38.Bölüm

2.6K 143 9
                                    

KUTAY'dan

Önümdeki dosyalara daha dikkatli bakarken haftalardır bulmaya çalıştığım şeyi buldum. Akın'ın açığını...

"Görkem haklıymış,adam gerçekten deli "

Tuğçe'yle uzun zamandır ortalarda gözükmememizin sebebi Akın'ı araştırmamızdı. Bunu bilen tek kişi Görkem idi. Akın'la olan son görüşmesindeki söylediklerinin saçma olduğunu düşünmüştüm. Aklı başında olmayan bir insanın bu kadar zekice planlar yapacağını düşünmüyordum. Ama yanılmışım,gerçekten de şizofreni derecesine ulaşacak kadar Özgür'e takıntılıydı. İkiside büyük tehlikedeydi.

"Özgür'ü uyarmamız lazım. " dedi Tuğçe.

"Herkesi uyarmamız lazım. "

CANSIN'dan

"Eğer bir rüyadaysam,beni hemen uyandırman lazım. " dediğim şeyle kıkırdadı. Hala gerçek olduğuna emin değildim. Hayal etmesi bile benim için uzakken şimdi yanımda olması,benimle olması...
Ona sahip olmak kadar güzel bir şey yoktu.

"Seni seviyorum Cansın. Artık bundan korkmuyorum. "

Telefonum en güzel zamanda çaldığında gözlerimi devirmeden edemedim. Şansıma !
Elime aldığımda ona gülümseyerek açtım ve kulağıma götürdüm. "Efendim anne ?" Hala ona bakıp gülümserken annemin söylediği şeyle gülümsemem yavaşça soldu. "Ne kazası ?"
Egemen solan yüzüme bakıp kaşlarını çattı. "Hangi hastane peki ?" Egemen iyice merak ederken ben ellerimin titremesini kontrol etmeye çalışıyordum. Hastaneyi öğrendiğimde telefonu kapatıp şoktan çıkmaya çalıştım.

"İyi misin ? Neler oluyor ?"

"Görkem" diyebildim sadece. "Kardeşim ölüyor "

"Tamam sakin ol. Derin bir nefes al. Şimdi hemen hastaneye gidiyoruz."

"Özgür'e haber vermeliyim. "

"Telefonda verme. Başına bir iş gelebilir. O an ne yapacağını bilemez. İlk önce eve gidip onu alalım. Sonra hastaneye gidelim. " Şok içinde başımı salladım. Ne yapacağımı bilemeyerek Egemen'e ayak uydurdum. Umarım ona bir şey olmamıştır. Şimdi olamaz. Böyle bitmez değil mi ?

Arabaya bindiğimi ve yolu nasıl çektiğimi hatırlamıyordum. Kendimi berbat hissediyordum.
Ağlayamıyordum bile. Nefes almakta zorluk çekiyordum resmen. "Egemen" dedim zorlukla ama beni duymadı. Başım öyle ağrıyordu ki. "Egemen " dedim tekrar ama yine duymadı. Çünkü sesim öyle cılızdı ki. Ben bile kendimi duymuyordum. Evlerine geldiğimizde öyle put gibi durdum. Özgür'e nasıl söyleyecektim ? Ne diyecektim ? "Bunu yapamam " dedim sadece.
"Merak etme Cansın. Ben söylerim. "
Acele etmemiz gerekiyordu değil mi ? Hastaneye varmamız gerekiyordu.

Arabadan indiğimde eve doğru yürüyordum ama bacaklarım öyle titriyordu ki...tamam sakin olmam gerekiyordu. Görkem bu durumlarda soğuk kanlıydı. Bende olabilirdim. Bunu yapabilirdim. Kapıyı açtıktan sonra salona doğru gittiğimizde Özgür'ü kanepede televizyon izlerken bulduk. Berbat görünüyordu çünkü Görkem'le artık birlikteliğine son vermişti. İkiside birbirine iyi gelmediğini düşünüyordu. Bana sorarsanız tam tersiydi. Özgür dağılmıştı. Yılmaz kardeşler için zor bir haftaydı tabii.

Daha zorlaşacaktı. "Özgür ?" dedim ilk önce. Kafasını bize doğru döndürdüğünde söyleyeceklerimin hepsini unuttum. Ayağa kalkarak yanıma geldi. Bana sarıldığında artık dayanamayıp ağlamaya başladım. Özgür ne olduğunu anlamayarak bana baktı. Ama ben gözlerindeki yaşlardan hiçbir şey görmüyordum. Yere yığıldığımda daha çok korkmaya başlamıştı. "Neler oluyor ?" diye sordu. Ona bakıp yaşlarımı sildim. Egemen kolunu omzuna koydu. "Söyleyeceğim. Ama sakin olmalısın. Senin için ve onun için. " beni başıyla göstererek.

~Gri ve Yeşil~ ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin