8-"Kapanmamış Hesaplar"

240 23 13
                                    

Multimedia: Punisher & Daredevil

Matt, kurşunun geldiği yere varmayı başarmıştı. Düz çatının tepesine çıkmış, karşısında duran siyahlara bürünmüş, göğsünde beyaz bir kuru kafa taşıyan adama doğru bakıyordu. Adam o kadar sessizdi ki, Matt onu fark etmek için adamın nerede olduğunu kaybetmemek için kendini zorluyordu. Hareketsizliği, nefes alışındaki sessizlik, hepsi Matt'in onu görebilmesini zorlaştıran şeylerdi.

"Frank! Sen masum canı almazsın, burada ne yapıyorsun. Bu insanları öldürecek misin?"

Korkusuz adam bunu bağırarak söylemişti. Sesi boşlukta yayılıp giderken Frank isimli adam karşısında heykel gibi durmaya devam etti. Kılını bile kıpırdatmıyor, gözünü dahi kırpmıyordu. Ancak hareketsizliği de bir yere kadardı kuru kafalı ölüm meleğinin. 

Beline yerleştirdiği kabzadan tabancasını çektiği gibi Matt'i hedef alıp ateş etti, ancak Korkusuz, tabanca kabzasından çıkarken ki anda hareket edip kenara atıldığı için kurşun onu ıskaladı. 

Kenara atıldıktan sonra ayağa doğrulurken bir kurşun daha sıkıldı üstüne, ayağa kalktığı sırada hedef olduğu için gardını düşürmüştü, yapabileceği tek savunmasını yapıp elinde tuttuğu kırmızı batonlarıyla savuşturdu çubuğu. 

Metal kurşunun metal batona, çubuğa çarpmasıyla ince bir ses dalgası etrafa yayıldı. Matt'in, üstüne kızıl bir perde çekilmiş görüşünü aydınlattı o ses dalgası. Frank'in nerede olduğunu ve etrafı bir saniyeliğine bile olsa net görebildi.

Kurşunu savuşturduktan sonra adamın üstüne doğru hücum etti. Vurulmamayı garanti edebilmek için yerde yuvarlanarak vardı adamın yanına. Adamın dibine geldiğinde yuvarlanmasını bitirdi ve birden ayaklandı.

Ayağa kalkarken, gücünü yerden alarak sağ yumruğunu gererek adamın karnını hedefledi ancak Frank yumruğu yakalayıp tabancasını Matt'in alnına dayadı.

Diğer eliyle Frank'in tabanca tutan elini yakalan Matt, diğer yöne ittirdi tabancayı ve kendini hedef yapmaktan kurtardı. Ardından havaya zıplayarak bir takla attı ve Frank'ten elini kurtarmış oldu.

Ardından yumruklar konuşmaya başladı. Frank'in yumrukları ağır ama kuvvetli, Matt'inikiler ise hafif ama hızlıydı.

Birbirlerine yumruk atıyorlar ancak hiçbirini isabet ettiremiyorlardı. Hepsini savuşturuyorlar, yönünü değiştiriyorlar ya da yumruğu yakalayıp eli bükmeye çalışıyorlardı. Ancak güçleri eşit kaldığı için ikisinin de çabası boşa çıkıyor ve aynı şeyleri tekrarlamaya devam ediyorlardı.

Güçleri eşit gibi görünse de, Frank onu ittirerek çatının tam orta kısmına kadar getirdi, Kızıl Şeytan'ı göğsünden iterek tam çatının orta kısmına fırlatmıştı.

Matt'in de sabrının taştığı nokta olmuştu. Adamı yenememekten sıkılmış ve bir üstünlük sağlaması gerektiğini düşünüyordu. Aklından yapabileceği şeyleri geçirirken zihninde bir fikir canlandı. Eli beline gitti ve belinde asılı duran birbirine bağlı batonları çıkardı.

İnce uzun, kırmızı boru görünümünde olan batonları kaldırıp Frank'e doğrulttu. 

"Frank, konuş benimle. Masum insanları katletmeyeceğini biliyorum. Bu sen değilsin. Bu sen olamazsın," dedi Matt söylediklerinin doğru çıkması umuduyla. Ancak karşısındaki İnfazcı'nın bakışları Matt'in umutlarını söndürür nitelikteydi. Murdock, bakışlarını göremese bile nefes alışındaki sessizlik ve sabit kalp atışları bir şey hissetmediğini gösteriyordu adama.

"Masum canı almıyorum," diye lafa girdi Frank. "O sadece göz boyama. Benim asıl amacım hedefi öldürmek." Frank o kadar soğuk konuşuyordu ki, laflarının rüzgar biçimine gelip insanın içini ürpertip tüyleri diken diken ediyordu. "Ancak seninle kapanmamış bir hesabım var," diye ekledi.

Ölüm Ağı || MarvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin