. Gerisini siz düşünün. Kardeşimde dedem gil ile yaşıyor. Annemin adı Sevda. Babam olacak herifin ise Bilal. Benden 2 yaş küşük kız kardeşim var işte. Onunda adı Ece Su.
Ayağıma takılan taşla düşüncelerimden sıyrılıp kafamı kaldırdım ve karşımdaki büyük holdinge baktım. Üzerinde büyük harflerle AKSOYLAR HOLDİNG yazıyordu. Daha fazla oylanmadan içeri girip danışmanın yanına gittim ve bir iş görüşmem olduğunu söyledim. Bana içtenlikle gülümseyip
"13. Kat hemen karşıdaki 2 oda. Sekreter size yardımcı olacaktır. Bolşanslar ve Allah sabır versin."
dedi. Söylediğinine genişce gülümseyip teşekkür ettim ve asansöre bindim.13. Kata gelince asansör durdu. Asansörden çıkıp masada oturan bayanın yanina gittim ve iş görüşmesi için geldiğimi belirttim. Bir dakika beklememi rica etti ve telefonu kulağına götürüp karşı tarafla birkaç şey konuşmaya başladı..
Yok gözüne götürecektide yalnış oldu. Malmısın canım he malmısın zaten telefon kulağa götürülüp konuşulan birşey. Bazen iğmalat hatası olduğunu düşünüyorum.sjsjsjsjsjsjs
İç ses kapa çeneni. Pıçahlarım yoksa. İç sesime sert bir tekme savurup susmasını sağladım ve sabahtan beri bana seslenen sekretere döndüm. Kadınada ayıp oldu ya lan..Neysem.
"Eylül Hanım. Umut Bey sizi içeride bekliyor. Yalnız bir toplantısı olduğu için acele etmenizi söyledi. Zira birde sizin yüzünüzden toplantıyı kaçıramazmış. Bide Allah sabır versin."
Hah egoist. Çattık belaya desenize.
Ya o değilde neden herkez sana sabır diliyor.
Ne bileyim roksa. Demekki adam manyak. Neyse adami sinirlendirmeyelim.Usulca kapıyı çaldım ve içeriden gel sesini duyunca hızla iceri girip yeni patronumun karşısına dikildim ve şok oldum.
Sonra bim sonradaaaa A101 sjsjsjs
Kapa çeneni yoksa ben kapatıcam.Kahverengi saçları ve koyu kahve gözleri vardı. Beyaz veya buğday tenliydi. Yakınında olmadığım için anlaması zordu. Ama galiba beyaz tenliydi. Uzun boyluydu. Kaslarının olduğunu üstünü sımsıkı saran gömleğinden anlamıştım. Fazlasıyleda yakışıklıydı.
Evet sizinde tahmin ettiğiniz gibi karşımda ultra yakışıklı bir adam duruyordu.
Kendi kendimi çimdikleyip gerçek dünyaya dönüşümü yaptım. Bana sert ve üstelikte tuhaf bakan adama donuk bir ifadeyle bakmaya özen gösterip kısaca kendimi tanıtmaya başladım.
"Adım Eylül. Tekli temizlik şirketinden geliyorum. Yatılı hizmetçilik için gelmiştim."
Adamsa sert ve gür sesiyle sorular sormaya başladı
"Kaç yaşındasın""21 Umut bey"
"Peki ailen bir sorun çıkarırmı yatılı olmasına"Derince yutkunup ne cevap vereceğimi düşündüm bir süre yalan söylemenin ne manası vardıki. Her zaman dürüst ve açık sözlü olmuşumdur. Lafımı esirgemem ve asla istemedigim şeyleri yapmam.
"Bir ailem yok Serkan bey. Yani sorun olmayacaktır. "
"Pekalâ ozaman yarın sabah, hatta bu akşam 7'de evde olmanı istiyorum. Dakik bir insanımdır. Geç kalınmasından nefret ederim veya geç kalmaktan. Lafımın ikiletilmesindende nefret ederim. Şimdilik bu kadar. Akşam evde görüşmek üzere." Hıh. Soğuk nevale.
Ayağa kaltı ve askılıktaki takım elbisesinin ceketini aldı. Ceketi omzuna atıp bana son bir bakış atıp odadan çıktı ve beni mal gibi arkasinda biraktı. Egolu mal.
Umut Bey odadan çıktıktan sonra bende hızla odadan çıktım. Ve yavaş adımlarla bir patiseriye gittim. Sabah kahvaltı yapmamıştım ve gerçektende açtım. Cebimde kalan son paraylada patiseriden küçük poğaçalardan aldım ve bir yandan yiyip bir yandanda eve gitmeye başladım. Ne kadar ev denirse artık..................................
SEVGİLİ OKURLARIM. ŞİMDİ ÖNCELİKLE KİTABIMA BİR ŞANS VERDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. HEPİNİZİ ÇOK ÇOK ÇOK SEVİYORUM. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. YAZIM HATASI OLURSA LÜTFEN AFFEDİN. BU KİTAP BENİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK DEĞERLİ OY VE HER TÜRLÜ YORUMA AÇIĞIM. YANİ SAYGI CERÇEVESİNDE OLAN YORUMLARA.... NEYSE İYİ GECELER....SEFİLİYORSUNUZ SJSJSJSJSJS
YAYINLANMA TARİHİ:;:18.02.2017 CUMARTESİ
SAAT:;15:05
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HUZURU
Novela JuvenilSevgi neydi? Biz insanlar için neyi ifade ediyordu? Gerçekten varmıydı öyle bir duygu? Peki güven? Güvenirmiydi insan sevdiklerine seveceklerine? İhanet: Kaldırabilirmiydi insan ihaneti? Yediği darbeleri? Sarabilirmiydi yaralarını? NEFRET:Herşeyden...