-2-

33 4 2
                                    

Bugün 20 Ocak'tı. Yani bugün sabah erkenden karneleri alacaktık. Sabah kalın siyah pileli eteğimi, onun altına siyah termal çorabımı, üzerine ise pembeli siyahlı kareli gömleğimi ve siyah v yaka kazağımı giymiştim. Birkaç arkadaşla notlar hakkında konuştuk.  En sonunda da siyah botlarımı giydim. Ve  yurdun binasından çıkıp okulun binasına ilerledim. Üçüncü kata çıktım ve 12-B sınıfının kapısını açıp içeri girdim. Deniz'in yanına gittim hemen. Biricik ortaokul arkadaşım boynuma atladı, ben de ona mutluluk ve sevgiyle karşılık verdim.
    Notlarımız kesinlikle geçen seneye göre daha iyiydi.  Ortalamamız 100'e yakındı.
    Her şeyden daha iyisi o gün sınıf arkadaşlarımızla sinemaya gidecek, yemek yiyecek ve dolaşacaktık. Çok kalabalık bir grup olduğumuz söylenemezdi... Tamam tamam... İtiraf ediyorum: 3 kişiydik. Ama olsun böyle de gayet eğlenebiliriz.
    Deniz yeşil gözlerime buz mavisi gözlerini dikip konuşmaya başladı."Biricik güzel arkadaşım bir şey diyeceğim ya... Şu hani bugün dışarı çıkacaz ya onunla ilgili..."
    "Tamam, söyle" dedim gülümseyerek.
    "Ya kanka Furkan, Tolga ve Aras da gelsinler mi? Gideceğimizi söyledim.'Eğlenceli olurdu biz de mi gelsek?' dediler. Kanka lütfen çok güzel olur."
    Bu üçlü okulda popülerdi. Deniz de onlarla arkadaştı. Gerçi Deniz de popüler bir insandı "Tatlış ve yardımsever" olandan.
    Deniz'e baktım. Ne cevap vereceğimi düşündüm şahsen ben onları pek iyi tanımıyordum. Sadece bazen Deniz ile takılırken yanımıza geliyorlardı. Onun dışında sınıfta görüyordum onları.
    Onlar beni tanıyor muydu? Şüphesiz. Sınıfta kendimizi çok belli eden çalışkan, konuşkan ve havalı kişiliğimizle Deniz ve ben hocaların gözdesiydik. Ayrıca dediğim gibi Deniz ile çok iyi arkadaştık, et ile tırnak gibiydik. Beni tanıyan birinin onu, onu tanıyan birinin beni tanımaması gibi bir imkan yoktu. Somut olarak tanışmasak bile varlığımız fazlasıyla bilinirdi.
    Deniz bana bakıp "Hadi Eylem lütfen... Hem biliyorsun. Furkan..." dedi. Tabii ya bir de Deniz'in bu Furkan'dan hoşlanma durumu vardı.
    "İyi tamam, gelsinler. " dedim. Yine de pek gönlüm yoktu açıkçası. Çünkü onlarlayken kendimi pek rahat hissedemiyordum. Ama Deniz'in mutluluğu da çok önemliydi benim için.
    "Yaşasın" diyerek kalktı Deniz. Ardından da kapıdan yeni girmekte olan üçlüye yöneldi. Ellerini iki yana açıp müjde verir gibi konuşmaya başladı.  Bir süre sonra geri yanıma döndü.
    "Çok güzel oldu. Çocuklar da geliyor."dedi. "O zaman şimdi 6 kişiyiz. Sen, ben, Nehir... Üçümüz belliydi zaten. Şimdi de Tolga, Furkan ve Aras bize katılacak. Harika!"
    "Nasıl buluşuyoruz? "dedim.
    "Şimdi"diye lafa girdi Deniz. "Benim bir eve uğramam gerekiyor..."dediği sırada lafını kestim.
    "Yalnız benim de yurta uğrayıp bir çantamı almam gerekiyor."dedim.
    "Sorun yok." dedi Deniz."Zaten Tolga ve Aras da yurda gidip kıyafetlerini değiştireceklermiş. Ki zaten erkekler binası sizin yan bina. Öyle değil mi?"
    Başımı olumlu anlamda salladım.
    "Güzel"dedi. "O zaman şöyle buluşuyoruz. Tol..." dediği sırada da Nehir yanımızda bitti.
    " Ya kızlar biricik kuzenim Aras ve arkadaşları bizimle geliyormuş. Şahsen sevindim. Kendilerini severim ama biraz daha erken öğrenseydim güzel olurdu."dedi.
    "Kusura bakma ya..."dedi Deniz.
    "Ani bir karar oldu." diyerek Deniz'in cümlesini tamamladı.
    " Tamam ya benim için sorun değil. "dedi Nehir. "Ee nasıl buluşuyoruz? "
    " Biz de tam onu konuşuyorduk."dedim gülerek. 
    " Şimdi" diyerek yarım kalan konuşmasına devam etti Deniz."Ben hemen eve gidip gelicem. Siz yurda gidersiniz. Dönerken Tolga ile Aras sizi alır beraber okul binasına gelirsiniz. Furkan ve benimle de buluşunca hep beraber otobüse atlar gideriz."
    "Güzel. "dedim.
    " OK."dedi Nehir.
    Şu anda bile hepimiz mutluyduk ve mutluluğumuzu en azından bugün hiçbir şey bozamazdı.
