Sabah uyandığımda hemen saate baktım. Saatin daha 6 olduğunu görünce rahatladım hemen okul üstümü giyip aynanın karşısına geçtim. Hergün uğraştığım saçım yoktu ama olsun üzülmek yok bu kısa saçla da gayet güzel görünüyordum saçlarıma fön çekip makyaj malzemelerimi çıkarttım. Adem'in beni böyle üzgün görmesini istemiyordum ona hemen boyun eğmeyeceğimi anlamasını istemiyordum gözlerime güzelce maskara sürüp, biraz fondeten, allık ve biraz pembe ruj sürüp çantamı alıp yavaşça odamdan çıktım annemin beni böyle görmesini istemiyordum eğer görürse en az bir saat sorguya çekeceğini biliyordum. Babam evde olmadığı için annemin artık kalkmayacağını düşünüyordum ama annemin "günaydın kızım" demesiyle uyumadığını fark ettim. Annem bana biraz daha yaklaşıp şaşkın şaşkın saçlarıma baktı. "Saçların, saçlarına ne oldu neden kestin" demesiyle zorla gülümsedim. "Biraz değişiklik olsun diye yaptım. Kötü mü olmuş" diyip yalandan suratımı astım. "Hayır ama sen saçlarına kıyamazdın bir an böyle görünce şaşırdım." Evet saçlarıma kıyamazdım ama sağ olsun Adem çok güzel kıydı. "Neyse anne arkadaşımla buluşacağım geç kalıyorum." Diyerek ona öpücük atıp beyaz konverslerimi giyip evden çıktım. Bir taksi tutup Ebru'ların evinin oraya gittim. Tam saatinde yetiştiğim için mutluydum. Ebru'ya mesaj atıp onu bekledim. 2dakka sonra Ebru da gelince ilk önce ikimiz birbirimizi öptük ve sarıldık. Ebru en sevecen haliyle "naber" diye sordu. Hmm dur bakalım iyi miyim acaba evet iyiyim iyi ne olursa olsun kötü düşünmek yoktu. Her zaman iyisini düşünmeliydim. Bende gülümseyerek "iyiyim peki sen" diye sordum. "İyi" diyince altında çok da iyi sayılmam idare ediyoruz manası vardı. "Emin misin" diye sorduğumda kafasını onaylar şeklinde salladı. Pekala anlatmak istemiyordur belki fazla zorlamamalıydım. "Hadi okula geç kalmadan gidelim bare" diyip yürümeye başladık. Planı da ben sormadan anlatmak istemiyordu herhalde neyse bu planı acayip merak ediyordum ve hemen sormalıydım bir otobüse binince ikimizde oturduk ve Ebru'ya dönüp "ee neymiş bakalım bu plan anlatacak mısın artık." "Pekala plan şu sen Adem'in her dakka yanında biteceksin ne derse desin alttan alacaksın ve onu kendine aşık edip yüz üstü bırakacaksın." Bu ne saçma bir plan sı böyle ben bunu yapabilir miydim yok hayır hayır kesinlikle yapamazdım, ben böyle bir şeyi asla ve asla yapmayacaktım. Ona katlanamam ki ben ve gidip ona daha da çok sokulacaktım öyle mi Ebru acaba sen kafayı mı sıyırdın merak ediyorum. "Sen ciddi misin" diyerek ona odaklandım "evet hiç olmadığım kadar"diyince bu kızın cidden delirdiğini düşündüm "sen delirdin mi" diyerek çıkıştım. "Neden ama o bunu hak ediyor hem güzelsin hem cazibeli" diyerek bana göz kırptı. "Tamam bu kadar yeter senin saçmalıklarını daha gaza dinlemeyeceğim" diyerek kulaklarımı tıkadım. Çünkü böyle birşey olduğunu düşününce daha sonra da onu yüz üstü bırakırsam kesinlikle beni öldürüldü bundan %100 eminim Ebru böyle mi olmasını istiyordu acaba beni öldürmesini falan mı Ebru'ya bir anda ister istemez gücendim. Ebru ellerimi itip bana boş boş baktı ve konuşmaya başladı. "Sence ben böyle birşey yapar mıyım seni öldürtmek istemiyorum merak etme sadece şaka yaptım." Şaka mı gösteririm ben sana şakayı maymun yaa yüreğime iniyordu az kalsın "sen buna şaka mı diyorsun kalbim çıkacaktı bir anda genç yaşta ölmek istemiyorum" diyerek ona döndüm Ebru bir kahkaha atınca bende attım tamam artık gerçek plana gelebilir miyiz acaba "plan yok mu yani" diyip sustum. Ebru bana sinsice gülümseyerek "tabiki var anlatıyorum. Şimdi bu üçlünün çok sevdikleri arabaları var ve bu arabaların hepsinin nerede olduğunu da bir tek ben biliyorum gidip hepsinin arabasını mahvedeceğiz" diyince bunun çok güzel bir fikir olduğunu düşündüm ama kamera falan onu nasıl yapacaktık "peki kamera falan yok mu" diye sordum "var 2 tane ama nasıl atlatacağımızı biliyorum"diyerek göz kırptı tamam bu plan süperdi bunu yapabilirdik ama dur bir dakika Ebru bunları nereden biliyordu ki kimse bilmediği halde onun sadece bilmesi ışte buna hem şaşırdım hemde merak etmeye başladım. "Tamam bu plan güzel yanlız birşeye takıldım"
"Peki sen bunları nereden biliyorsun kimsenin bilmediği halde." Diye sordum merakıma yenik düşerek. Ebru zorla yutkunup kıpkırmızı olunca onun bu haline gülmek istedim ama şu an ciddi olmalıydım. Ebru herşeyi eline yüzüne buruşturup "şey... şeyden...ışte şeyden..." diyerek kekeleyince ona kötü bir bakış atıp "anlatacak mısın artık ve anlatmak için de 2dakkan var"diyip elimle saymaya başladığımda otobüs durunca bizde indik. Ebru'yla ilk sınıfa çıkıp eşyalarımızı sınıfa koyup tekrar dışarı çıktık daha erkendi sonuçta. "Evet Ebru seni dinliyorum."diyerek ona döndüm Ebru ilk önce boğazını temizledi ve sonra da olanları anlatmaya başladı...
Vay canına Murat ve Ebru Heh çok şaşırdım demek o gün o yüzden ağlamıştı Murat'la kavga ettiği için. Yazık olmuş yaa keşke ayrılmasalarmış ama ne yaparsın kader ışte Ebru bunları anlatırken iyice üzülmüştü bende yanında olduğumu belli etmek amacıyla ona sarıldim geri ayrıldığımız da bana hala üzgün gözlerle bakıyordu "ben bunu hak edecek birşey yaptığımı düşünmüyorum ama o yaptı ve son sözleri de çok canımı yaktı" diyip boğazını temizledi ağlamak üzereydi ve buna izin vermemeliydim. "Bence hala sana aşık biliyor musun" diyerek ona baktım. Ebru bana dönüp "bence sana öyle geliyor öyle birşey yok" dediğinde ona gülümseyerek "Poyraz seni ittiğinde Murat'ın yumruğunu sıktığını gördüm kendini zor tutuyor gibiydi"diyerek ona tekrar döndüm yüzünde ister istemez bir gülümseme oluşurken "bak şuraya sana nasıl da bakıyor." Diyerek ona gözlerimle Murat Poyraz ve Adem'in olduğu tarafı gösterdim. Ebru'ya baktığımda hala Murat'a baktığını gördüm Murat'ta hala Ebru'ya bakmaya devam ediyordu. İkisinin birbirini ne kadar sevdiğini anladım o an ama ikisi de gurur yapıyor gibiydi. Kafamı istemsizce oraya çevirdiğimde Adem'le göz göze geldik. Bana bakıp aptalca sırıttığında hemen kafamı çevirdim salak ya bu salak olduğu kadar da yüzsüz biriydi. Neyse Adem Bey sen gülmeye devam et son gülen iyi güler ona dönüp bende ona gülümsedim ve Adem buna şaşırmış olacak ki bir anda gülüşü kayboldu. Yaa ışte arabandan sonra da yüzünün bu halde olacağına eminim. Ebru'ya dönüp "yeter kızım önüne don artık daha doğrusu kalk hadi sınıfa gidelim" diyip onu kolundan tutarak kaldırdım. Sınıfa gittiğimizde sıramıza oturup hocayı bekledik ilk ders coğrafyaydı ve %99 çok sıkıcı geçeceğine eminim. Hoca gelince hemen yollamayı alıp derse başladı insan bi nefes falan alırdı yani. Zil çalana kadar yazı yazmıştık ve çok yorulmuştum. Sonunda zil çalınca sınıfça bir oh çektik. Ebru'yla kantine inip çay aldık ve sınıfa çıktık. Çay içerken sohbet de ediyorduk. Zil çalınca Ebru tuvalete gideceğini söyledi zilin çaldığını takmayarak bende birşey diyemeden hemen gitti. 3dakka bile geçmemişti ki tarih hocası geldi. Ebru hala da gelmemişti hoca birazdan yoklama alacaktı ve ne yapacaktık diyordum ki hoca yoklama almaya başladı." ...Ebru,Ebru yokmu" diyince hemen bi yalan uydurdum "şey hocam Ebru'nun midesi bulanıyordu o da lavaboya gitti" dedim hoca bana bakarak başını sallayıp yoklamaya devam etti bende bu şurada Ebru'ya mesaj attım hemen yalanımız ortaya çıkmasın diye. 5dakka sonra kapıyı biri açtı ve içeri gelenin müdür olduğunu gördüm ve yanında da bir erkek vardı. Müdür bey sınıfa bakıp "bu yeni arkadaşınız Atakan artık bu sınıfta" diyerek Atakan'ı gösterdi Atakan'la göz göze gelince hiç yabancı olmadığını hatta bir yerden hatırlıyormuşum gibi geldi ama nerden tanıyordum. Atakan bana bakıp muzipçe gülümsedi ve müdür gidince de hoca "geç otur oğlum bir yere"diyerek Atakan'a baktı Atakan etrafına baktığında Poyraz'ın ve başka bir erkeğin yanı boş olduğu için oralardan bir yere oturacağını sandım ama benim yanıma oturduğunda bir an affalladım. Bana dönerek "selam beni hatırladın mı" diye sorduğunda ona dönüp "hatırlıyor gibiyim ama çıkartamıyorum." Diyince başını onaylar şeklinde sallayıp "bizim restoranta gelmiştiniz ve ben orada garsonluk yapıyordum." Dediğinde o an zihnimde canlandı ve onu hatırladım o gün hayranlıkla baktığım kişi şu an karşımdaydı. Onun şu an gerçekten karşımda oturduğunu görünce bir anda heyecanlanmaya başladım ama hemen kendimi toplayıp "aa tabi yaa doğru hatırladım." Diyerek ona gülümsedim elini uzattığında bende elimi uzatıp "Ayşe" dedim. Onun adını zaten öğrendiğim için sorma gereği duymadım. Sınıfın kapısı çaldığında içeri gelen kişinin Ebru olduğunu gördüm. Hocaya açıklama yapıp yanımıza gelince bir bana bir Atakan'a baktı. Atakan da "ne oldu ne öyle bakıyorsun" dercesine Ebru'ya baktı. Ebru birşey demeden çantasını alınca Atakan anlamış olacak ki "pardon boş sanmıştım"dedi mahçup bir sesle Ebru gülümseyerek "sorun değil diğer ders geçerim ama"diyerek sınıfa baktı bende baktığımda Poyraz'ın tek başına oturduğu sırada Murat'ın oturduğunu görünce sessizce kıkırdadım. Bu çocuk kesinlikle Ebru'yu seviyordu şu hallerine bakınca insan hemen anlıyor Murat Ebru'nun nereye oturacağını merak ediyordu ya onun yanına yada diğer adını daha bilmediğim çocuğun yanına elbetteki Ebru Murat'ın yanına oturmayacaktı. Hoca Ebru'ya bakıp "kızım artık otur bir yere" diyince Murat'ın Ebru görmeden çocuğa kas göz işareti yaptığını gördüm. Ebru çocuğun yanına gidince çocuk çantasını alıp yanına koyunca Ebru şok yaşarken ben gülmeden edemiyordum. Ebru'nun şu an Emre'nin yanından başka oturacak bir yeri yoktu ve iç çeke çeke Emre'nin yanına gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULDAKİ ZORBA
Teen FictionYeni hayat neler getirir insana bilmem ama bana çok güzel bir aşk getirdi