***
İŞTE ŞİMDİ ELİMDEN KURTULAMAZSIN STYLES!
O günden bu yana 2 gün geçmişti.O günü anlatmaya çalışırsam şöyle olur;
Harry'nin yanından koşarak kaçtım.Topuklu ayakkabılarımı elime aldım ve kaçtım.Harry de peşimden gelicekti fakat o "Harry'nin Sevgilisi" buna izin vermedi.Ama Harry o kızı bir kenara itti ve peşimden koşmaya başladı.Bense var gücümle koşuyordum.
Eğer onu beklersem onun gözlerine kapılırsam ona inanırım.Yine inanırım yine inanırım.Harry daha fazla koşmadı sadece 'Colin'diye bağırıyordu.Ama ben ne yapıyordum sadece koşuyordum.Kimseyi aldırmadan,kimseye hiçbirşey demeden,nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum.
Yoldan geçen bir taksiye bindim.Hemen evimin adresini söyledim şöföre.Şöför beni eve bırakırken Harry beni saniyede 1 arıyodu.Ben ilk çalışında kapattım.
Yaklaşık 15 dk sonra evime geldim ve bavuluma eşyalarımı tıkıştırdım ve bilgisayarı açtım.Bilgisayardan bu akşama Los Angeles için bilet aldım.Saat 11:45'de uçağım kalkıyordu,ve saat şu an 11:00.Zamanlamam süper!
Hemen üstümü değiştirdim ve makyajımı sildim.Üzerime siyah deri taytımı üstüne beyaz baskılı t-shirtümü ve koyu yeşil montumu aldım.Kısa botlarımı giyindim ve çantalarımı da alarak evden çıktım.
Taksiciye ilk bankaya gideceğimizi sonra havaalanına gideceğimizi söyledim.Şöför beni bankaya bıraktığında yüklü miktarda para aldım ve taksiye bindim...Şöför beni havaalanına bıraktığında adama parayı verdim.
Saat 11:30.Hemen koşar adımlarla biletimi aldım ve uçağa yetiştim.Saat 11:35 ve şu an uçağımın kapısı kapandı.İstikamet Los Angeles'a.
Ve işte sonuç bu şu an Los Angeles'a gelmiş ve bir otele yerleşmiştim.2 gündür açmadığım telefonumu açtım.Ve AMANTANRIMBUDANEYİNNESİNEKADARÇOKKİŞİARAMIŞ!?.Şaşırtıcı bir durum gerçekten.
Tam anlamıyla 500 küsür cevapsız arama ve 300 mesaj!Bu unutulmaz bir durum diye ekranımın fotoğrafını çektim.Düşündüğüm şeye bakın.
Cevapsız aramalara baktım ve tahmin ettiğimiz gibi Harry,Louis,Niall,Zayn,Liam,Lou,Paul-ne alakaysa-,Gemma,Lilly.Hiç uğraşamam sizinle kusura bakmayın.
Mesajlara gelmiş olursak hep klasik şeyler vardı.
'Seni bulduğum yerde öldürücem Colin.Hatta öldürücez!'
'Nerelerdesin sen Tanrı aşkına'
'Colin lütfen ara beni!'
'Hangi cehennemdeysen çık ve ara beni' ah kontörüm yok çocuklar :)
'Colin ben çok özür dilerim.'
'Lütfen mesajlarıma cevap ver seni lanet olasıca!' gibisinden türlü türlü mesajlar.Ama en son gördüğüm beni benden almıştı.
'Seni seviyorum Colin Ross!'
Umrumda değildi tamam mı.!
Hemen üzerime Nike taytımı,Nike atletimi,Nike saç bandımı,Nike ayakkabılarımı ve son olarak Nike hırkamı üstüme giyindim.Hah bir de yeni aldığım Nike(!) dövüş eldivenimi de giyindim.Hemen üstüme yine Nike montumu giyindim ve saçlarımı at kuyruğu yaparak saç badımı taktım.
Bügün bayağı koşmak istiyorum.Ayaklarıma ayakkabılarımı geçirdim ve telefon,anahtar,kartımı ve kulaklıklarımı aldım.
Telefonumdan şarkı açarak kulaklıklarımı taktım.Ve koşmaya başladım.İyice terlemeden önce spor salonuna gittim.Göbek ertimek için alete bindim ve hocam sayesinde sporumu yaptım.
Ardından dövüş eldivenlerimle kum torbasına yumruklar attım.O sırada hocam geldi."Hey Colin kime bu kadar sinirlisin?" "Ah beni yanlız bırakırmısın lütfen" ben konuşurken bir yandan da yumruklar indiriyordum.
"Ah pekihala o yumrukların bana gelmesini istemem" dedi ve gitti.Bende montumu aldım ve dışarıda koştum.Var gücümle koştum.
Salondan çıkarken saat 13:00 larda birşeydi ve ben 19:00 a kadar koşmayı planlıyorum.Saat 17:00 olduğunda yorulduğumu hissettim ve bir lokantadan meyve suyu ve atıştırmalık şeyler aldım.
Biraz daha yürürken ileride Perrie'yi gördüm.Umarım yanlış gördüm.Umarım.
Perrie'nin Ağzından;
Dışarıda koşu yapmak güzel fikirdi.Spor eşyalarımı giyindim ve dışarı çıktım.Bayağı bir koşmuştum.Yoruldum ve ellerimi dizlerime yerleştirerek soluklandım.Kafamı kaldırdığımda Colin'i gördüm.
Oydu evet evet oydu kesinlikle oydu.Ve onu kaldığım otelde de görmüştüm.İlk başta emin degildim ama şimdi de gördüğümde kararım kesinleşti.Onu aradıklarını biliyordum ve Colin'in burada olduğunu Zayn'e haber vermem gerekirdi.
Hemen telefonu açtım ve rehperden Zayn'e tıkladım.Her ne kadar sahte sevgilim olsada bunu ona söylemem gerekti.
"Alo Zayn" "Efendim Perrie.Bir sorun mu var?" "Evet yani hayır.Şey ben Colin'i gördüm.Los Angeles'a gelmiş sahilde koşu yapıyor." "Ne!O..o iyi mi?" "Evet yani koşu yapıyor.Uzun zamandır yapıyor olması gerek çünkü üzerine su dökülmüşcesine terli." "Ah pekihala ilk uçakla geliyorum." "Peki hmm.....o..bizim otelde kalıyor.Sen gelince adresi mesaj olarak atarım" "Teşekkür ederim Perrie.Kapatmam lazım." "Birşey değil.Gö-" daha ben lafımı bitirmeden kapatmıştı.Anlaşılan Colin'e değer veriyorlardı.
Zayn'in Ağzından;
Evet Perrie onu bulmuş.Elim ayağıma dolanmıştı.Acaba Harry'e söylesem mi?Ah tabiki de söyleyemem.Galiba Lou ve Gemma'ya söylesem iyi olur.
Lou'yu ve Gemma'yı aradım.Buluşacağımız yerin adresini onla mesaj olarak attım ve buluşacağımız yere gittim.Onları bekledim ve sonunda gelebilmişlerdi.Elimi kaldırdım ve ikisi birden önüme oturdular.
.........Olan biten herşeyi anlattım.Gemma ve Lou onu almam gerektiğini ve kimseye hiçbirşey söylememem gerektiğiyle ilgili birşeyler zırvaladılar.
Eve gittim ve anahtarlarımi da alarak havaalanına gittim.Los Angeles uçağıma bindim.Colin'i almaya gidiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm back (Harry Styles)
FanfictionHarry Styles Ve Colin Ross. İkiside ne olacağını bilmiyordu. Birbirlerini sevebilecekler miydi? Birbirleriyle bir ömür boyu olacaklar mıydı? En önemlisi hayatlarının en önemli sorusuna "EVET" diyebilecekler miydi? I'm Back