23.Bölüm

4.5K 236 5
                                    


Multi: Tuğçe

Kelimeler yetmez şu an ki duruma; yalan,sır,kandırılmış hissi...
Sanki hepsini barındırıyordu. Görkem'e baktım. Birde keyifle yanımızdaki ayrılan Akın'a, bir şey yapmalıydım. Böyle son bulamazdı değil mi ? Kaybetmiş olamazdık. Akın tam giderken kolunu tuttum. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama yaptım. Belki kötü bir fikirdi ve tehlikeli. Ama işe yararsa da hepimizi kurtarırdı.
"Bunu neden yapıyorsun ?" dedim yumuşak bir sesle. Bana güldü. Ama bu alaycı bir gülüş değildi. Gerçekti. Oyun değildi. Ya da ben çabuk inanıyordum.
"Neden olduğunu biliyorsun yeşil gözlüm " sonra gitti. Kafamı sağ tarafa döndürünce Görkem'i gördüm. Sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Şu an bu umurumda bile değildi. Tek düşündüğüm Tuğçe'di. Ve aşkı için neleri göze aldığı. Kuralları biliyordum. Onun çeteden çıkarmak zorundaydım. Bu çok kötü olmuştu. Tam bir felaketti.
"Ben sana kardeşim dedim ! Bu mu kardeşliğin ?" Görkem Kutayın yakasından tutmuş hesap soruyordu. Egemen hareket ederek çocuklara kafa işareti yaptı ve hepsi arkalarını dönerek yürümeye başladılar. Tuğçe koşarak bağırdı "Egemen dur ! Lütfen özür dilerim " Egemen durdu. Arya Barlasın elinden tutarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu. "Bana bir şey açıklama " sonra işaret parmağıyla beni gösterdi. "Senin liderin orada "
Kara bulutlar üzerime doğru geliyordu. Ne yapacağımı bilemedim.
"Sen var ya adam değilsin lan ! "  Görkem'in Kutay'a bağrışlarıyla Tuğçe koşarak yanlarına ilerledi. Ben ne olduğunu anlamadan kavgaya tutuştular. İkiside birbirinin yakasından tutarken Tuğçe göz yaşlarıyla kutayı kendine çekmeye çalışıyordu. "Durun saçmalamayın !"
Koşarak Görkem'in yanına gidip ellerinden tuttum. "Sakin ol ! Bırak onu !"
Ama o beni dinlemiyordu. Gözünü bile kırpmadan Kutay'a bakıyordu.
"Ben kardeşinim lan !" dedi Görkem sertçe bırakıp Kutay'ın düşmesini sağladı. "Söyleyemezdim. Aklın fikrin saçma sapan çete kurallarıydı. " Kutay sonunda konuşunca Tuğçe elleriyle onu kaldırdı. "Üzgünüm Görkem. Böyle olsun istemedik. " dedi Tuğçe. Sonra bana baktı. Aslında hepsi bana döndü. Sanırım bu durumda belkide tek tepki vermeyen bendim. Hiç bir şey demedim. Kötü kötü bakmadım bile. O kadar soğuktum ki. Sanırım bu işler ne kadar büyürse o kadar hissizleşiyordum. Tuğçe'ye bakıp "Gidin " dedim. Tuğçe tekrar ağlamaklı gibi olup bana yalvaran gözlerle baktı. "Özgür..."
"Sadece git Tuğçe ! Sonra konuşacağız."
"Ama-"
"Git !"
Kutay Tuğçe'nin elinden tutup gittiklerinde Görkem'e baktım. O gri gözlerde tekrar kaybolurken nedensizce tebessüm ettim. Sanırım deliriyordum. Yanına ilerlediğimde kendine bir kalkan oluşturmuştu bile. Onu nasıl sakinleştireceğimi biliyordum. Bunu nasıl yapıyordum bilmiyorum ama ellerimle yüzünü arasına alıp bana bakmasını sağlıyorum. Tamamen bana odaklandığında o çatık kaşlarını düzeltiyorum. O şaşkın bir ifadeyle bakmaya başlarken tam zamanında ona sarılıyorum. Daha da şaşırıyor. Daha hızlı atıyor kalbi. Daha insancıl bakıyor artık. Daha huzurlu. Daha sakin.
"Özgür..." dedi üzgün bir sesle.
"Artık çok yoruldum. "
"Biliyorum bende " dedim.
"Her şeyi bırakıp gidesim var. "
"Yakında olacak zaten. Son sınıfsın 5 ay sonra üniversiteye gideceksin. "
"Ya... sonra da babamın işini yapacağım. Yinede bir kurtuluşum yok. "
Başımı göğsünden çekip ona baktım.
"Kutay senin kardeşin gibi Görkem,sırf bir hata yaptı diye onu hayatından tamamen uzaklaştıramazsın. Tıpkı benim seni uzaklaştıramadığım gibi "
Ve aynı şey tekrar oldu. Yine hiçbir şey olmadığımız halde o tutku dolu dokunuşları yaptık. Ne kadar hissetsekte ağzımızdan çıkan sözlerle değilde o dudakların buluşmasıyla. 

CANSIN'dan
Odada bir ileri bir geri giderken telefonuma tekrar tekrar bakıyordum. Kimse telefonlarıma cevap vermiyordu. En son ne yapacağımı bilemeyip onu aradım. İlk bir kaç çalıştan sonra alı sesiyle dondum. Uzun zamandır pek konuşmuyorduk. Bütün bu çete olayları kafamı ondan uzaklaştırmıştı. Doğum günümden beri bir kere bile doğru düzgün görmemiştim. "Egemen... ben kimseye ulaşamadım. Yanında bizimkilerden biri var mı ?"
Bir kaç saniye sessizken sonunda sıkıntıyla nefes verip güzel sesiyle konuştu. "Hayır kimse yok yalnızım. "
"Pekkala " dedim. Tam kapatacakken ismimi söylemesiyle dona kaldım. Nefes almayı bile unutmuştum. Karnımdaki ağrı artarken Egemen'den şu sözleri duydum. "Gelir misin ?"
Derin bir nefes aldım. "Nereye ?"
"Birbirimizi ilk gördüğümüz yere. " dedi ve kapattı. Bir anda ayaklarım tutmadı ve yatağa oturdum. Bunu söylemiş olamazdı.
ARYA'dan
"Bunu nasıl yapar ?" dedi. Belkide milyonuncu kez kendiyle konuşuyordu. Ve milyonuncu kez bu soruyu soruyordu. Bende yanına oturup onu teselli ediyordum. "Aşk bu. Ne yapacağını bilemezsin. " dedim. Barlas bana sinirle baktı. "Bunu nasıl dersin. Bize yalan söyledi. "
"Doğruyu söyleseydi ne değişecekti ?" Ağzını açtı ama bir şey diyemedi. Zorla konuştu. "O zaman bu işe hiç girmeyecekti. " "Barlas bak-" "Hayır Arya sen bak...bu bir kural ! Eğer bu duyulursa ki Akın çoktan diğer çetelere söylemiştir. Tuğçe ve Kutay'ı çok tehlikeli şeyler bekliyor." "Nasıl kötü şeyler ?" diye sordum.
"Yargılanacaklar. En büyük kurallardan birini çiğnediler. Tuğçe'nin bizim arkamızdan iş çevirdiği ve sırlarımızı Kutay'a yetiştirdiği izlenimi verecek. "
"Ama Tuğçe bunu yapmaz. "
"Anlamıyorsun. Ellerine bir koz geçti. Bünün peşini bırakmazlar. "
"Ya daha Akın onlara söylememişse,ya biri onu durdurursa ? " dedim. Aklıma bir şey gelmişti. Ama çok tehlikeliydi. Kimseye söylemediğim bir şey vardı. Yani fark ettiğim bir şey. Akın her şeyi Özgür ile tanışmasıyla başlattı. Kimse Akın'ı tanımıyordu. Şu zamana kadar neredeyse herkese dokunup ondan çekiniyor. Ona karşı bir şeyler hissediyor. 2 gün önce Görkem'i okulun girişinde biriyle yakalamıştım. Bir adamla konuşuyordu ve elimde bir dosya vardı. Hemen yanına gidip söylemezsen söylerim diye tehdit ettim ve pes edip Akın'ı araştırdığını söyledi. Okulun sonunda yanına gidip ona ne bulduğunu sorduğumda  sinirli bir yüz ifadesi vardı. Akın'ın Özgür'ü 2 yıldır takip ettiğini söyledi. Her şey benim canım arkadaşımla başlamıştı. Bunu kimseye söylemeyeceğime yemin ettirdi. En azından bir şeyler kesinleşene kadar.
"Bir şey mi biliyorsun ?" diye sordu Barlas sorgulu bakışlarla. "Hayır " dedim gözlerimi kaçırarak. "Sadece ihtimal verdim. " dedim ama gözüm masadaki telefona gitti. Ve Özgür'ü arayıp aklımdaki planı anlatmayı düşündüm. Sonra sonunda olacakları düşünüp bu fikirden vazgeçtim. Benim yüzümden tehlike altında olabilirdi.
EGEMEN'den
Burayı bulmuştu. Hatırlamıştı. Uzaktan bana bakıyordu. Düşündüm. Gerçekten düşündüm. Ve onun yanında korkağın tekiydim. Ona neden böyle olduğumu söyleyemiyordum. Ona aşık olmaktan korktuğumu söyleyemiyordum. Ona ben senin arkadaşının kız kardeşiyle çıktım diyemiyordum. Evet...Okan'ın kız kardeşi yani ölen kız kardeşiyle çıkıyordum. Tıpkı Tuğçe ve Kutay gibi gizli bir ilişkimiz vardı. Oya'yla çıktığımı hala kimse bilmiyor. Sadece Görkem,Uğur ve Okan biliyordu. Belkide düşmanlığımız böyle başlamıştı bizim. Belkide her şeyi mahveden bendim. Ben ve soğukkanlılığım.
Cansın korkak adımlarla yanıma geldi. Burası eski bir depoydu. Çeteye girmeye hak kazananlar buraya çağırılıyordu. Çete halinde kendimizi gösteriyorduk. Onu gördüm. Yani Cansın'ı.
Ayrı çetelerde olduğumuzu hemen anlamıştım. Zengin olduğu çok belli oluyordu. Öyle burnu havada anlamında değil. Farklı bakıyordu. Hayatında ilk defa kötü bir şey yapıyor gibiydi. Uslu bir kızın çeteyle ne alakası var demeden geçemiyordunuz. Ama sonra gerçek yüzünü göstermişti. Çok cesurdu. Aynı zamanda dişli. Onun gibi birinin bana bakacağını düşünmezdim. O mükemmeliyetçi biri gibiydi. Bende çok kusurluydum. Ama yanlış düşünmüşüm. Tam karşımda durduğunda söylemeden edemedim. "Seni tanımaya çalışmadığım için özür dilerim. "
Bana şaşkınlıkla baktı. Tabi onu buraya çağırmış ve saçma sapan bir cümle söylemiştim. Ama artık içimde bir şeyleri tutamaz olmuştum. Yorulmuştum artık. Daha fazla dik duramıyordum.
Cansın kafasını yere eğdi. Elimle çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. "Korkuyorum Cansın. Sana aşık olmaktan çok korkuyorum. "
Oya benim için en kötü yıldı. Hayatımda unutamayacağım bir şeydi. Bir vicdan azabı. Her şeyi değiştirebilirdim. Eğer yaşasaydı. Neler olurdu bilmiyorum. Ama Oya'ya aşık değildim. Bunu biliyordum. Sadece gerçek bir arkadaştı. Beni anlıyordu. Deli dolu halleri bana çeteyi unutturuyordu. O da bana aşık değildi. Biz sadece birbirimizi anlıyorduk. Ama Cansın farklıydı. Onun o bakışları bile zorluyordu beni. Dudaklarına yapışmamak için zor duruyordum. Ama canını yakmaktan korkuyordum. Çünkü çok can yakmıştım.
Cansın dolu gözlerle bana bakıp tek bir kelime bile etmedi. Çenesindeki elimi itti. Ve arkasını dönüp uzaklaştı. Hepimizin sırları vardı. Hepimizin itiraf etmeye korktuğu bir şey vardı. Hepimiz yanlış kişilere aşık olmuştuk.

(Gelecek zaman)
O gün herkes sevdiğine sarılmıştı belkide. Kutay ve Tuğçe ne kadar üzülsede üzerlerinden koca bir yük kalkmıştı. Birbirlerine sımsıkı sarılmış ve olacakları düşünüyorlardı. Uğur Cansu'yu aradı ve bu ilişkiyi gözden geçirmesini söyleyip emin olana kadar görüşmeyeceklerini söyledi. Barlas ve Arya kafalarını dağıtmak için birbirlerine sokularak film izlediler. Uzay yeni sevgilisi Rosie'yle olanları konuşurken birbirlerinden gerçekten hoşlandıklarını fark ettiler. Rüzgar ve Ceren ise aynılardı. Onlar hep en iyi çift olacaklardı. Okan ise kardeşinin mezarına gitti.
Ekin ise tuhaf bir olay yaşadı. Biriyle tanıştı. O gece herkesin hayatını değiştirecek bir şey daha olduğunu kimse tahmin edemezdi.
Deftere baktığımda bir şeylerin silindiğini fark ettim. Annem ile babamla ilgili bir şeydi okuyabildiğim tek sözcük yolarını ayırmak oldu.

~Gri ve Yeşil~ ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin