GERÇEKLER

44 4 0
                                    

Hani bazen hayat bütün gerçekleriyle sana karşı hoş olmayan oyunlar oynar ve sen bu oyunlara katlanmak  zorundasındır ya işte tam o noktadaydım .

"Ailemizden mi iyi ama böyle bir şey olsaydı annem ve babam bana açıklardı yada bunu fark ederdim."dedim.
"Hayır Deniz o ailen deyil.Gerçek ailen."dedi.
"Bi dakika gerçek aile mi?" dedim.
"Bunu bilmiyormuydun?"dedi Serra telaşlı ve şok olmuş gözüküyordu.
"Gerçek derken ne demek istiyorsun ?Neyi bilmem gerekiyor?"dedim.
"Ailen deniz onlar senin gerçek ailen deyil."dedi.
Duyduklarım karşısında 'GERÇEK' kelimesi beynimin içinde yankı yapıyor ve her yankıda daha çok acı veriyordu.
"Sen ciddi misin yani bu gerçekmi?"
İnanmakla inanmamak arasında zor bir ikilemde kalmışken Ali
"Biliyorum inanmak istemiyorsun ama bunlara katlanmak zorundasın."dedi.
"Peki ozaman gerçek ailem onlar nerdeler."
"Onlar kanatlıların elindeler seni ve yardımını bekliyorlar."dedi.
Duyduk larımla beraber içimde bir şeylerin parçalandığını hissettim
"Bana biraz izin verin."
Dedim ve güvertenin arka tarafına doğru ilerledim.Güneş çoktan batmıştı hava serindi ama üşütmüyordu. Gözlerimi gök yüzündeki küçük bir yıldıza dikdim ve düşünmeye daldım
iki gün önce hiçbirşeyden habersiz işe giderkenki halimi düşündüm şimdiyse eski hayatıma dair herşeyin bir oyundan ibaret olduğunu öğrenmişdim. Omzuma sıcak bir el dokundu bir an irkildim ve arkama döndüm
"Korkutmadım umarım."dedi Arda.
"Yok korkmadım."dedim.
"Konuşmak istermisin?"dedi.
"Olur."dedim.
"Ozaman ilk olarak bana kanatlılarla ne yaşadığını anlatmakla başlayabilirsin."

"O gece hava çok güzeldi bende sahile indim. Bir şezlong a oturup denizi izlerken tanımadığım ikikişi geldi ve beni saray gibi bir yere götürdüler engellemeye çalıştım ama çok güçlülerdi. Beni büyük bir salonda küçük bir sandalyeye bağladılar sonra iyi giyimli bir adam geldi isminin Cenk olduğunu söyledi ayaklarımı çözmek için eyildiğinde kafasına dizimle vurdum bayıldı.

Bende onu sandalyeye bağladım kaçmak için bir çıkış yolu ararken gözüme çarpan kapıyı açtım onlarca kanatlı bana bakıyordu arkaya doğru kaçtım ama beni çevrelediler kaçacak bir yer kalmamıştı aralarından birini kendime doğru çekdim ve onu iki üç tekmede yere serdim.

Ama çok kalabalıklardı beni yine yakalayıp cenk denilen o adamın yanına götürdüler bir koltuğa oturdum bana döndü ve 'Az önce en iyi adamımı yerle bir ettin dedi' ona adamının o kadar iyi olmadığını söyledim.Adamlarına seslendi beni yine o salona götürdüler.

Bir kaç saniye sonra odada yalnız olmadığımı fark ettim orta yaşlı gözüken bir adam ve bir kadın vardı sanki beni tanıyormuş gibi sevgiyle bakıyorlardı. Onlarla konuşmayı denedim ama ağız larını bağlamışlardı sonra iki kişi gelip onları götürdü. Sonra zaten siz geldiniz."anlattıklarım Ardayı şaşırtmışdı.
"Vay canına düşündüğümden daha yeteneklisin sen."
"Belki biraz."
"Biraz deyil baya. Herneyse orda bir adam ve bir kadın gördüğünü söylemişdin bana kalırsa onlar seni tanıyor olabilirler."
"Nasıl yani?"dedim.
"Onlar senin gerçek ailen olabilir deniz."dedi aslında mantıklı geliyordu kadının bana bakışları hâlâ aklımdan çıkmıyordu.
"Belki de o yüzden ağızları bağlıydı benimle konuşmasınlar diye."
"Aynen öyle büyük ihtimalle tahminlerimiz doğru ama harekete geçmek için henüz erken ilk önce ekibin geri kalanıyla tanışmalısın."dedi.
"Tamam ama acele etmeliyiz onlara zarar gelmemeli."

"Merak etme onlara bir şey yapmaya cesaret edemezler."dedi bu sözü içimi rahatlatmıştı.
"Ekibin geri kalanı hepsi ışın mı?"
"Evet ve özel güçlerimizde var bu herkes de deyişir mesela ben Sadece beyin gücümle nesneleri hareket ettire biliyorum.Ali bir demire bile kolayca şekil verebilecek güce sahip. Serra ise ateşe hükmede biliyor."

"Vay be nekadar havalı. Peki benim gücüm ne?"

"Sende bizim gibi bir ışınsın. Sadece güçlerin henüz açığa çıkmadı normalde şimdiye kadar ortaya çık ması gerekirdi ama senin özel olduğunu düşünüuoruz yani senin birden fazla yeteneyin olduğunu düşünüyoruz bu yüzden senin hüçlerin biraz daha geç beliriyor.

"Vay canına demek o yüzden herkesin derdi benimleymiş."

"Evet biraz öyle ama artık seni daha çok istiyorlar yapabildiğin şeyleri gördüler ve anlattıklarına göre bayabi etkilenmişler."

"Peki güvüm ne zaman ortaya çıkar yani çok sürmez deyilmi."

"Bu deyişir ne kadar çok çabalarsan o kadar çabuk ortaya çıkar."

"Hadi gelin iniyoruz."dedi serra.

"Tamam geliyoruz."diye seslendi arda.
Güvertenin öntarafında duran merdivenden indik. Yeniden toprağa ayak basmak iyi gelmişti çokta büyük olmayan bir adaya gelmiştik etrafta sadece çadırlar vardı.
"Burda neden normal evler yerine çadırlar var." Dedim.

"Kanatlılar yerimizi öğrenirse daha kolay göç edebilmeliyiz bu yüzden büraya bir yatırım yapmıyoruz."dedi Ali.

"Peki neden direk buraya ışınlanmadık."

"Sen ilkkez ışınlandığın için uzun yolculuk yapman senin için daha yorucu olurdu. Başka sorun yoksa artık kampa gidelim."

"Tamam bu son ben nerede kalacağım?"

"Bu gece Serrayla kalırsın sonrada bakarız bir çaresine."dedi Ali.

"Tamam o zaman artık gide biliriz."dedim.

Biraz daha yürüdükten sonra
kampa girdik az önce küçücük gözüken çadırlar yaklaşık normal bir ev boyutundaydı.

"Evet işte burasıda bizim işte burasıda bizim mekan."dedi ve gülümsedi Arda.
"Cenkinki gibi bir saray yerine burdaki çadırları tercihediyoruz.Zaten onun kadar paramızın olduğu da söylenemez doğrusu."dedi Serra.
"Bence gayet güzel."dedim ve sırıttım.
Burası çadırlardan oluşmuş bir şehir gibiydi.A dan Z 'ye her şey düşünülmüştü.
Biraz daha yürüdükten sonra birçadırın yanında adımlarımız yavaşladı ve durduk.
"O zaman biz çadırda biraz dinlenelim bu yolculuktan sonra buna ihtiyacimız var saatte baya ilerledi zaten."dedi.
"Tamam o zaman kızlar siz dinlenin bizimde biraz kendi çadırlarımızda dinlenmeye ihtiyacımız var zaten ."
Yaklaşık 12 saatlik bir gemi yolculuğundan sonra dinlenme fikri iyi gelmişti.
"Bana uyar."dedim ve serrayla birlite çadıra girdik.
İçersi umduğumdan dah büyük ve ve ferahtı.Çadır zayıf bir ampulle aydınlatılmıştı mobilyalar ise ranza ve orta büyüklükte bir dolaptan ibaretti.
"Eee nasıl beyendinmi."dedi Serra.
"Evet bir çadır için iyi görünüyor. Peki kışın napıyorsunuz yani çadırda kalmak zor olmuyormu?"
"Burası tropik iklimli bir ada bu yüzden bu konu da sıkıntı yaşamıyoruz zaten. Herneyse daha önemli şeylere yoğunlaşalım mesela neler hissediyorsun bu yaşadıkların hiç kolay olmamalı."dedi.
"Bilmiyorum yani üzgünüm, kızgınım, tabiki şaşkınım ayrıca korkuyorum."dedim.
"Deniz bu nasıl bir karasızlıktır ya senin için resmen çorbaya dönmüş."dedi serra gülümseyerek.
"Aynen öyle."
dedim ve sırıttım.
"Peki sahte ailen onları hala seviyormusun."dedi.
"Her nekadar gerçek olmasada onlar benim ailem onları hâlâ seviyorum ve sevicemde. Bu arada onları ne zaman görebilicem?"dedim. Onları özlemiştim ailemi ve kardeşim kadar değerli olan arkadaşımı da öyle.
"En geç yarından sonra görürsün heralde."dedi.
"Tamam. Duş alabileceğim bir yer varmı?"
"Duş çadırları ayrı yani şimdi oraya gitmemiz zor olur ama yarın beraber gideriz."dedi ve dolabından bir eşofman altı ve bir tişört çıkardı.
"Al bunlar sana olur herhalde. Artık biraz dinlenelim yarın çok işimiz var."dedi ve elindeki kıyafetleri yatağa bıraktı. Ve ranzanın üsttarafına çıktı ve
"İyi geceler."dedi.
"Sanada."dedim ve gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

"Bölümleri geç yayınladığım için çok özür dilerim..."

"Tavsiye ve yorumlarınızı bekiyorum:) :)"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 25, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümün KanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin