#Bölüm7

100 3 0
                                    

Hafifçe geri çekildim.Olan şeyi düşünmek kalbimin hızla atmasına yetiyordu.Saçlarını avucunun içine alıp geriye doğru yatırmaya çalıştı.Ama onunla tanıştığımdan beri saçları diklik ve yatıklık arasındaydı. Başkasında olsa evet tuhaf olabilirdi. Ama onda tuhaf durmuyordu.

Döndüğümüz yolun kenarlarında kocaman çınar ağaçları vardı.Hafifçe esen rüzgar ağaçlara çarpınca güzel bir uğultu oluşturuyordu.Rüzgar saçlarımı savururken Nate sigarasını çıkarıp kibriti çaktı ve sigarayı ateşledi.Acaba az önce olanlardan söz etmeli miydim?En önemlisi özür dilemem gerekiyor muydum? Çünkü böyle şeyler her gün yaşanır türde şeyler değildi.En azından benim için öyleydi.Onunlayken yaşadığım heyecanı başka bir yerde yaşayabilir miydim bilmiyorum.

''Benimle tanıştığın için pişman mısın?''Konuyu ben açtım.Çünkü biraz daha sessizce yürürsek ölebilirdim.

''Kendimi bir kahraman gibi hissettirdin.Yalnız hissetmemem için bileklerini kesmiş olman da var.Hımm.Yani hayır.''Sol elini cebine attı.Daha yavaş yürümeye başladık.Ağaçların arkasından köpek sesleri yükseliyordu.Ay çoktan yüzünü göstermişti.

''Peki sen?'' Kafasını bana döndürdü.Ay ışığı gözlerinde tuhaf bir ışıltı oluşturmuştu.

''Aslına bakarsan benim gibi bir kızla neden takıldığına anlam veremiyorum.''

''Senin neyin varmış ki?''Şaşırmayla karışık gülümsedi.Nasıl anlatacağıma karar vermeye çalıştım.

''Benim gibi biri işte.Mesela çok büyük bir çevrem olduğu söylenemez.Kimse bana özenerek bakmaz.Özel bir yeteneğim yok.Güzel bir fiziğim falan olduğu da söylenemez.Yani senin gibiler benim yanıma pek yaklaşmaz.Hatta etrafımdaki erkekler de beni çok yakın arkadaş ve sevgili dertlerini anlatacak biri olarak görürler.''Bunlar ne zaman aynanın karşısına geçsem düşündüğüm şeylerdi.Sigarasından bir nefes aldı ve geriye doğru eğildi.Arkama doğru baktı.

''Ne yapıyorsun sen?''dedim telaşla.

''Aslında o kadar kötü de sayılmaz fiziğin ha?''dedi.Omzuna bir yumruk indirdim.Gülmemi sağlamıştı.Olay buydu.Ne zaman onunla takılsam az ya da çok gülüyordum.

''Benim gibi erkekler hangi erkekler oluyor?''Tabi ki bunu sorarken cevabı biliyor olmalıydı ki havaya çoktan girmişti.

''Benden önceki kızlar sana bunu söylemedi ?''Ellerimi göğsümde birleştirdim.Soğuk kendini hissettiriyordu.

''Şu aynanın karşısına ne zaman geçsem düşündüğüm şeylerden bahsediyorsun o zaman.''diyerek yapmacık bir kahkaha attı.

''Seni kendini beğenmiş pislik.Ne düşünüyorsun?'' Saçımı kulağımın arkasına attım.Hırkamın kollarını avuçlarıma kadar çektim.

''Çekici,yakışıklı,karizmatik,etkileyici,şahane bir vücudum olduğunu düşünüyorum genelde.Ama bazı kızlarda 'güzel bir gülüşüm olduğunu' söyler. ''Güzel  gülüşünden bahsederken havaya tırnak işareti çizmişti.Bunları söylerken fena havaya girmişti.Hatta ben kolundan tutup kenara çekmesem  az kalsın elektrik direğine çarpıyordu.

''Bak gördün mü birbirimizin hayatlarını kurtarmakta da iyiyiz.Hatta senin bir özelliğin de bu olmalı.Başına belaya sokma olayını saymazsak.''

''Evet biraz sakar olabilirim.Ama bu oldukça normal.''diye kendimi savundum.

''Tabi ki normal benim gibi birinin yanında olmak elinin ayağına dolaşmasına yetiyor.''Kendini övmeye bayılıyordu.Elindeki sigara çoktan bitmişti.

''Ne yazık ki kimse senin kadar narsis olamaz.Ne kadar da kendini beğenmişsin.''Bunları söylerken gözlerimi kısıp ona bakmıştım.

''Bunu bir iltifat olarak alıyorum.''Duraksadı. ''Sorumun yanıtını hala alamadım.''dedi.Hangi tür bir erkek olduğundan bahsediyordu.Acaba şimdi bunu nasıl toplayacaktım?Aptal Jo.

''Yani ne bileyim.Gerçekten bunu cevaplamak zorunda mıyım?''Kaçmak için bir fırsat arıyordum.

''Bunu cevapladığın taktirde bende senin bir sorunu cevaplarım.''Güzel bir anlaşma olabilirdi.''Ama dürüstçe.''diye şart koştu.

''Pekala.Bir kere sen yalnız olduğunu, yanına kimseyi yaklaştırmadığını falan söylüyorsun ama bence tam bir yürüyen mıknatıssın.''Bir nefes alıp düzelttim. ''Kız mıknatısı.''

''Seni de çekiyor muyum peki?''Soru karşısından tamamen afalladım.Sorunun cevabı evet miydi hayır mı? ''Dürüst olacağız.''İşaret parmağını tehditkar bir biçimde kaldırıp beni uyardı.

''Bunun cevabını bende bilmiyorum.''diye yanıtladım.Yanaklarımın kızardığını hissettim.Soğuk ellerimi yanaklarıma yapıştırdım.Uzun süre konuşmadan yürüdük.Yolda giderken Michael adından bir arkadaşına rastladık.Kumral bir çocuktu.Boyu 1.80 falandı.Ama şunu söylemeliydim ki kelimenin tam anlamıyla ip kadar inceydi.Çocuğa bakmak için kafamı kaldırmam gerekiyordu.Gülümseyip bana selam verdikten sonra Nate'e döndü.Nate'le selamlaşırlarken Michael Nate doğru eğilip bana bakarak kulağına bir şeyler fısıldadı.Nate buna karşılık kahkaha atıp hayır diye cevap verdi.Ben o olaydan yeni oyuncağı olup olmadığını mı sorduğunu tahmin ettim.Tabi ne olduğunu ancak tanrı bilirdi.

Yürümeye devam edip köşeyi dönünce bizim evin bulunduğu caddenin başına gelmiştik.

''Sen sorunu hala sormadın?''dedi Nate.

''Ben biraz düşünüp sormak istiyorum.'' Bizim evin 2 blok ötesinde durduk.

''Hayır olmaz.Muhtemelen o düşünüp soracağın şey benim hemen cevaplayamayacağım türden olacak.O yüzden şimdi sormak zorundasın.'' Hemen düşünmeye başladım.Doğrusu onu köşeye sıkıştıracak bir soru sormalıydım.Bilmiyorum neden ama insanları bu şekilde zor duruma sokmak hoşuma gidiyordu.Ona doğru bir adım attım.

''Az önceki yakınlaşmamızdan hani şu tren yolunun altında olan, orda sana doğru yaklaştığımda ilk düşündüğün şey ne oldu?''Kafasını gökyüzüne kaldırdı.Derin bir nefes aldı. ''Dürüstçe.'' diye uyardım.

''Hiçbir şey.''Cevabıyla baştan aşağı sarsıldım.Doğrusu farklı bir cevapta beklemiyordum.Renk vermemeye çalıştım. Duruma gerçekçilik katmak için ellerimi kollarıma sürterek başladım söze.

''Güzel.Hava gerçekten de soğumadı mı?Eve gitmeliyiz bence.''dedim.Arkamı dönüp yürümeye başladım.Arkamdan ayak sesleri geldi ilk önce.Sonra da yanıma geçti.Evimin önüne geldiğim sırada ışıklar yanıyordu.Ona döndüm.

''Güzel bir gündü teşekkür ederim.''dedim.Tam arkamı dönüp gideceğim sırada bana seslendi.Dönüp ona baktım.

''Bir şey unuttun.''dedi.Aramızdaki mesafeyi en aza indirip hiç beklemediğim bir şey yaptı.Sarıldı.Bunu gerçekten beklemiyordum.

''Bugün yanımda olmasaydın gerçekten çok zor bir gün olurdu benim için.Yanımda olduğun için teşekkür ederim  Jo.''Sarılmasına bende karşılık verdim.Kafamı göğsüne yasladım.''Her zaman.'' dedim fısıldayarak.O  sırada limon ve nane kokusunu istemeyerekte olsa içime çekiyordum.Belki de hayatımda gerçekten bir şeyler değişebilirdi.

Eve girdim.Bağırarak ''Ben geldim!''diyerek geldiğimi abartarak da olsa belirttim.Hemen bizimkilerin yanına gidip selam verdim.Şuan babama sinirli bile değildim.Çünkü artık bir şeyleri değiştirmem gerektiğinin farkına vardım.Nate'in de beni dost olarak görmesine izin veremezdim.Annemi ve babamı öptüm. O arada annem ve babamın birbirine attıkları şaşkın bakışları görmezden geldim.

''Anne alışveriş merkezine yarın gidebilir miyiz?''dedim heyecanla.Annem şaşkınlıkla kafasını salladı.

''Kafana bir şey olmadı, değil mi canım?''diye sordu babam. Kafamı salladım.Koşarak yukarı kata odama doğru koştum.Bir şeyleri değiştirme vakti gelmişti.

 VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

İSABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin