Miray ve sosyetik ekmeklerinden ertesi sabah kurtulduk. Babişim daha fazla katlanamamış ve Feryal teyzeye haber vermişti. Ana kız karşılaşınca kırk yıldır görüşmemişler gibi salya sümük sarıldılar. Gökhan'a lanet okuyup evlerine döndüler. Onlar kapıdan çıkınca arkalarından kapıyı kapattık ve ikimiz birden "Çok şükür!" dedik. "Gökhan da allahın sevgili kuluymuş." diye tamamladı babişim. Gerçekten öyle. Düşünsenize Miray ile evlendiğini. O yetmiyormuş gibi bir de Feryal teyze var. Ağaçkakan gibi gagalayıp dururdu Gökhan'ı.
O gün okulda bizi-daha doğrusu beni- başka bir sürpriz bekliyordu. Sınıfta konuklarımız vardı. Geçen yıl bizim okuldan mezun olup iyi üniversitelere yerleşen üç öğrenci bize örnek olmak amacıyla gelmişlerdi. Ve bunların arasında Yiğit de vardı. Onu görünce yüreğimin derinlerindeki yara kanadı, canımı acıttı. Yiğit çok değişmişti. Küçümseyen tavırları beni çok üzüyordu. Beni görünce "Nasılsın küçük kız? Sınava hazırlanıyor musun?" diye saçma bir soru yöneltti. "evet" diye kısa ve soğuk bir cevap verdim. "Sıkı çalış da edebiyat, tarih gibi bir yere gir. Hiç olmazsa öğretmen olursun. Açıkta kalma. Yoksa açık öğretim okursun." dedi ve iğrenç espirisine kahkahalarla gülmeye başladı. Sabır... Ya sabır...
Örnek öğrenciler bütün gün derslerde tahtaya çıkıp "Şöyle düzenli çalışın, bunlara dikkat edin! Şu yardımcı kitapları alın, şuradaki testleri çözün gibi klasik teknikleri anlattılar. Hiç biri kendinize inanın, hedefinizi belirleyin demedi. İnanç olmazsa başarı gelmez. Yiğit son teneffüste yanımdaki sıraya dayandı ve telefonla konuşmaya başladı.
-Alo! Sevgilim, az kaldı canım. Sen beni Çınar Kafe'de bekle! Çıkar çıkmaz geleceğim.
-----
-Ben de seni özledim.
Özledim derken bir de bana manalı manalı bakmaz mı? Sinirimi iki katına çıkarmıştı. Peri'den rujunu istedim. Onun çantasında her zaman bir ruj, kalem ve rimel olur. Süslü patlıcanım benim. Yiğit öndeki sıraya oturmuş, sarı çiyanla konuşmaya devam ediyordu. Ayağa kalktım. Rujun kapağını açtım Önce dudaklarıma ve sonra geçerken Yiğit'in yakasına sürdüm. Gol 1.
Yiğit'ten önce çıkıp Peri ile Çınar Kafe'ye gittik. İlk gelen sarı çiyan oldu. Yiğit içeri girip bizi görünce şaşırır gibi oldu. Ne yapacağını bilemez halde bir kaç saniye kapıda bekledi. Sonra sarı çiyana yöneldi. Biz de onların yanına geldik. Sarı çiyan Yiğit'i öperken yakasındaki ruju gördü. Elimi Yiğit'in omzuna koydum.
-Yiğitciğim bugün çok keyifliydi. Çok şey öğrendik senden.
Sarı çiyan gözlerini Yiğit'in yakasındaki ruj lekesinden ayırıp bana baktı. Gözleri dudaklarıma, daha doğrusu rujuma takıldı ve öylece kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BURAYA KADAR
Ficção AdolescenteNilhan Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi siyah uzun saçlı, oldukça zeki bir kızdır. İki yıldır okulun en yakışıklı ve karizmatik öğrencisi Yiğit ile çıkmaktadır. Annesi ve babası 5 yaşındayken trafik kazasında ölmüştür. Babaannesi onu büyütmüştür...