MEDYADA:SALON..ARKADAKİ MUTFAĞI SAYMAYIN. MUTFAĞI SONRA GÖSTERCEM. SJAJSJJSJSJS
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. HEPİNİZİ COK SEFİYORUM. KEYİFLİ OKUMALAR SOĞUK-SICAK NEVANELERİM. SJSJSJSJSJSıçtı Cafer bez getir. Bılaşmasın tez getir. Karşımda bir adet üstü çıplak Serkan vardı. Gözlerimi yüzüne çekip bana yamuk bir gülüşle bakan o suratına yumruk atmamak için zor tutttum kendimi.
"Imm. Yok canım kim sizin taklidinizi yapmış. Kim o tatlılık. Güzellik. Şirinlik. Kesin yalnış şey ettiniz siz." Dedim saçmalayabileceğim kadar saçmalayarak. Ne yapabilirim ki? Doğamda vardı saçmalamak.
"Bence o konuşan varya. Çok çirkin ve gıcık. Bence bu daha uygun. Sen nedersin?" Dedi piç smayl yaparak. Tam cevap vereceğimde arkasını döndü ve odasına gidip kapıyı kapattı. Sensin gıcık.
Sinirle ayağımı yere vurdum ve aşağıya inerek temizlik malzemelerini aramaya başladım.
Mutfak dolabının altında bulduğum temizlik malzemeleriyle sanki çok büyük bir şey başarmış gibi sevinçle ayağa kalkıtım.Vilada kovasına suyu doldurdum ve içine birazda fabilos döküp mutfağın yerini silmeye başladım. Sonuçta ben bu eve hizmetçi olarak gelmiştim. Benliğimi unutmamam gerekirdi. Hatta biraz önce yaptığım davranış bile hatalıydı. Daha bir kaç saat önce tanıştığım bir adamla hatta patronumla fazla lâbaliydim.
Mutfağı silmeyi bitirdiğimde hızla yemekleri ısıttım ve Umut Bey'in gelmesini bekledim. O aşağıya inip masaya oturunca sessizce yemeğini tabağına koyup salonu silmek için mutfaktan çıktım. Yine soğuk nevale tavrına bürünmüştü. İnsan bir teşekkür eder. Sessizliği severdim. Bana huzur verirdi. Salonu silerken bir yandanda inceliyordum.
Klişe degildi. Hatta modern şekilde döşenmiş bir salondu.
Sütlü kahve ve beyaz rengi koltuklar, onlarla uyumlu kahverengi kırlentler, ortada beyaz bir sehpa ve yerdede küçük beyazımsı(rengi çözemedim. Jsjsjs. Multide var.)bir halı vardı.Tozlarıda aldıktan sonra elimdekileri temizleyip mutfağa geçtim. Umut Bey yoktu. Odasına çıkmış olmalıydı. Bılaşıkları yıkayıp odama çıktım. Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım ve bütün yorgunluğumu atmak için uykuya daldım.
Niye sen balıkmısın.
Al işte dalamadım. Sus ve beni rahat bırak iç ses. Zıbar. Hemde hemen. Bu sefer gerçektende uykuyla buluştum.............
Sabah erkenden kalkıp banyoya gittim ve işlerimi halledip mutfağa kahvaltı hazırlmaya geçtim. Bir yandan kahvaltı hazırlayıp bir yandanda "Koray Avcı'nın Hoş Geldin" şarkısını söylüyordum. Hayatım boyunca tanıştığım herkez sesimin nekadar güzel olduğunu söylerdi.
Pek umursamazdım onları. Bir ara Black Cafe'de şarkı söylüyordum. Sonra bir gece cafe çıkışı patronumun bana sunduğu ahlaksız teklifle en çok sevdiğim işide bırakmak zorunda kalmıştım.Parmağımda his ettiğim acıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve kanayan parmağımı suya tutup akan kanımı izledim bir süre. Bir anda elimin çekilip parmağıma sarılan peçeteyle şoka uğradım. Umut Bey elimi tutmuş peçeteyle kanı durdurmaya çalışıyordu. Demek çok derin kesmişim ki fazla kanadı.
"Sakar olduğunu söyleseydin kahvaltıyı kendim hazırlardım. Tuzu ver." dedigini yapıp ona tuzu uzattım ve ne yapacağını dikkatle izlemeye başladım.
Elimden tuzluğu alıp kanayan yere dökeceği sırada elini tutum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HUZURU
Fiksi RemajaSevgi neydi? Biz insanlar için neyi ifade ediyordu? Gerçekten varmıydı öyle bir duygu? Peki güven? Güvenirmiydi insan sevdiklerine seveceklerine? İhanet: Kaldırabilirmiydi insan ihaneti? Yediği darbeleri? Sarabilirmiydi yaralarını? NEFRET:Herşeyden...