Korkuyorum

744 27 2
                                    

Off bir türlü uyuyamıyordum. Bugün olanları düşünüyordum. Yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. O zorbadan nasıl kurtulacaktım ki ben at şu çocuğu artık kafandan bana hiç birşey yapamaz yaparsa da ben de ona yaparım bu kadar basit...
Sabah alarmın sesiyle uyandım üstümü giyip saçımı bukle bukle yaptım ve odamdan çıktım. Annem ve babam kahvaltı yaparken yanlarına gidip "Günaydın"diyerek sandalyeye oturup bir kaç şey atıştırıp evden çıktım. Otobüse binip okulun orda indim. Okula girip sınıfa gittim. Hoca daha gelmemişti,sırama geçip oturdum. 5 dakka sonra Ebru da geldi. Hızlı adımlarla yanıma gelip "nasıl oldun iyi misin çok merak ettim seni" "iyiyim ya niye kötü olayım ki birşey yok" dedim of bende mal gibi bu çocuktan korkuyorum bana hiç birşey de yapamaz o "ne bilim ya yine de merak ettim ışte arayacaktım ama telefonum yoktu diye arayamadim" haa doğru telefon dimi ben de dün telefon aldım ona versem mi simdi "sorun değil iyiydim hem sana bir haberim var" dedim "neymiş o benimde sana haberim var" hadi ya neymiş o acaba merak ettim "nedir o"diye sordum "ilk sen söyle " dedi "hayır sen " dedim. Başını sallayarak "bugün kendime telefon almaya gideceğim benimle gelsene" dedi. Ben zaten telefon almıştım sana yaa off vermesem mi "ee ne diyon gelecek misin benimle "diyince hayır anlamında başımı sağa sola salladim "tamam sorun değil ben kendim giderim"deyince çantamdan hediye paketi yaptığım telefonu çıkarıp ona doğru uzattım "al bu senin"diyip verdim dün Ebru'ya kendi telefonumun aynısından almıştım ve ona süpriz yaparak vermek istemiştim ama süpriz yapamadan hemen verdim yoksa bugün boşuna parasını harcayacaktı. "Bu ne diyip"bana baktı "bu senin al hadi aç"diyerek hediyeyi gösterdim açtığında ufak bi çığlık ve şok geçirdi bunu beklemiyordu çünkü "ne oldu sevinmedin mi?" dedim. "Hayır sevindim de bu co pahalı değilmi nasıl alayim ki ben bunu" diyerek telefonu bana verdi. "Saçmalama o senin senin telefonun benim yüzümden çalışmıyor o yüzden özür amacıyla kabul et"dedim ve ona döndüm "ama..."diyerek başlayınca sözünü kesip "al ışte şunu hem ikimizinki de aynı ışte lütfen " diyince bir bana bir telefona baktı ve zoraki aldı ve bana sarılarak "çok teşekkür ederim" dedi. Sınıfa hoca gelince konuşmayı bırakıp önümüze döndük. Ders başlayalı yarım saat olmuştu ve içeri bir nöbetçi öğrenci girdi. "Hocam Ayşe Güzel'i müdür yardımcısı çağırıyor" diyince yerimden kalkıp nöbetçi kızla çıktık.
Kız başka bir yöne gittiğinde bende diğer taraftan gitmeye başladım merdivenlere geldiğimde birinin kolumu tutmasıyla ufak bir çığlık attım ve beni kolundan tutarak bodrum kata indirdiler. Bağırsam da bir fayda etmedi Murat ve Poyraz beni çok sıkı tutmuşlardı. Beni bir odaya soktuklarında tabiki karşımda o zorbayı göreceğimi biliyordum. Beni sandalyeye oturtup bıraktılar Adem'e dönüp "ne var ne istiyorsun" diyerek sustum "Acaba ne istiyorum Hmm bir düşünelim" diyip tebessüm etti. Off buradan hemen gitmek istiyordum kalmak istemiyorum burada "eee" diyerek sıkılmış gibi yapıp başımı çevirdim. Bana şöyle bir bakıp "acaba sana ne yapsam" diyince ufak bir kahkaha attım ve "sen bana zarar verebileceğini mi düşünüyorsun acaba" dedim ve bana baktı tam ağzını açıp birşey söyleyecekti ki sustu. Murat ve Poyraz beni sandalyeye bağladılar ve Adem onlara dönüp "tamam siz çıkın artık"deyince Murat ve Poyraz başını sallayıp çıktılar.
Adem eline bir makas alıp yanıma geldi "o güzel saçlarına elvada demeye hazır mısın" diyince acayip korkmaya başladım çünkü saçlarımı çok seviyordum. Saçlarıma birşey olursa çok ama çok üzülürdüm, belime kadar uzun saçlarım vardı onlara birşey yapmasına izin veremem ama elim kolum bağlı iken ne yapabilirdim ki bana yardım edecek kimse de yoktu. "Böyle birşey yapamazsın" diyince Adem ufak bir kahkaha attı ve saçlarımdan tutup "bak bakalım nasıl yapıyorum" dedi ve saçlarımdan bir tutam kesip önüme attığında ağlamaya başladım ve "yapma bırak, yapma,yapma" diye söylenmeye başladım bırakmayacağını bildiğim halde.
  

         EBRU'DAN
Ayşe hala gelmemişti ve artık çok merak etmeye başladım o kız hiçte nöbetçiye benzemiyordu. Acaba o kızı Adem mi yollamıştı, kesinlikle o yolladı şimdi ne yapıp ne edip sınıftan çıkmam lazımdı ama nasıl çıkacaktım. Buldum evet ışte bu aferin Ebru güzel fikir hoca ders anlatırken yalandan öğürdüm ve hoca bana bakınca elimi ağzıma götürüp elimle kapıyı gösterdim hoca "çık kızım hemen" diyince hemen sınıftan çıktım ve Ayşe'yi aramaya başladım tüm katlari gezdim ama yoktu. Tabi ya bodrum katta kesin nasıl aklıma gelmedi. Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başlamıştım ki birine çarpmamla yakalandığımı anladım yüzüne baktığımda bunun Murat olduğunu gördüm. O uzun sarı saçlarıyla mavi gözleriyle kaslı vücuduyla onu tekrar görünce hala aşkımın bitmemiş olduğunu anladım.  Murat'ta beni görünce şaşırdı beni karşısında görmeyi beklemiyordu çünkü başımı eğip diğer taraftan gidiyordum ki Murat kolumu tutunca öylece kaldım "ne yaptığını sanıyorsun bırak beni" diyip kolumu çekmeye çalıştım ama malesef ki başaramadım çok güçlüydü hayvan hiç değişmemişti eskiden olduğu gibi evet Murat'la bir geçmişimiz vardı. Bu okula gelmeden önce onunla dışarda tanışmıştık. Herşey çok güzeldi ona o kadar çok bağlanmıştım ki onsuz hiç yapamayacak mışım gibi geliyordu. Beni herşeyden herkezden koruyan kişiydi ama taa ki beni başka bir kızla aldattığını görene kadar bana mesaj atıp evine çağırmıştı onun için süslenip, püslenip, ve ona en sevdiği kurabiyeden yapıp akşam evine gittiğimde kapıyı bir kız açtığında şoka girmiştim. Kız oldukça seksiydi sarı saçları, yeşil gözleri, dolgun dudaklarıyla harika görünüyordu ve üzerinde de Murat'a aldığım gömleği görünce sinirlerime artık hakim olamayacağımı düşündüm ve yine de içeri girdim Murat'ın odasına gittiğimde üzerini çıplak görünce o an kendimi tutamadım ve ağlayarak o evden çıktım o günden sonra Murat ne kadar arasa da mesaj atsada hiçbirine cewap vermedim ama yinede peşimi bırakmamıştı birgün beni kolumdan sürükleyip bir yere götürdü ve neden böyle yaptığımı sorduğunda ona ilk önce bir tokat attım ve sonra ağlayarak olanları anlattığımda bana sarhoş olduğunu söylese de inanmadım çünkü kız gayet ayıktı ve şansa sadece sen mi sarhoş olmuştun hadi ama beni kandırma o günden sonra birdaha görmemiştim. Onun yüzünden hergün ağlıyordum acım bir türlü dinmiyordu ama yapabileceğim birşey yoktu onu unutmam gerekiyordu. Okullar açıldığında da o sıraya oturduğum zaman Murat da gelince çok şaşırmıştım onu görmeyi hiç beklemiyordum. Benim üzerime fare koyduğu zaman ona yalvarsam da yine koymuştu ve o zaman tamamen ölmek istemiştim ve benim için o bitmişti...
"Ya birakmazsam" diyince düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm gözlerimin şu an dolduğuna eminim ama ağlamayacaktım onun karşısında güçsüz görünmek istemiyordum. Ona cevap vermeden tekrar kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ama bu sefer kolumu daha da sıkmaya başlayınca kolumun acısından yüzümü buruşturup ona döndüm "ya bıraksana canımı acıtıyorsun" desemde fayda etmedi en sonunda dayanamayıp bağırarak "daha ne istiyorsun benden heh yetmedi mi yaptıkların bırak artık peşimi ben seni bitirdim sen benim için yoksun yok" bu sözler nasıl ağzımdan çıktı bilmiyorum ama su an acayip pişmanım Murat bu sözlerime ilk önce şaşırdı benden böyle birşey beklemiyordu ama bana yaptıklarından sonra ben az bile söyledim kendini toparlayıp yine aşık olduğum o gülüşü yaptı ve "kızım sen kendini fazla kaptırdın bu olaya yaptığım hiçbirşey içinde pişman değilim sen bunu hak ettin hem seni sevdiğimi falan da düşünme çünkü ben hiçbir zaman seni sevmedim şimdi git" diyince beynimden vurulmuşa döndüm bunları benim sevdiğim adam mı söylüyordu. Ona arkamı döndüğümde artık göz yaşlarımın benden habersiz aktığını fark ettim ve ona bakmadan hemen aşağı indim. Kendimi durduramıyordum ağlamamak için çabalasam da gözyaşım durmuyordu.
Ebru şu an kendini düşünmeyi bırak ne yapıyorum ben Ayşe'yi aramalıydım beni götürdükleri odanın oraya gittiğimde delikten baktığımda Ayşe'nin ağladığını gördüm ve hemen kapıyı açtım.

  Ayşe...
Kapının sesini duyduğumda kafamı kaldırıp oraya baktım. İçeri gelenin Ebru olduğunu görünce ağlamam daha da şiddetlendi. Ebru'ya üzgün gözlerle bakarken onun da ağlamış olduğunu fark ettim. Neden ağlamıştı bilmiyorum acaba benim yüzümden mi diye düşünürken Ebru'nun konuşmasıyla ona odaklandım "Ayşe iyi misin" diyip yanıma geldi ve beni çözmeye çalışırken içeri Poyraz ve Murat da girdi Poyraz Ebru'yu tutup yere attığında Murat'ın sinirlendiğini fark ettttim. Bu sefer ben Ebru'ya dönüp "iyi misin acıdı mı bir yerin" diye sordum Ebru bana dönüp iyiyim anlamında başını salladı. "Tamam bırakın" diyen Adem'e döndüm ondan nefret ediyordum bana nasıl böyle birşey yapabilirdi ama bu burada asla bitmeyecekti ona bunu yaptığının hesabını elbette ki soracaktım ben saçlarıma zarar gelmesin diye herşeyi yaparken o 2dakka içinde saçımı kesmişti. Adem Poyraz ve Murat çıkınca Ebru gelip beni bağladıkları sandalyeden ipleri çözüp ayağa kaldırmaya çalıştı ama benim ayağa kalkacak mecalim bile yoktu yere çöküp ağlamaya devam ettim. Ebru da yanıma oturup bana sarıldı "şşştt tamam geçti ağlama"diyordu ama geçmemişti Benim saçlarım gitmişti...
Ayağa kalkıp Ebru'yla oradan çıkıp müdürün odasına gidip izin kağıdı alıp dışarı çıktık. Zil çaldığından herkez dışardaydı ve bana bakıyordu. Kapıya doğru giderken Adem Poyraz ve Murat'ın bankta oturup bize baktığını gördüm. Adem bana bakıp gülünce gidip onu öldürmek istedim ama yürüyecek halim bile yoktu ki zorlukla yürüyordum önüme dönüp yürümeye devam ettik. Kapıdan çıkınca Ebru beni durdurup "bu halde eve gitme gel bize " diyince ona hak verdim bu halde eve gidemezdim. Bir taksi durdurup Ebru'ların evine gittik. Taksiden inip Ebru'nun kapıyı açmasını bekledim, içeri girince evlerinin küçük olsa da çok güzel olduğunu fark ettim. Koltuklarda hep kıyafetler vardı bu kız ne kadar da dağınıktı aynı benim gibi "kusura bakma biraz dağınık ama Napim insan tek başına yaşayınca böyle oluyor." Demesiyle afalladim nasıl yani Ebru'nun anne ve babası yok muydu bu kız hakkında daha neler bilmiyordum acaba diye düşündüm "sorun değil de annen ve babam peki yokmu"diye sordum. "Sonra konuşuruz bunları git bir elini yüzünü yıka sen" diyince bende kafamı sallayıp bana banyoyu gösterdi. İçeri girince aynada kendimi görünce yine ağlamaya başladım belime kadar olan saçlarım yoktu onun yerine boynumun biraz altında olan kısa saçlarıma dokunup iç çektim elimi yüzümü buz gibi suyla  yıkayınca biraz da olsa rahatlamıştım. Elimi yüzümü kurutup banyodan çıktım. Ebru koltuktakileri toplarken yanına gidip başka bir koltuğa oturdum "daha iyi misin" diyen Ebru'ya baktım "bende bilmiyorum nasıl olduğumu" diyip sustum. "Merak etme bunları onların yanına bırakmayacağız bizde intikamımızı alacağız" diyince "nasıl peki biz ne yapabiliriz ki" diye sordum. "Bilmiyorum ama bulacağım merak etme benim kankamı üzmek neymiş göstereceğim"diyince gülümsemeden duramadım "hah ışte böyle ağlama artık diyince başımı onaylar şeklinde salladim. Ebru gidip kahvaltı hazırlarken bende etrafı toplamaya başladım. Sofrayı kurunca öylece oturdum canım hiç istemiyordu ama Ebru'nun ısrarı sonucu birşeyler yedim.
Ebru'yla evden çıkıp kuaföre gittik saçlarımı düzeltmek için.
Kuaförden çıkınca saçlarım biraz daha kısalıdığı için üzüldüm ama bu kısa saç da yakışmıştı. Ebru beni kolumdan tutup markete soktu abur cubur almaya başladı. Kasaya gelince cüzdanını açınca bir tarafta 20 lira diğer tarafta ise telefon parası vardı. Ebru'yu durdurup "madem sizin evdeyiz o zaman ben ödüyorum bize gidersek te sen ödeyeceksin" diyip göz kırptım. Ebru hayır falan desede izin vermedim ve aldıklarımızı posete koyup çıktık. Eve gelince Ebru mısır patlattı bende cips, kola, çikolataları masaya koydum. Cdyi takip korku filmi izledik. İkimizde korkudan iki dakka da bir çığlık atıyorduk. Film bitince Ebru'nun dalmış olduğunu fark ettim ve onun kulağına yaklaşıp bağırarak "bööö" diye bağırmamla Ebru'nun havaya sıçraması bir oldu.
"Ne yapıyorsun ya aklımı aldın" diyince gülmeye başladım. "Sen de o kadar dalmasaydın madem korkacaktın neden izledik" diye sordum bana ters ters bakıp "pardon sadece ben mi korktum" diyince evet anlamında başımı salladım "tabi canım o yüzden her dakka çığlık atıyordun dimi" diyip gülmeye başlayınca bende güldüm. Saat geç olmaya başlamıştı artık Ebru'yla vedalaşıp evlerinden ayrıldım.
Eve gittiğimde evde annemin olmadığını görünce bir oh çekip odama girdim. Bugün olanları hatırladıkça kötü oluyordum. Bunları düşünmemek için güzel bir duş alıp yatağıma girdim. Telefonumu kapatıp rahatça uyuyayım derken Ebru'dan mesaj gelince hemen mesajı açtım
Yarın sabah beni bekle çok güzel bir planım var :D
Acaba planı neydi çok merak ediyordum
Hmm çok merak ettim şimdi bak tamam yarın sabah saat 7de sizin oradayım :)
Yazıp gönderdikten 2dakka sonra tekrar mesaj geldi
Tamam yarın görüşürüz :*
Yazıyordu bende
Görüşürüz :)
yazıp gönderdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Multimedya Murat

OKULDAKİ ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin