Saldırı

22 0 0
                                        

~ Hailey Bea Larsson~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~ Hailey Bea Larsson~

Uzun bir bölümle karşınızdayım. Keyifli okumalar :)

Zihnimin derin kuytularındaki seferberlik gözle görülmeye değer bir performans sergiliyor, düşünceler dizisi adeta beynimde 8.3 şiddetinde depremremlere yol açıyordu.

Her düşünce tanesi, bir domino taşına denk geliyor ve bu taşlarda büyük zorluklarla ardı ardına diziliyordu. Fakat bir düşünce diğerlerine zıt düştüğünde domino etkisi kendini göstermekten geri kalmıyor ve tüm taşlar yerle bir oluyordu.

Aslında bakarsanız domino etkisinin zihnimde olduğu kadar hayatımdaki söz hakkıda gereğinden fazlaydı.

Ben bişeyler için çabalıyorken, taşlar tam tersi yıkılmak için uygun anı bekliyor ve zamanı geldiğinde çabalarımı hiçe sayıp boşluğa doğru atılıyorlardı. Kurduğum düzen yerle bir oluyor ve taşlar sinsi ifadeleri altında onları tekrar dizmem ve yeniden yıkılmak için orada bekliyorlardı.

Ben bu lanet düzenden bıkmış olsamda taşları yine bir bir diziyor varlığımı sürdürebilmek için buna mecbur bırakılıyordum.

Ve bu mecburiyet şuan ne kadar canımı sıksada taşların esaretine boyun eğmeliydim.

Derin bir nefes aldım ve düşüncelerin ruhumun üzerine bıraktığı esaret fikrinden sıyrılmaya çalıştım.

Gözlerimi odakladığım beyaz duvardan bulunduğum odaya çevirdiğimde bir Saf Kan eğitim salonunda olduğumu anlamıştım. Saf Kan'lar büyü yeteneklerini geliştirmek için eğitim alıyorlardı ve burası da o eğitim salonlarından biriydi.

Aldığım nefesin ardından huzursuzca gözlerimi kapattım. Şuan zihnimdeki şu çelişkili düşünceleri durdurabilmeyi ne kadar isterdim kim bilir. Gözlerimi yavaşça açtığımda aldığım nefesi geri verdim. Sonrasında da "Başlıyoruz" deyip oturduğum yerden ayağa kalktım ve salondan dışarı çıktım.

Üzerimde gezinen meraklı gözleri görmezden gelmek benim için ne kadar zor olsa da kendimi yeni bir yumruk vakasının içinde bulmak istemediğim için tutuyordum.

Bu bakışlarda biraz önce bulunduğumuz salondan çıkan Claflin'inde etkisi büyük gibiydi çünkü fısıltılarda bunun da şaşkınlığını belirten cümleler duyuyordum.

Uzun koridorda ilerleyip merdivenlerden üst kata çıktığımda hiçbir şey değişmemişti. Yine tüm gözler üzerimdeydi ve yine fısıltılı cümlelerin öznesinde ben vardım.

Jade ve Taylor'ı gördüğüm masaya doğru ilerlerken koşmamak için kendimle büyük bir mücadele veriyordum.Ve yeter artık o lanet bakışlarınızı çekin üzerimden diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Seri adımlarımla masaya ulaştığımda Taylor'ın "Ne yaptığından haberin var mı?" konu başlıklı fırça dolu bakışlarına maruz kaldım.

BAĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin