Hayat tesadüflerle doluydu benim için. Tam bu iş tamam diyorken yere çakıla da biliyordum. Zaten kabul etmiştim garip bir insan olduğumu ama bu kadar değişeceğimi ben dahil hiç kimse tahmin edemiyordu. Fakir bir ailenin kızı olarak doğup süperstar olmak da varmış kaderimde.
Bir elimde onlarca hizmetçiler, lüks arabalar, saray kadar büyük konaklar ve diğer elimde ise geçmişimdeki fakir ailem, benden nefret eden babam, ben 15 yaşımdayken ölen annem ve küçük kız kardeşim.
Dediğim gibi fakir bir ailenin kızı olarak doğdum ben. O zamanlar fakirdim ama kalbim temizdi. Şimdi ise zengin olmama rağmen hilekar bir oyuncuyum. On yaşındayken bir kardeşim oldu. Küçük bir kız. Onu oyuncak bir bebeğe benzetirdim. Çocukluk işte. Annemi çok severdim. Paranın bana veremeyeceği sevgiyi veriyordu bana. En büyük desteğimdi. Ben on beş yaşımdan beri doğum günlerimi kutlamam. Çünkü annem o gün öldü. Babam artık bir katildi. Silahla annemi vurmuştu. O günü dün gibi hatırlarım.
Annem pasta almıştı. Pastanın üzerindeki mumu üflemek üzereydim ki kapı çalmıştı. O anlık bir mutluluk yaşamıştım. Babam doğum günümü kutlamak için gelmiş olmalıydı. Haklı sayılırdım. Babam gelmişti ama doğum günümü kutlamak için değil. Kapıyı açıp da babamı görünce hemen sarıldım. Saflık. Yüzümdeki gülümseme çok sürmedi. Kötü bir şey kokuyordu. İçmişti. Hemen geri çekildim. Fark ettim ki ayakta zor duruyordu. Sarhoştu ve sağ elinde bir silah vardı. O sırada annemle kardeşim de kapıya gelmişlerdi. Babam o kadar çok sarhoştu ki ne yaptığını bilemiyordu. Silahı bana doğrulttu ve '' keşke doğmasaydın'' dedi. O an gerçekten ölmek isterdim. Gözlerim doldu. Babamın tetiği çekmek üzere olduğunu göremeden annem önüme geçti ve... Her şey aniden olmuştu. Gözlerimin önünde annemi vurdu. O anda bütün duygularım birbirine karışmıştı. Sonra tek bir şeyi düşündüm. Onu öldürmek istiyordum. Elindeki silahı alıp ona doğrulttum. '' Seni öldüreceğim.'' Tetiği çekmek üzereyken annem beni durdurdu. '' Yapma kızım. Ne olur yapma.'' Son sözleri bunlardı. Yere boylu boyunca uzandı. Artık ölmüştü. Bir anneme bir de elimdeki silaha bakıyordum. Ellerim titriyordu. Yapamadım. Silahı yere fırlattım. Ağlaya ağlaya annemin yanına gittim. Gözlerini açmasını bekledim ama açmadı. Her yer kan olmuştu. Polisler gelip babamı tutukladılar. Ben ise hala annemin yanındaydım. Onu bırakmıyordum. Zorla elimden aldılar.
Böylece bir gün içerisinde hayatım mahvolmuştu. Kardeşim ve ben yalnızdık. Halamın yanına gittik. Yaşadıklarımın şokunu ne yaparsam yapayım atlatamıyordum. Bir gün kendime bir söz verdim. Hem kendi hayatımı hem de kardeşimin hayatını değiştirecektim. Zor olacaktı ama başaracaktım. Ben bunu yapabilirdim.
O günden ve kendime vermiş olduğum o sözden sonra gece gündüz ders çalışmaya başladım. Hayatımızı değiştirecektim. Üniversite sınavını kazandım. Hem de güzel bir üniversitede burslu olarak. Bu benim ilk başarımdı. O yıl hazırlıkta İngilizce öğrendim. Herkes bu başarımdan dolayı beni tebrik ediyordu ve '' yeter artık biraz dinlen.'' demelerine rağmen çalışmaya devam ettim. Bu çalışmalarım sonucunda en iyi şekilde üniversiteyi de bitirdim.
Artık yeni hayatım başlıyordu. Kendime söz vereli dokuz yıl olmuştu. Yirmi dört yaşına gelmiştim. Dokuz yıl boyunca beklediğim o gün gelmişti. Çok heyecanlıydım ama kendime güveniyordum.
İnternetten bir ajansın adresini öğrendim. İçimden de '' Geleceğimin Ajansı'' deyip dalga geçiyordum. Aslında güzel kızdım. Yani sıradan kahverengi saçlı kahverengi gözlü olabilirdim ama esmerler çirkindir diye bir şey yok. Ayrı bir havam vardı. Vücudum da idealdi. Spor yapmasam bile güzeldi vücudum.
Ajansa giderken güzel olmalıydım. Çünkü beni seçmelerini istiyorum.
Normalde fazla makyaj yapmazdım. Rimel ruj falan ama bu günün özel olmasını istediğim için bolca makyaj yaptım. Sade tonlarda tabi ki yani gökkuşağı gibi gözükmek istemem. Saçlarımın uçlarını maşaladım ve tırnaklarıma oje sürdüm. Sıra kıyafete geldi. Bugün giymek için özel aldığım bir kıyafet ve ayakkabı, çanta vardı. ( Resimdeki gibi) Giyinip aynanın karşısına geçtim ve... Bu ben miydim? Harika gözüküyordum. Bu kadar işe yarayacağını tahmin edemezdim.
Sonra kendime geldim. Bu ben değildim. Aynada gördüğüm sadece kardeşinin ve kendisinin hayatını kurtarmaya çalışan, babasından intikam almak isteyen güzel bir zavallıydı. Fazla bu görünüme alışıp kendimi unutmamalıydım.
Evden çıkıp bir taksiye bindim. Hızla yeni hayatıma yaklaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİLEKAR OYUNCU
RomansaBi kadeh kaldırdım. Her şeyi unutmak için... Yeni bir hayat için... Daha sarhoş olduğumu fark edemeden kendimi yabancı bir dünyanın içinde buldum. Buranın bir adı var elbet. Herkes kendince bir isim koyar ama bence cehennemdir a...