    Biz konuşmamızı bitirdikten kısa bir süre sonra sınıfa sınıf öğretmenimiz olan Bahar Hoca girdi ardından bizi tebrik ve teşvik edip konuşmasını bitirdikten sonra karneleri dağıttı.  En sonunda da hepimize 'iyi tatiller' dileyip çıkabileceğimizi söyledi.  Deniz eve uğramak için hızlı davrandığından Nehir, ben ve Deniz hızlıca çıktık.
    O sırada Tolga ile Aras yanımıza geldiler.
    "Kızlar..."diye seslendi Aras. Hepimiz başlarımızı onlara doğru döndürdük. Aras sevimli bir çocuktu. İçlerinden en sevdiğim Aras'tı.
    " Zengin çocuğumuz Furkan,"diye devam ettirdi Tolga. -Bu arada da Deniz'in kulakları açıldı birden tabii- " Bizi arabasıyla bırakacakmış. "
    " İyi de 6 kişiyiz. Nasıl sığmayı planlıyoruz?"dedim. Tolga bana anlam veremediğim bir bakış attıktan sonra cevap verdi.
    " Furkan'ın babasının 8 kişilik arabası da var merak etme. " dedi ve bakışlarını diğerlerine yöneltip konuşmaya devam etti. " Bu arada şoför de olacakmış."dedi.
    "Pekiii..."dedim 'İ'yi uzatarak.
    " O zaman ben biraz acele edeyim. Sizin gideceğiniz yer zaten hemen şurası."dedi Deniz. Ardından da "Hadi birazdan görüşürüz."kelimelerini ekleyerek uzaklaştı.
    Biz de yurt binalarına doğru yürüyorduk. Tolga ve Aras ile gideceğimiz yer aynı istikamette olduğu için yan yana yürüyorduk. 
    Nehir birden bana dönüp normal bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
    "Eylem sen de yurtta üstündekileri değiştirsene. Şoförü olan bir arabadan böyle salaş kıyafetlerle mi ineceksin? Ayrıca biraz güzel görün. Belki seninkiyle karşılaşırız ha?"dedi.
    Son cümlesine sinirlenmiştim. Çünkü ortada "benimki" diye biri yoktu. Sadece durum şuydu ki ben eskiden -ki bu 6. sınıftı- bu gideceğimiz yerin civarında oturuyordum. Ve okuldan birinden hoşlanıyordum o zamanlar.
    Sonra da şişe çevirmece oynarken bunu kızlara söylemek durumunda kalmıştım. Ama bu sadece bir hevesti ve onlar bunu her ne kadar bilseler de her fırsat bulduklarında benimle dalga geçip beni sinir etmek hoşlarına gidiyordu.
    " Nehiiiir!"dedim hafif sinirli bir ses tonuyla.
    " Tamam ,tamam. Son cümleyi unut. Ama bugün bol bol eğlenip fotoğraf çekinecez. Biraz daha güzel ol. Ayrıca sen her halinle güzelsin o da ayrı mesele ama... Mesela şu dar eteğini giy. O çok güzel. "
    " Nehir'ciğim, tatlım" dedim. " 1-Ben güzel falan değilim. "
    Kızlar ben her ne kadar güzel olmadığımı bilsem de bana sürekli çok güzel olduğumu söylüyorlardı.
    " Hah güleyim bari... " dedi Nehir.
    " Gül , gül! " dedim. Sonra da devam ettim. "2-Nedir sendeki şu fotoğraf çekme merakı ya?!! " dedim.
    "Bak bu konuda sana katılıyorum. " dedi Aras. Onlara döndüm, neredeyse burada olduklarını unutuyordum. Aras' a " Katılmamak elde değil ki... " dedim.
    Sonra Nehir'e dönüp konuşmama devam ettim. "Son olaraksa , ben o eteği daha 2 gün önce aldım ve hiç giymedim. Sen o eteği nereden biliyorsun? " dedim.
    Sırıtarak " Bir şeyler aldığını görünce dolabına bir göz atayım, dedim. " dedi. Nehir ile oda arkadaşı olmanın bedeli.
    " Ayrıca üstümdekilerin nesi varmış? Mis gibi normal kıyafet. " dedim. 
    " İşte ben de onu diyorum. Kıyafetlerin normal. Azıcık , level 1 derecesinde şık giyinsen diyorum. "
    " Öffff, Nehir. " dedim.
    "O zaman kamuoyuna soralım."diyip diğerlerine döndü." Sizce de azıcık daha şık giyinse daha iyi olmaz mı? "
    Aras da bana " Valla bence dinle. Yoksa bütün gün bu cadının dilinden kurtulamazsın. " dedi.
    " Ben her ne kadar böyle ifade etmek istemesem de bana destek verdiğin için sağol kuzenciğim. " dedi Nehir. "Tolga sence?"
    Tolga beni kısa bir süre süzdükten sonra tam ağzını açacakken ben" Öf Nehir, tamam. Aras haklı valla" dedim.
    " Yuppi!"dedi Nehir çocuklar gibi.
    O sırada da tam yurdun kapısının önüne gelmiştik. Nehir; Tolga ve Aras'a dönerek "Siz geldiğinizde bizi şu içeride, girişteki koltukların orada bekleyebilirsiniz."dedi ve el salladı. Ben de onlara gülümseyip Nehir'in arkasından gittim.
    Arkadaşlar hikayeyi tanımanız amacıyla yeni bölümleri hızlıca yayımlamaya çalışıyorum. Lütfen yorum yapın ve vote bırakın.
    Sizi seviyorum umarım siz de hikayeyi sevmişsinizdir.

ARTIK "YAŞADIM" DİYEBİLİRİM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin