Şimdi şöyle başlayalım Beynimiz ne işe yarar ? bu soruyu sorana "ya bu ne cahilce soru deriz." Ama bir şeyi tanımak ve anlamak için bunların cevabını vermeliyiz Beynimiz ya da beyin ne işe yarar ? Hadi cevaplayalım:
Beyin; merkezi olarak hizmet eden bir organdır. Yani beyin her canlının yönetimi için bir mekanizmadır. Bir bilgisayar gibi nasıl bilgisayarın yönetimi Bilgisayar kasası ise bizimde yönetimimiz beynimize bağlıdır. Hatta bilgisayar kasasının da yönetimide işlemcisi gibi küçük bir parçadır bizim beynimizin yönetimide beyinciktir. Beyin tek insanda değil bütün canlılarda vardır bitkilerde bile beyin vardır. Bitkilerin beyni oksinlerdir. Hatta yanlış bilinen bir bilgide vardır hayvanlardada düşünme yeteneği vardır tabi yüzdesel de olsa vardır. Düşünemeyen hiçbir canlı yoktur örneğin; bir hayvan zehirli olan bir bitkiyi yada mantarı yemez. Peki hayvanlarda hem beyin hemde düşünme varsa bizi hayvanlardan bizi ayıran ne? Tabikide fikir yeteneği hayvanlarda fikir yani yorumlama yeteneği yoktur. Allah insanı bu özelliğiyle yaratmıştır. Hiçbir hayvan yaptığı bir şeyi yorumlamaz fikir yürütmez sadece komutlanmış gibi yapar. Ama insanlar yaptığı işi sorgular fikir yürütür. Beynimiz komuta sistemli bir organımızdır hatta bu yazıyı yazan ellerimi yönetirken bile beynimi kullanıyorum yani yürürken ayaklarımı ve bacaklarımı hareket ettririrken, elimizi kolumuzu sallarken, gözümüz açıp kapatırken ve hatta matematik sorusu bile çözerken beynimizi kullanırız. Beynimiz çok kodlu ve donanımlı bir yazılım sistemi gibidir. Beynimizdeki kıvrımlar bir ağ kablosu gibidir ve hertürlü komutsal bilgiler bu kıvrımlarla vücudumuza dağılır. Beynimiz 2 lobtan oluşur. Sağ lobumuz; Hayalgücünü kullanır, duygularımızı yönetir ve olasılıkları düşünür. Sol lobumuzsa; Mantıksal düşünür, gerçekleri düşünür ve temkinlidir.
Beynimizin Yüzde Kaçını Kullanırız?
Peki beynimiz ne işe yarar ne yapar hepsinin tanımını yaptık şimdi gelelim asıl meseleye yani şehir efsanesine hatta yıllarca süre gelen şehir efsanesine %10 efsanesine, yıllarca beynimizin % 10' unu kullandığımız söylenmiştir. Bu bilgi tamamiyle yanlıştır. Peki bunu neye dayanarak söyleriz çünkü beynimizin değil % 90, %1 ini bile kullanmazsak yaşayamaz ölürüz. Bu efsane 1890 yılına dayanıyor. Bir nörolog cerrahın beyin çukuru boşaltığında davranışlarda farklılık olup olmadığını anlamak için yaptığı çalışmalar, bu mitin oluşmasına neden oldu. 1920 yılında Einstein ile yapılan röportaj da mitin yaygınlaşmasını sağladı. Einstein yüzde 10 figürünü kullanarak daha fazla düşünmemiz gerektiğini vurgulamak istemişti. İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce ise Amerikalı reklamcılar yüzde 10 figürünü kullanarak müşterilerini etkilemeye çalıştılar. Böylece yüzde 10 miti en yaygın haline ulaştı.
O günden sonra 20'nci yüzyılın sonuna kadar eğitimle ilgili ilgisiz milyonlarca insan bu miti sıklıkla kullanır oldu. Ne yazık ki fonksiyonel MR cihazları ne de beyin cerrahları beynin kullanılmayan bir bölgesi olduğunu söylüyorlar. Beyin esnektir ve nöroplasite özelliği vardır ama bu yüzde 90'ı kullanılmıyor anlamına gelmez. Açıkçası beynimizin yüzde 10'unu kullanıyor olmamız, bitkisel hayatta olmamız anlamına gelir. Yani parmak şıklatırken bile beynimizin % 90' ınını kullanırız. Lucy filmindede olduğu gibi şöyle bir algı var beynimizin %100 ünü kullanırsak kalbimizin ritmini ayarlarız, nesneleri uçururuz, vücut sıcaklığını ayarlarız vs. bunların hepsi kurgusal ve bilimsel olarak mümkün olmayan bilgilerdir. Nörolog Barry Gordon efsanenin yanlış olduğunu belirterek " Beynimizin hepsini kullanabiliyoruz ve beynin büyük bir bölümü neredeyse sürekli etkindir." Demiştir.
Dipnot: Beynimiz her ne kadar vücudumuzu yönetsede beynimizi yönetende ruhumuzdur örneğin; Korktuğumuzda ruhumuzda bir sıkıntı olur ve beyin yanlış ve yavaş düşünmeye başlar. Yani ruhumuz asıl yöneticidir.
Araştırdığım bilgileri paylaşmaya çalıştım teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay ve Evrenin Sırları
Science FictionUzay ve Evren ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım...