31/12/2013 ~ 1/1/2014

1.1K 132 67
                                    

Gün boyunca Ashton, Calum, sen ve ben, birlikte takıldık. Son zamanlar yaptığımız buydu. İçinde yılbaşı süsleri ve sıcak yemeklerin geçtiği bir şarkıyı tamamladık, bu gerçekten güzeldi. Ashton aptal bir ökse otu getirmişti ve gün boyunca bunu ikimizin önünde tuttu; ben güldüm, sen de öyle. Güzel gülüyorsun. Büyük ihtimalle bunu söylemiştim.

Ashton kurabiye yapmaya karar verdi ve bu garipti çünkü fazla yemek yapmazdık, Ashton'ın yaptıklarını özlemiş olduğumu fark ettim. Bu kurabiye tarifini yazın, annesinin yanına gittiğinde öğrendiğini söyledi ve açıkçası Marie'nin kurabiyelerini seviyorum.

Bu yüzden seninle birlikte birkaç eksik malzemeyi almaya gittik, yani kurabiye için gerekli olan her şeyi. Bu sırada bizi gören çoğu kişi fotoğraf çektirmişti ve onlara sarılmıştık. Yüzündeki sahte gülümseme gerçekçi görünüyordu.

Malzemeleri aldık, geri döndük. Ashton ile Calum kurabiye yapmaya başladılar ve biz de şarkı yazmaya çalıştık. Bu 'çalışma' kısmı, kağıtlara bakmamızdan başka bir şeyi içermemişti.

Neden birlikteyken ortamda bir gerilim oluşmaya başladı, Luke?

Bunun cevabını öğrenmeyi dilerdim.

Ashton kurabiyeleri yaptı, yananlar dışında gerçekten güzellerdi. Gece yarısına iki saat kala dışarı çıkmayı önerdiler çünkü yılbaşına iki saat kalmıştı, herkes dışarı çıkıp eğleniyordu.

Sen evde kalmayı tercih ettin, bu da benim evde kalmak zorunda olduğum anlamına geliyordu. Seni bırakamazdım.

Calum ile Ashton gittiler, biz de seninle kaldık. Birlikte geçireceğimiz bir yılbaşı olacağını düşündüm, her ne kadar gergin olsak da. Yanımda olman bana huzur veriyor, Luke.

Onlardan yarım saat sonra ayağa kalkıp askılıktaki ceketini giydin. Başta hava soğuk olduğu için bunu giydiğini düşündüm, sadece kendimi teselli ediyordum. Çünkü sen kapıya doğru ilerlerken, buna ihtiyacım vardı.

Ayağa fırladım ve senin arkandan gittim, evden çıkmadan önce kolunu tuttum. "Nereye gidiyorsun?"

Bana gülümsedin. "Bir işim var."

"Ama-"

"Noel, biliyorum." Vücudunu bana çevirdiğinde kolundaki elimi indirmek zorunda kaldım. Sıcaklığın yok olmuştu, zaten kapı açık olduğu için üşümeye başlamıştım.

Bir anda bana sarıldığında, alev aldığımı hissettim. Ellerin belimdeydi, çenen ise omzun ile boynum arasında bir yerde. Yüzümün şaşkın bir ifadeye büründüğünü hissedebiliyordum.

Huzurun ne demek olduğunu biliyor musun, Luke? İç rahatlık anlamına geliyor. Sen sarıldığında aynı bu şekilde hissediyorum.

Sorun şu ki, gideceğini biliyordum. Ben sana geri sarılamadan sen kollarını çektin ve gece yarısından önce döneceğini söyledin.

Birçok kez söylediğim gibi, aptal değilim. Gelmeyeceğinin farkındayım. Yine de yalan söylediğin için teşekkürler, Luke.

my husband's girlfriend  || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin