Başlangıç

240 16 33
                                    

Lumos*

Hermione uyandığında saat 11.54'tü. Küçük, çok fazla eşyası olmayan odasından çıktı ve banyoya yürüdü. Yüzünü yıkayıp kendine geldiğinde hatırladığı ilk şey, Hogwarts'taki 6. Yılına başlayacak olmasıydı. Dişlerini fırçaladı ve çok kısa bir duş aldı. Önceden hazırlanmış bavullarına son bir kez baktı ve giyinmeye başladı. Saate bakmayı unutan Hermione alarmının çalmasıyla irkildi.
12.45.
Hogwarts Ekspress'ini KAÇIRMIŞTI.
Cisimlenmesi gerekiyordu fakat bu okul kurallarına aykırıydı. Herhangi bir muggle aracıyla da gidemezdi. Çareyi müdire McGonnagal'a mektup yazmakta buldu.
Profesör McGonnagal,
11 trenini kaçırdım. Hogwarts'a gidebilecek bir araç bulamıyorum, lütfen okula dönmemde yardımcı olun.
Sevgiler,
Hermione.
Kısa ve öz olması Hermione'yi rahatlattı fakat ne zaman yardımın geleceğini bilmiyordu.

Aynı kompartımanda olan Ginny, Harry ve Ron, Hermione'yi bulamadıkları için koyu bir meraka kapılmışlardı. Akıllarından türlü türlü şeyler geçirirken, tam anlamıyla iğrenç Malfoy "Bulanığı kaybetmişsiniz, iyi, şimdi sadece yoksul weasel kardeşleri ve küçük yetim potty'i görüyorum."
Bu laf 3 arkadaşa da ağır gelmişti fakat hiçbir Malfoy hakareti Hermione'yi düşünmelerinden alıkoyamayacaktı. Susmayı seçip onu yok saydılar. Zaten egosu beyninden fazla olan Malfoy saniyeler içinde kaybolmuştu.

Draco, bulanığı görmediğine sevindi. Şimdi kendi küçük kompartımanına ilerliyordu.'Ne kadar azalırsa o kadar iyi' diye geçirdi içinden.

Bir baykuşun camı tıklattığını gören Hermione, cama doğru koştu ve Hogwarts mühürlü mektubu açtı.
Sevgili Hermione Granger,
King's Cross istasyonunda peron 9 3/4'e giriş yap. Hagrid seni bekliyor olacak. En yakın zamanda okula giriş yapman dileğiyle...
Minerva McGonnagal
Hermione rahatlamıştı. Hemen bavullarını aldı ve babasına onu king's cross istasyonuna bırakması için rica etti.
~
Perona geldiğinde Hermione babasına artık yanlız devam edebileceğini, Hagrid'in zaten onu beklediğini söyledi. Babası da kızının anlına bir öpücük kondurarak bize her hafta yaz, seni özlüyoruz, dedi. Hermione yavaşça kafasını salladı ve peron 9 3/4'e yürüdü.

Okula gelen Harry, Ron ve Ginny eşyalarını bırakmak üzere Gryffindor ortak salonuna çıkarken Luna'yı ve Neville'yi gördüler. Bitkibilim hakkında konuşuyorlardı. Onlara selam verdikten sonra Şişman kadının önünde durdular. Harry 'fortem' diye fısıldadı. Şişman kadın dönüp kapıyı açtığında artık ortak salondaydılar.

Hermione ilk başta zorlansa da Hagrid'i buldu. Hemen yanına koştu ve "Merhaba Hagrid, uyanamadığım için üzgünüm. Senin başına da birsürü iş çıkarttım." Dedi.
Hagrid ise doğal bir cevap verdi, 'Merhaba Hermione, üzülmene gerek yok bu herkesin başına gelebilir.' Ve Hagrid'in yine genç Sirius Black'ten ödünç aldığı motorsiklete bindiler.

Draco Malfoy babasından özel olarak istediği Slytherin zindanına eşyalarını koyuyordu. Şuan yanında olmasını istediği son kişi Pansy odaya girdi. Sakince " Hey Draco, Blaise kafasına Snape gibi yağlı olması için zeytinyağı döküyor, izlemeye gelecek misin?" Diye sordu. Draco ise, Sağol Pans ama çok yorgunum size sonra katılırım, diye söylendi. Pansy sessizce çıkarken, Draco yatağına yerleşmişti bile.

Hermione okulu gördüğüne hiç bu kadar sevinmemişti. Hagrid'e sarılıp bavullarını alırken bağırarak 'Teşekkür ederim Hagrid' dedi. Yapacağı ilk şey Gryffindor ortak salonuna girmek, sonrasında ise McGonnagal'ın yanına gitmekti.

Harry yavaş yavaş delirirken, Ron ilk defa bu kadar düşüncelerinde boğulmuştu. Ginny endişeleniyor fakat çok belli etmiyordu. İkizler olayı duyduktan sonra şaka yapmayı bırakmış, olanları izliyorlardı.

Hermione kapıya gelmeden önce Neville ile karşılaştı. Küçük bir selam verdikten sonra ortak salon parolasını istedi ve devam etti. Yavaşça şişman kadına ilerledi. Şişman kadın " Hermione geç mi kaldın yoksa ? Yeni parolayı öğrendin değil mi ?" Diye sordu. Hermione 'fortem' dedikten sonra kapıyı açan şişman kadın aferin diye mırıldandı.

Kapı yavaş yavaş açıldı. İçeriye yavaşça giren Hermione bir anda eşyalarını bırakıp Ron ve Harry'e koştu. Büyükçe sarıldıktan sonra sessizliği ilk bozan Ron oldu. 'Seni çok merak ettik. Üstünü giyindikten sonra büyük salona gel' dedi. Ron'a bunu yapacağını fakat önce profesör McGonagall'ın yanına gitmesi gerektiğini söyledi.

Draco çok kısa uyuyabilmişti. Büyük salona doğru giderken herkes ona bakıyordu. Draco nedenini bulmak için hemen sağındaki küçük öğrenci tuvaletine girdi. Saçları... Çok fazla dağınıktı ve cübbesi kötü gözüküyordu. Sanki kavga etmiş gibi. Küçük bir büyü uyguladıktan sonra yine emin adımlarla Büyük Salon'un yolunu tuttu.

Hermione McGonagall ile büyük salona girişteki büyük, tablolar bulunan koridorda karşılaştı. Arkasında birsürü birinci sınıf bulunuyordu. McGonagall kendi odasının şifresinin 'tekir kedi' olduğunu ve birinci sınıf seçmesinden sonra geleceğini söyledi.
Hermione ağır adımlarla McGonagall'ın ofisine ilerliyordu. Kapıya tekir kedi dediğinde kapı açıldı ve ofis koltuklarından birine oturdu.

Draco Slytherin bölümüne geçerken Hermione'nin hala olmadığını gördü. Her ne kadar düşmanı olsada onu merak etmişti sanırım. Gryffindor masasına dalmışken Blaise'nin onu dürttüğünü hisseden Draco hızlıca döndü. "Dostum, sabahtan beri seni göremedim kötü bir şeyler mi var ?"
'Oh, hayır sadece birkaç gündür uyuyamıyorum.'

Hermione masadaki mektuba baktı. Üstünde kocaman bir Malfoy sembolü vardı ve ortalama büyüklükteydi. Neyseki mühürü yoktu ve Hermione merakına yenilerek mektubu açtı.
Draco Lucius Malfoy,
Karanlık Lord seni ölüm-yiyen yapmak istiyor. Senin için özel bir görevi var. Sana isteyip istemediğini sormayacağım çünkü aileni onurlandırmak için bunu yapmak zorundasın. Yoksa bizim için çok kötü olacağını biliyorsun. Aileni gururlandırmak için o işareti taşımalı, Lord'umuzun dediklerini birebir yapmalısın. İtiraz hakkın yok.
Lucius Malfoy.
Hermione bunun bir saçmalık olduğunu biliyordu fakat eğer bu mektup ona iletilirse bir ölümyiyen olacak ve herşey daha kötüye gidecekti. Hermione mektubu cübbesine tıkıştırdığı anda McGonagall içeri girdi.

Ron tavuğunu iştahla kemirirken bütün Gryffindor ona bakıyordu fakat umurunda değildi. Çoğu şeyi yedikten sonra gerindi. Bu sırada Büyük Salon'a giren biri vardı. Hemione Granger. Bütün masalar dönmüş ona bakarken kız utançla koşup Ginny'nin yanına oturdu.

Malfoy, Hermione'nin daha da güzelleştiğini Büyük salona girişinden anladı. Ona aşık değildi, çünkü Astoria onun sevgisiydi ve onu seviyordu.

Yemek bittikten sonra herkes ortak salonlarına dağılmıştı. Gryffindor'lular ortak salonlarında eğelence veriyorlardı. Hermione onlara katılmıştı ve çok iyi zaman geçiyordu. 00.00'da diğer binaların rahatsız olacağına kanaat getirip partiyi bitirdiler.

Slytherinler ise bütün akşam boyunca gruplar halinde konuştular. Draco Astoria ile oturmuş dersler ve diğer olaylar hakkında konuşuyorlardı. Blaise, Goyle ve Pansy iksir patlatıyorlardı. Zaman Malfoy için harika geçiyordu çünkü daha ölüm yiyen olacağını öğrenmemişti...

Sabahın erken saatlerinde uyanan Hermione hemen rutinlerini yaptı ve kendini ortak salondaki büyük kırmızı koltuğa attı. İlk dersleri Biçim değiştirmeydi. Hermione bu dersi çok seviyordu, çünkü eşyaları başka şeylere dönüştürmek çok eğelenceliydi. Hermione kitaplarını topladı ve erkenden yer seçmek için sınıfa girdi. En önden bir sıraya kitaplarını bıraktı ve dokunulmaması için bir büyü yaptı. Kütüphaneye gidiyordu çünkü yapacak birşeyi yoktu ve kitap okumak onun için herşeydi. Onun arkasından biri daha girdi kütüphaneye. Malfoy. Hermione şaşırmıştı. Yerine geçti ve iksirler üzerine olan bir kitaba elini uzattı. Her zamanki yerine oturdu ve kitabını okumaya başladı.
   

Yazar Notu
Umarım sizi daha ilk bölümden sıkmamışımdır. Daha önce birsürü dramione okudum ve hepsi aynı klişelere sahipti. Bende biraz değişik olması adına böyle bir başlangıç yapıyorum. Umarım beğenirsiniz.
Sizin için yaklaşık 1055 kelime yazmışım.
Harikasınız,

Nox*

One and only // dramione (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin