Bölüm Elli Sekiz -Gökyüzüne

4 3 0
                                    

Ethan'ın ağzından

Bu ev yaklaşık olarak California'daki öbür evimizden 2 saat uzaklıkta. Bu ev öyle çok modern evlerden değil, yani yine modern ama daha çok dağ evi gibi. İşte bu yüzden burayı seviyorum ve Kumsal'ında doğadan çok hoşlandığını biliyorum çünkü Kumsal'ın yeşil rengi sevmesinin nedeni bu.

Bavulları eve götürdükten sonra Kumsal'ın hala arabada olduğunu fark ettim.

"Hadi Kumsal bavulları yerleştirdik."dedim ve Kumsal'a gülümsedim. Ama Kumsal gökyüzüne bakıyordu. Kumsal'ı incelemeye başladım. Yüzüne hiçbir zaman fondöten denilen pis yalancıyı görmedim ve göremezdim de. "Çünkü onun buna ihtiyacı yok, çünkü o çok güzel, o bunu biliyor ama dışarıda "ben çok güzelim benden daha güzeli yok."diye gezen sürüklerden değil, o çok farklı. Kumsal'ın gözlerini inceliyorumda sanki küçük bir çocuğun istediği oyuncağı sonunda almışlar gibi mutluluktan parlıyor."dedim içimden ama Kumsal'ın gözünden bir damla yaş düştüğünü gördüm garip olan şey hala gülümsüyordu ve Kumsal'ın kafası yavaş yavaş önüne düştü ve daha şiddetli ağlamaya başladı.

Hemen Kumsal'ın yanına gittim.

"Kumsal! Ne oldu? Niye ağlıyorsun?"dedim ve Kumsal'ın küçük çenesini tutup yukarıya kaldırmaya çalıştım. Ama Kumsal bunu istemiyordu bu yüzden çenesini çevirip duruyordu.

"Bana mı kızgınsın? İyide ben sana bir şey yapmadım."dedim. Uzun bir süre sonra

"B-Beni böyle görmeni istemiyorum."dedi

"Ama görmesem bile bir şeyler olduğunu anlayabiliyorum öyle değil mi Kumsal şimdi bu yüzden hemen anlat."

"Peki."dedi ve yüzünü kaldırıp göz yaşlarını sildi.

"Bu söylediğimden rahatsız olduğumu düşünmeni istemiyorum. Önce buna söz ver. Seni sevmediğmi ya da onun tarzında bir şey söylemeye çalıştığımı düşünmeyeceğine söz ver."dedi

"Bir şey diyicemde zaten sen benden nefret etsen bile ben yine senin benden nefret ettiğini filan  düşünmem."

"Hayatımda ne kadar da fazla değişiklik olduğunu düşünüyordum da. Son 2 yıl içinde hayatım değişti, biliyorsun sende. Sevdiğim 2 kişiyi kaybettim ve siz gelene kadar neler yaptığımı duyunca nasıl tepki vericeğini bilmiyorum ama anlatıcam çünkü sen sordun. İki sene önceki doğum günümde yani onların benden, bizden ayrıldığı günde odama çıkıp saatlerce ağlamıştım. Sonra onlarsız yaşam olmayacağını düşünüp evin çatısına çıktım. Masal'ın bir de benim gidişimden sonra ne yapacağını, nasıl olacağını düşünmedim bile. Her neyse işte dediğim gibi çatıya çıktım. Amacım kimse hiçbir şeyi farketmeden annemle babamın yanına gitmekti ama tam planımı gerçekleştirmek için bir adım attıcağım anda Masal çatının kapısını açtı ve yere çöküp ağlamaya başladı. Masal'ı gördüğüm anda yaptığımın çok saçma olduğunu yeni fark ettim. Masal planımı anlamasın diye "Hava almaya çıktım evdeki üzüntülü havandan sıkıldım, merak etme seni hiç yalnız bırakır mıyım? Zaten evlenene kadar yeni annen ve babanım artık."dedim ve ona sarıldım. Masal yedi bu yalanımı ama bana da ders oldu bu. Masal'ın o halini gördüm ya, parçalanışını ve şunu farkettim ki Masal güçlü bir kız değil ama olmaya çalışıyor ama yinede eğer ben gidersem o bunun üstünden kalkamaz ve kendiside benim yanıma gelmek ister, bu yüzden kendi canına kıyar ve bende bir genç kızı öldürmüş olurum. Evet sonra Cenk olayı oldu ilki bahsetmek istemiyorum içim ürperiyorda. Zaten sadece senin varlığına inanıp güçlü kalabiliyordum diyebilirim bile. Senim sayende gülebiliyorum. Seneler geçtiyordu ve benimde artık bu yeni ve boktan hayata uyum sağlamam gerekiyordu aksi taktirde yatağımda yaşlanıp çürüyecektim. Okul,sınavlar filan derken baktım sene bitmiş. Hem okul sırasındada "GÜLÜMSE" kullanıcısı sayesinde bir arkadaşım olmuştu diyebilirim ama konuşmadığım bir arkadaşım. Zaten hocalarda yüksek puanları basıyorlardı bu yüzden derslere filanda çalışmıyordum. Sonra yazın ne yapacığız diye düşünürken okulun gezisini duyduk, hem birazda ingilizcemizi geliştirmiş oluruz diye düşündük ve geziye katıldık. Ama öncelik olarak benim aklımda sen vardın ve geziye gittiğim her sabah uyandığımda "Acaba bu gün onları görebilecek miyim?"diyip kalkıyordum ve şimdi sen yanımdasın, her şeyin başladığı yerde. İşte bunları düşünüyordum. Yaşadığım her günü."dedi ve gözünden bir damla daha yaş düştü. 

Ona cevap vermek yerine sımsıkı sarıldım ve arabadan indik.

Ağlayan Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin