Çok eğleneceğiz seninle :)

786 32 2
                                    

Sırama geçip oturdum. Ebru bana dönüp "Ne oluyor?"diye sordu. "Hiç, hiç birşey yok"desende Ebru hiç inanmışa benzemiyordu. Hoca ilk ders olmayanların numaralarını okuyomaya başladı. 560 yok,625 yok,925 burda deyince sesin sahibinin hiç yabancı olmadığını gördüm. Adını dahi bilmiyordum ama o zorbayı şöyle bir süzünce yapışan dar gömlek ,zeytin gözleri ,siyah uzun saçları ,küçük burnu acayip havalı ve çekici gösteriyordu. Kapı çaldığında içeri iki kişi girdi. Hiç birşey demeden biri o zorbanın diğeri ise onların önündeki sıraya oturdu. Hocanın kızmamasına da sadece ben şaşırdım. Ebru'ya dönüp "bunlar kim" diye sordum o da bana dönüp "boşver onları ve sakin ama sakın onlara bulaşma" diyince çoktan bulaşmış olduğumu fark ettim "ya Ebru söylesene merak ettim" diyip Ebru'ya baktım kafasını olumlu anlamda sallayıp anlatmaya başladı "Bunlar okulun çetesidir şu soldaki Adem okulun sahibi yanındaki Murat önündeki de Poyraz bunlar hiç ayrılmayan 3lü. Onlara kimse bulaşamaz bulaşırsa da dersini alır benim gibi" vay be şunlara bak sen demek o yüzden Murat ve Poyraz beni kovaladı şimdi anladım benim gibi derken ne demeye çalıştı ki "benim gibi derken" diye merak içinde sordum. "Ben bu okula geçen senenin 2.döneminde geldim bunları hiç tanımıyordum ve bilmeden de sıralarına oturdum Poyraz sınıfa gelince beni gördü ve bana bağırıp çağırıp kolumdan tutup kaldırmaya başladı Poyraz böyle yaptıkça ben sinirleniyordum ve kalkmamaya karar verdim Poyraz sınıftan çıktı ve 5dakka sonra Adem ve Murat'la sınıfa döndü Adem saçlarımdan tutup "yerimizden kalkmayan sen misin"diye sordu "ne yaptığını sanıyorsun sen bırak saçımı"desemde nafileydi. Murat ve Poyraz beni kollarımdan tutup zorla bodrum kata götürdüler. Beni görenler hiçbirşey yapmıyordu sadece acıyan gözlerle gözüme bakıyorlardı. Bodrum katta bir kapıyı açıp beni sandalyeye oturttular ve iple bağladılar. O an o kadar korkuyordum ki böyle azımı bile açamıyordum Adem Murat'a dönüp kutuyu getir diyince Murat gidip biraz uzağımda duran kapalı bir kutu getirdi. Murat içinden fare çıkardığında o an bayılacağımı sandım Murat fareyi bana yaklaştırdığında ona "ne olur yapma
Ne olur yapma..."desemde o fareyi üzerime bıraktığında o an ölmek istedim ayağa kalkmaya çalışacakken Poyraz ve Murat beni tuttu. Ne yaptıysam da kurtulamadım çığlık atsamda, hıçkıra hıçkıra ağlasamda beni hiç takmadılar fare gömleğimin,eteğimin bazı yerlerini iyice kemirmişti. Artık pes edip o şekilde 20 dakka falan kalakaldım. Fareyi üzerimden alıp beni bıraktılar ama benim ayağımı yere basacak gücüm bile yoktu öyle o sandalyede kaldım onlarda gitmişti ama ben hala orada oturuyordum 10 dakka sonra zoraki ayağa kalktım başım dönüyordu kendimi o kadar kötü hissediyordum ki oradan çıkınca herkez bana bakıyordu hemen sınıfa gidip çantamı alıp müdürün odasına çıkıp izin kağıdı alıp eve gittim 2gun okula da gitmedim diğer gün okula gittim hiçbirşey olmamış gibi onlara ceza vermek istiyordum ama ne yapabilirdim ki ben tek başıma o yüzden çaresizce boyun eğdim"deyince ağladığını fark ettim çok canı yanmış olmalıydı bunlar nasıl insanlar nasil böyle birşey yapabilirler Ebru anlattıkça tüylerim diken diken oluyordu bu kadar acımasız,bu kadar kötü nasıl olabiliyorlardı. Ebru'ya sarılıp "şşştt tamam ağlama geçti hepsi geride kaldı. Bunları bana anlatıp yine acı çektin özür dilerim"dedim. Bu acıyı benim sayemde tekrar hatırladı off Ayşe bak ışte o kadar merak iyi değilmiş dimi
Haklısın iç ses ne diye bilirim ki "sorun değil birine anlattığım içinde mutluyum özür dilenecek birşey yok burada diğerlerine yaptıklarını da anlatayım mı diye sorunca" bu kadarı bana yetti devamını düşünemiyorum artık "yok yeterli bide Ebru sana birşey demem lazım..diyemeden kapı çaldı ve içeri nöbetçi geldi Ayşe Güzel ve Adem Korkmaz müdürün odasına diyince diyince Ebru'ya dönüp "gelince konuşuruz" diyip siramdan kalktım ve kapıya yönelip çıktım arkamdan Adem de çıktı yanıma gelip beni durdurdu. Karşımda durup "ilk olarak bana tekme attın ve kaçtın, ikincisi ise beni müdüre şikayet ettin bunların hepsini ödeyecek olacağını da biliyorsun dimi" diyince nefes alamadığımı fark ettim ve zorla yutkundum. Ondan korkuyordum evet ama bunu ona göstermeyecektim ona boyun eymeyecektim "senden korktuğumu falan düşünüyorsan senden korkmuyorum ayrıca o tekmeyi yine olsa yine atardım sana"
"Yaa demek öyle pekala bakalım bu sözlerini bi kaç gün içinde tekrar söyleyebilecek misin merak ediyorum doğrusu"
"Bir kaç gün değil birkaç hafta da geçse bir kaç yılda geçse yine aynısını söyleyeceğim anlıyor musun beni"
"Pekala göreceğiz" diyip yanımdan gitti. Müdürün odasına geldiğimizde kapıyı tıklayıp içeri girdik. Müdür bey direk "kızım seni kovalayanlardan biri bu muydu" diye sordu "şey hocam o konu bir yanlış anlaşılma arkadaşlar yeni geldiğim için şaka yapıyorlarmış kusura bakmayın" diyince müdür hiç inanmamış olacak ki " emin misin kızım birşey varsa söyle korkmana gerek yok" diyince "hayır hocam sadece yanlış anlaşılma" diyip sustum. Müdür bey "pekala çıkabilirsiniz o zaman" diyip sustu. Çıktığımızda Adem olacak o zorba bana gülümseyerek "korkmadığın için mi yalan söyledin" diyince iyice sinirlenmeye başladım bu çocuk kendini fazla yükseklerde görüyordu. Ben korktuğum için değil ilk günden olay çıkmasın diye böyle yaptım. Tamam biraz da korkuyordum ama öyle düşünmesini de istemiyordum. "Sen kendini ne sanıyorsun acaba sen kimsin ki ben senden korkacagim kimsin yani" Adem biraz sinirlenerek bana yaklaştı "bu söylediklerine pişman olacaksın o yüzden fazla konuşma sana tavsiyem" diyip yanımdan uzaklaştı. "Göreceğiz" diyip sınıfa doğru yürümeye başladık. Kapıyı çalıp içeri girdik. Gözler bizim üzerimizdeydi. Herkes neler olduğunu çok merak ediyordu ama onların boş merakları umrumda bile değildi. Sırama geçip oturdum Ebru hemen sorguya çekti beni "ne oluyor artık anlatacak mısın" haklıydı o bana anlattı ama ben anlatmadim derin bir nefes alıp herşeyi anlatmaya başladım "şimdi ben merdivenlerden çıkarken...  ışte böyle" Ebru bana üzgün gözlerle bakarken "ne yapacağız şimdi sana da birşeyler yapacaklar kesin yapmadan da bırakmazlar" şu an söylediklerinde haklı olmasını istemiyordum ama sonuna kadar da haklıydı evet ne yapacaktım ben şimdi bunu bende bilmiyordum "bilmiyorum nasıl kurtulacağımı ne olup biteceğini bana ne yapacaklarını ama onlardan o kadar da korkmuyorum" diyip sustum "tamam şimdi bunları düşünmeyelim hem sana birşey yapamazlar ben hep yanında olacağım" diyip bana sarıldı. Bu kızla iyiki kimse arkadaş olmadan ben olmuşum bu salaklar nasıl bir insani kaybettiğini bilmiyorlar belki bencilce olacak ama umarım Ebru benden başka kimseyle samimi olmaz ve inşallah beni bir anda da ortada bırakmaz "sağol" diyip bende ona daha çok sarıldım. Ebru kafamı dağıtmak için bana o kadar iğrenç espiriler, fıkralar anlatıyordu hem gülüyorduk hemde yüzümüzü asiyorduk. Dersler boş olduğundan herhalde zaman çabuk geçiyordu. Son derse girmiştik. Bir anda gözüm o zorbanın sırasına kaydı ama üçlü grup sınıfta değildi. Ne güzel yaa keşke bende böyle şeyler yapabilsem ama malesef ki yapamam. Bizde Ebru'yla konuşup birbirimizi daha iyi tanıdık. Zil çaldığında Ebru'yla eşyalarımızı toplayıp çıktık.
Dışarı çıktığımızda Ebru bana yine e o iğrenç espirilerini yapıyordu. Ebru beni durdurup "bak dinle bu çok komik, şimdi adamın biri kitap okurken ölmüş neden" ne bileyim ben Ebru "neden" diye sordum "çünkü satır başına gelmiş de ondan" tamam bu kadar yeter daha fazla dayanamıyorum "Ebru git şu karşıdaki çöp kovasının orada 5 dakka utan ve gel" diyince ikimizde daha çok gülmeye başladık taaaakii bir araba yanımızda durana kadar. Arka koltuğun camı açıldığında korkmaya başladım bu zorba beni mi takip ediyordu yoksa yoksa yok yok yok öyle birşey yok Ayşe saçmalama yoktur öyle birşey ya varsa ya bunlar beni kaçırmaya geldiyseler beni kaçırıp öldürecekler mi yoksa Ebru'ya yaptıkları gibi beni bir yere götürüp üzerime fare mi atacaklar diye düşünürken zorbanın sesini duymakla irkildim o kadar sert bir tonu vardı ki bana bakıp "bak sen yine karşılaştık" "bence sen beni takip ediyorsun" dedim "sen kendini fazla değerli sanıyorsun herhalde küçük fare" küçük fare mi küçük fare mi ben mi pislik ışte "senin kadar değil büyük fare"dedim bende "sana göstereceğim büyük fareyi" diyince ne diyeceğimi bilemedim önüme dönüp yürümeye başladım zorbanın sesini tekrar duyduğumda artık korkmaya başladım "haa bu arada seninle çok işimiz var ve çok eğleneceğiz seninle çok"..

OKULDAKİ ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin