-Selamün Aleyküm İnşAllah Beğenirsiniz :) Şimdiden Okuyan Herkese Teşekkür Ederim : )
''Ağlamaktan buğulanmış mavi gözleri sanki kalbimin derinliklerindeki bir ışık gibi bana doğru acı ile bakıyor, neden böyle bir şey yaptın der gibi gözlerimi süzüyordu.Çaresiz,umutsuz ve bitkin.....İnsanların gözleri konuşmazmış derler ancak ben bu akşam sadece Büşra'nın gözlerine bakıyordum.Sanki gözleriyle içindeki bütün her şeyi anlatıyor gibiydi .İkimizde bu kadar gürültülü bir ortamda,bir adamın öldüğü bu ortamda mühürlenmiş gibi sessiz bir biçimde birbirimize bakıyor,kimseyi duymuyorduk.Ardından bir anda hüngür hüngür sesli bir biçimde tekrar ağlayarak kendini kollarımın arasına bırakmıştı.İşte o an bütün kalp atışlarımı duyabiliyordum.Kimse tarafından sevilmemiş, kimse tarafından değer verilmemiş bu kalp ilk defa bir insan için bu kadar hızlı ve sesli atıyordu.Keşke bu kalp böyle bir gecede değil de daha aydın daha güzel bir günde Büşra için atsaydı...''
Siren sesleri gelmeye başlamıştı.Büşra ile hemen kendimize gelmiştik.Hayatımda bir defa değer verecek birini bulmuştum ve onu bu gece kaybedemezdim.Büşra telaş yapmaya başlamıştı,hayır polisler! polisler! seni götürecekler diye söylenip duruyordu.Hemen Büşra'nın elinden tutup buradan kaçmamız gerek,demiştim ve hemen koşmaya başlamıştık.Büşra kendisini bana bırakmış sanki onu nereye sürüklesem oraya gidecekmiş gibiydi.10 dakikadır hiç durmadan koşmaya devam ediyorduk.Polisler büyük ihtimal şu an bizi arıyorlardı ve bizim hemen saklanacak bir yer bulmamız gerekiyordu.Bir süre sonra ikimizinde koşacak gücü kalmamıştı.Bir yer bulup sabaha kadar orada kalmamız gerekiyordu.Tanıdığımız hiç kimse yoktu.Cebimde para vardı ancak otel gibi yerlerde kalmamız bizim için tehlikeli olabilirdi.Bu geceyi sokakta geçireceğimiz belliydi.
Sonunda ıssız bir park bulmuştuk.Burada bizi bulabileceklerini hiç tahmin etmiyordum.Büşra hiç konuşmuyordu.Hala şoktaydı adamı ben öldürmeme rağmen onun kadar etkilenmemiştim.Sadece yolda birkaç defa bir daha eve dönemem gibisinden bir şeyler söylüyordu.Etrafımızda kocaman ağaçlar olan bir parka gelmiştik.Parkın çok eski olduğu belliydi.Kırık dökük kamelyalar,büyük ama solmuş ağaçlar,harap içindeki park oyuncakları,yarısı yanmayan park ışıkları filmleri aratmayacak ıssız ve ürpertici bir ortamdı.Hemen gidip sakin ve güvenli bir yer bulup oraya uzandık.Her yer çok karanlıktı,Büşra korkmuştu ve bana sarılmıştı.İlginç bir şekilde sürekli bana bakıyor,gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.Büşra'nın az önce sayıkladığı "tekrar eve dönemem" cümlesi ilgimi çekmişti.Suçu o işlememişti.Zaten sabah olduğunda onu eve gönderecektim.Bende hem bu işlediğim suçtan kaçmak hemde bu yola başlama sebebim olan ailemi bulmaya gidecektim.
Büşra'ya "tekrar eve dönemem" cümlesini neden sayıkladığını sormuştum.Bir anda ağlamaya başlamıştı.Anlayamıyordum,ağlamaklı ve birazda kekeleyek o o... benim nişanlımdı,dedi.
İnanılmaz bir biçimde şaşırmış her yerim buz kesmişti.Ben Büşra'nın nişanlısını mı öldürmüştüm ? Büşra işte bu yüzden bir daha eve dönemeyeceğini,söyledi.Ağlamaya devam ediyor bir yandanda birşeyler söylüyordu."Beni zorla nişanladılar ve ben o adamı sevmediğim halde sırf zengin olduğu için beni onunla evlendirmeye kalkıştılar.Ben o adamdan nefret ediyor ve onunla asla evlenmek istemiyordum.Sözde bana sahip çıkıyordu ve barda çalışmamı istemiyordu.Bende onlara inat barda çalışıp buralardan kaçmayı planlıyordum.Asla o pisliğin öldüğüne üzülmüyorum,senin katil olmana üzülüyorum ve biliyormusun ben ben sana aşığım........."dedi.
Büşra'nın son sözleri......İnanılmaz birşeydi Büşra beni mi seviyordu? Ne zamandan beri seviyordu? belkide daha önceden seviyor,söylemeye cesaret edemiyordu.Bu sözler bu akşam bir katil olamama rağmen,bir cana kıymama rağmen onu unutturup beni resmen mest etmişti.İçim bir fena olmuştu.Kalbim bu gece 2.defa böyle hızlı atıyordu.Benim içimdede bu gece Büşra'ya karşı birşeyler oluşmuştu.Belkide bende ona aşık olmuştum.
"Her gün senin gelmeni bekliyor,her geldiğinde gözlerimi senden alamıyor,gözlerim sende;kaybolup gidiyordum.Sen bir gün dönüp bana bakmamıştın ancak ben her gün senin aşkınla bu pislik içindeki bu bara koşarak geliyordum.Beni ilk nişanlayacaklarını öğrendiğimde bütün hayatım film şeridi gibi önümden geçtikten sonra üzerime yıkılmıştı ve kendimi daha önce hiç bu kadar çok çaresiz ve kötü hissetmiştim.O gün bara sana olan aşkımı itiraf etmeye ve beni buralardan kaçırmanı isteyecektim.Ta ki odada patron ile konuştuklarınızı duyana kadar.O anda bütün hayallerim yıkılmıştı.Senin annen ve babanın olmadığını ve onları bulmaya gideceğini her şeyi biliyordum.Bu yüzden senin kafanı karıştırıp yolundan alıkoymak istememiştim.Bu kadar kötü durumdayken ve bir sürü derdin varken , başıma gelenleri ve beni buradan kaçırmanı söyleseydim,belki bunu kabul etmeyecektin ve sen kabul edecek olsan bile bu kadar derdinin üzerine seni kendime mahkum edemezdim.Bu yüzden herşeyden vazgeçmiştim.Sonraları tek başıma da kaçmaya karar vermiştim.Tam kaçmaya yavaş yavaş hazırlanırken sürekli o nişanlım denen adamın müdahalesiyle karşılaşıyordum.Ondan nefret ediyordum,ne öyle bir adamın ölüsü ölüme dirisi dirime...Sana aşkımı söylemeye cesaret edemiyordum.Cesaret edemesemde,içimdeki sevgi sana karşı her geçen gün büyüyordu.İşte durumlar sevgimi içime hapsetmeme neden oldu.Bu gün beni büyük bir pislikten kurtardın.Sana olan aşkım bu gün daha da büyüdü.Artık ben senden kopamam anlıyormusun,kopamam.Ya sen,sen hiç birşey hissetmiyormusun bana karşı?lütfen beni affet ama sana çok aşığım....
Tek üzüldüğüm ne biliyormusun?keşke daha güzel bir zaman ve mekanda ,keşke daha aydın ve güneşli bir günde sana aşkımı anlatabilseydim,keşke islam dinine yakışır, helal bir şekilde anlatabilseydim.Ancak hiç biri olmadı....Ben yine de mutluyum çünkü şükürler olsun ki sen yanımdasın."Büşra bunları söylerken uykuya dalmıştı.Ben uyuyamıyordum ve sürekli nöbetteydim.Büşra'nın gözlerine bakıp az önce söylediklerini düşünüyor,mutlu ve güzel hayaller kuruyordum.Suçlu olsam bile hayırlısıyla bir gün bizde mutlu olacaktık.Büşra,ben ve çocuklarımız belkide ailelerimiz hep beraber güzel bir yaşam.Artık Büşra'yı da buralarda bırakamazdım.Onu da alıp İstanbul'a götürecektim.Ailemi bulmaya götürecektim.......
Sabah 04:00 sıralarında siren sesleriyle birlikte uyanmıştım.Yattığım ağacın köşesinden gizlice bakmıştım.Polisler etrafa dağılıyorlardı.Hemen toparlanıp Büşra'yı uyandırmıştım.Gittikçe yaklaşıyorlardı. Belkide artık benim için her şey bitmişti.Belkide kurduğum tüm hayaller suya düşmüştü. Herşeyin bittiğini hissedebiliyordum..Büşra ile korku içinde birbirimize sarılmış şekilde hiç ses çıkarmadan bekliyorduk.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ #Wattys2017
Teen Fiction"Yalnızlık tek bir kelime söylenişi ne kadar kolay.Halbuki yaşanması o kadar zordur ki."