36. Ölümün Rengi

664 87 213
                                    

"Mert ben oraya uygun değilim. Bir geçitten geçebilecek direnci hissetmiyorum kendimde. "Evet paniklememin sebebi buydu. Bu paniği Oktay geçidi oluşturduğunda fark etmiştim.

"Geçebilirsin. Sadece kasma kendini ve bizim yanımızda olmayı düşün. Tamam mı?" Başımı salladığımda beni bırakıp yanımdaki Cansel'e sarıldı. Ayrıldıklarında Mert tekrar bana bakıp geçide kolunu uzattı. Mert kaybolurken içimdeki paniği yatıştırmaya çalışıyordum. Beni sona bırakmalarının nedeni muhtemelen en uzun geçiş süresinin benim olacağı içindi. Sıra bana döndüğünde Aykan'a baktım. Beni kendine çekip kollarıyla sıkıca sardı. Ekibin kalanı beni izliyordu. Hepsinin gözlerinde benim için olan endişe vardı. Endişelenmeyen tek kişi Oktay'dı. Ona fazlasıyla sinirliydim. Aykan'dan ayrılıp derin bir nefes aldım. Geçide kolumu uzattım. Vücuduma yayılan akımla yavaşça içeri çekildim. Korkmuyordum. Fazlasıyla sinirliydim artık. Aykan ve diğerleri kaybolduğunda çevrem masmavi olmuşu. Beynimde oluşan basınç fazlaydı. Tüm damarlarım patlayacak gibi hissediyordum. Masmavi olan çevremi siyahlık kaplarken bu geçitten geçemeyeceğimi anladım. Kendimi serbest bıraktığımda görüşüm tamamen siyaha bulandı ve bilincimi yavaşça kaybediyordum. Kuruyan dudaklarımı aralayıp nefes almaya çalıştım. Ciğerlerime ulaşamayan hava canımı yakmıştı. Nefes alamıyordum. En son dudaklarımdan dökülen isim onun adıydı.

"Alex..."

*******************

Bilincim kaybolmuş, arafta kaybolmuş gibi hissediyordum. Ölüm bulmuş muydu beni? Mutsuz değildim. Ölüm belki de kurtuluştu benim için. Kendimi değersiz hissettiğim dünyadan kurtulacaktım. Peki o zaman içimdeki bu hüzün niyeydi? Neden dalından kopmamak isteyen bir yaprak gibi çırpınıyordum? Ağaç çoktan benden vazgeçmişken, neden hala yaşam savaşı veriyordum?

Dolan gözlerimin arasında oluşan görüntü ile gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Alex ile dağ evindeydik. Ama ben ayakta dikilirken o Andrew ile karşılıklı oturuyordu. Onlara seslendiğimde beni duymadılar ve sanırım görmüyorlardı da. Ben de susup konuştukları konuyu dinledim.

Andrew "Alex iyi misin?" diye sorduğunda o düz bir şekilde karşısında yanan ateşe bakıyordu. Gözleri ürkütücü siyahlığındaydı yine. Andrew tekrar konuştuğunda onu dinledim. "Onu, Oktay'ın senin yanından götürmesini kendine yediremiyorsun." Alev alan bakışları Andrew'in üzerine döndü. "Nora'dan etkileniyorsun. İtiraz etme Alex. Aşk demiyorum buna. Ama bu yaptıklarını da normal bir kadına hatta hiçbir varlığa yapmayacağını biliyorum." Hızla atan kalbimin içindeki kelebekler umutla uçuşmaya başladı yine. Yeniden hayata dönmüşlerdi. Ama farkında değildiler. Onlara can verende, hepsinin tek tek ölmesini sağlayan kişide aynı kişiydi. Oydu.

Alex sesini yükselterek karşılık verdi."Ne yapmalıyım o zaman Andrew? Yanıma alıp berbat olan hayatını daha da mı berbat edeyim? Almam gereken büyük bir intikam varken yanıma birini alıp onların öne geçmesine izin mi vereyim?"

"Bu intikam hırsın seni bitirecek. Kaç can aldın. Yüreğinde olmayan vicdan sayesinde anneni kaçıran, kaçırılmasına yardım eden birçok kişiyi öldürdün. Ama hala içinde tuttuğun vicdan kırıntıları sayesinde onların çocuklarına zarar vermedin ve şimdi onlar tek tek karşına geçti. Neredeyse evrendeki herkes düşmanın." Öyle miydi? Bu intikamı bu kadar çok mu istiyordu?

"Onlar Nora'yı da istiyor. Nora'yı yanıma alırsam hepsi bana savaş ilan eder. Nora'nın damarlarında dolaşan kan bile değerli." Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Benim hakkımda yine benim bilmediğim şeyler vardı.

"Oktay'ın yanında olduğunda durum değişecek mi? Yine savaş ilan edecekler ve Oktay bu savaşı kaybeder. Senin yanındayken hayatta kalma şansı daha yüksek. Ve siz ikiniz yan yana geldiğinizde tüm dengeler değişir." Dudaklarım şaşkınlıktan o şeklini almıştı.  "Bilerek yaptın değil mi? Nora eve geldiğinde o kızla seni öyle görmesini planladın. Çünkü Nora'nın senden etkilendiğinin farkındasın. Onu kendinden uzaklaştırmak istedin ama görüldüğü gibi başarısızsın." Andrew'in dudaklarından dökülen kelimeler benim şaşkınlıktan başımın dönmesine sebep olurken Alex'i kızdırmıştı. Doğru muydu bu? Beni kendinden uzaklaştırmak için mi yapmıştı?

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin