#Bölüm4

113 4 0
                                    

Eve geldiğimde ev oldukça sessizdi. Kapıyı sessizce kapayıp olanları düşündüm.Öyle dalmıştım ki babamın sesiyle birden irkildim.Kapının yanında hemen başlayan kolona yaslanmış bana bakıyordu.

''Jo.Konuşalım.Salonda.'' Pekala tekrar başlıyoruz.Salona doğru yürüdüm.  Hemen söze girdi.

''Son günlerde aramız iyi değil.Biliyorsun.Bence bunu aşmalıyız.'' dedi koltuğa çökerken.

''Son günlerde?'' Bunu dememin nedeni babamı 2 sene önce 20'lik bir çıtırla basmamdı.Will -adı buydu- bir bankacıydı. Bankadan bir kadınla arabasında, olayı yaşadığım parkın bir köşesinde onları yiyişirlerken buldum. Akşam eve geldiğinde evde kıyamet koptu.Beni dışarı çıkarıp o parka götürdü.Kavgamız sırasında bana ilk kez orada tokat atmıştı.Tabi ki olanları anneme söylemedik.Bunu onun için değil annem için yapmıştım.O  zaten söyleyemezdi. Annemin karşısına geçip ''20'lik bir kızla seni aldattım karıcığım ve kızımız buna tanık oldu.Üzgünüm''diyemezdi.Bende onların mutluluğunu seçip kendimin mutsuz olmasını yeğlemiştim.

''Olanlar kötü şeyler.Ama beni bir gün affetmen gerek.Sonuçta sen benim kızımsın.Bir parçam...''Acı çekiyor gözüküyordu.Güzel.

''Yaşadıklarım seni etkilememiş olabilir ama beni derinden etkiledi.Üzgünüm.''Ayağa kalktı.Derin bir nefes aldı.Mavi gözlerini kocaman açtı.Gözlerimi babamdan almıştım.

''Asi davranışların bir şey değiştirmiyor.İlişkimizi daha kötüye götürüyor Jo.Beni hala suçluyorsun anlıyorum.Ama ben artık o eskisi değilim.Şey gibi.. Küçük bir depresyon geçiriyordum.''Ellerini omuzlarıma koydu.Gülümsemeye çalışıyordu.Ama sadece çalışıyordu.Bu adam neden gülüyordu?

''Pekala.Bu olayı unuttum diyelim.Diyelim ki seni affettim.Ya o olaydan sonra bana attığın o tokat? Hatta dur.'' En güzeli geliyordu. ''Jessie'ye yaptıkların?''Son dediğimi duyunca ifadesi sertleşti.Jessi benim kız kardeşimdi ve aramızda 8 yaş vardı. Diğer kardeşler aksine biz çok iyi anlaşırdık.Ama annemin ve babamın baskıcı tavırları ve bizim için çizdikleri ''kendilerinin istedikleri yaşamı'' bize yaşatma olayına dayanamayınca Jessie ile bizimkiler arasında büyük bir kavga çıktı.O günü çok iyi hatırlıyorum.Jessie gitmesin diye bacağına nasıl yapışıp ağladığımı.Tabi o gün evden çıkıp hayallerinin peşinden gideceğini söyledi.Ardından babam da onu evlatlıktan reddettiğini söylemişti.Şuan büyük bir mağazada müdür olarak çalışıyordu.Bunu nasıl başardığını sorduğumda bana şehvetin her kapıyı açabileceğini  söylemişti.

''Jessie konusunu açmayacaktık.Öyle anlaşmıştık.''Sinirlenmişti.Will'in sinirlerini kontrol edebilmesi için psikoloğa gitmesi lazımdı kesinlikle.Adam her boka sinirlenen bi tipti sonuçta.

''Ona sürtük diye sesleniyorsun.Bu.. Kabul görülemez.''Yine gözlerim dolmaya başlamıştı.Onun önünde ağlayamazdım.İfadesi sertti.Yutkunmaya çalıştı.Canını yakıyordum.Daha da güzel.

'' Artık sesimi çıkarmayacağım. İstediğin gibi bir kız olmaya çalışmayacağım.Bana karışma ki sırrın bende güvende kalsın.''Titrek bir nefes çektim içime. Ona baba demek içimden gelmiyordu.Tam odama gitmek için hazırlandım ama sonra o sözleri duydum.

''Sorun değil.Yeter ki kardeşin gibi bir sürtük olup karşıma çıkma yeter!''Birden bire bunu duyunca içimdeki volkanın uyandığını hissettim.Ellerimi yumruk yaptım.Ağlamamak için tırnaklarımı derime geçirdim.Sevdiklerime laf ettirmeyen bir tarafım vardı.

Yanı başımda duran masa saatini ve sürahiyi yere çarptım. Sinirden deliye dönerken elime aldığım her şeyi yere çarptım. Bunları yaparken çığlık atıyordum ve en son hatırladığım şey de bu olmuştu.Sonrası kocaman bir karanlık gözlerimden girip tüm vücudumu sardı.

****

Soğuk bir elin alnıma değmesiyle ürktüm. Uyandığımda küçük bir odadaydım.Beynim ne olduğunu algılamaya çalışırken ciğerlerim ilaç kokusuyla doldu. Boğazım acıyordu ve çok ama çok yorgun hissediyordum.Yanı başımda bir hemşire duruyordu.Hani şu en suratsızlarından olan.

Doğrulunca yatağın karşısındaki oturan annem ayaklanmıştı.Üzerinde geceliği vardı.Kafama tuhaf sancılı anılar dolmaya başladı. Babam, masa saati, sürahiyi kırmam ve haykırışlarım.

''Hayatım? Burdayım.''Annem kocamanca kucakladı beni.Ona ne zamandır bu kadar sıkı sarılmamıştım? 

''Anne?''Boğazım kurumuştu.

''Bir bardak su alabilir miyim?''Bunu bile zar zor söylemiştim.Annem hemen elime bir bardak tutuşturdu.Bardaktan iki yudum aldıktan sonra tam ağzımı açmaya kalkıştım ki annem araya girdi.

''Endişelenme meleğim.Küçük bir kriz geçirmişsin.Doktorlar sinir krizi olduğunu söylediler.''Kollarımın zonkladığını farkettim.Yüzünde telaş vardı. ''O anda da parçaladığım sürahi ile kollarını,ellerini ve bileklerini kesmişsin.''Avuç içimden kolumun yarısına kadar bandajlanmıştım.Gözümden tekrar bir yaş süzüldü.Annem yaklaşıp bana sarıldı.Bu belki acılarımı dindirmezdi ama tuhaf bir huzur veriyordu.Zavallı kadın.Bana bu şekilde davrandıkça içime bir suç duygusu yayılmıştı.

Olanlar yeniden babamın suçuydu.Hastanede olmam onun yüzündendi.Ona karşı kin duyuyordum.Onu, yaptıklarına karşı cezalandırıyordum. Ama üzerinde işe yaramıyordu.

Hastaneden çıkışımızda arabadaki herkes sessizdi ve gece tamamen sessiz geçti.Herkes sessizce odasına dağıldı.Ben odama girince Jessie'ye mesaj attım.

YARIN SAAT 14.00?

Sadece 2 dakika sonra cevap geldi.

2. CADDE'DEKİ KAFEDE BENİ BEKLE. SENİ ÖZLEDİM BEBEĞİM.

BENDE SENİ ÖZLEDİM JES.

Sonrasında laptobumdan 300.000. kez The Notebook'u izlemeye koyuldum.Film süresince kafamda Allie ben oldum ve Noah da hayallerimi süsleyen erkeğim. 

****

Ertesi gün bandaj altındaki kollarım hala zonkluyordu. Uyandığımda bizimkiler yoktu.İkiside erkenden işe gidiyordu.Rahatlığı ve yalnızlığı birden hissettim. Sabahtan akşama kadar ev bana kalıyordu.Masamın kenarında duran ağrı kesicilerden birini alıp suyla boğazımdan aşağı yuvarladım.Çünkü başım inanılmaz bir şekilde ağrıyordu.

   Üzerime siyah pantolonumu ve bordo tişörtümü geçirip çıktım.30 dakika sonra anlaştığımız yere varmıştım.Yol boyunca millet bileklerime bakıp durmuştu.

   İçeri girip kafenin caddeye bakan camının kenarındaki masaya çöktüm.İçeri Jes girdi.Çok güzeldi. Onu hep kıskanmıştım.Benim gibi uzun bacakları vardı.Ama o bacaklarını kullanmayı iyi biliyordu ben gibi değildi.Her zamanki gibi  saçlarına dalga yapmıştı.Beni görünce yüzünü korku kapladı.

''Aman Tanrım. Bu halin ne?Sakın bana...''Sözünü kestim hemen.Beni düşünen birileri hala vardı.

''İntihara kalkışacak kadar salak değilim Jes.''Ona gülümsedim ve sarıldım.Bu bileklerimi acıtmıştı.Yaralar bu kadar derin miydi?Oturduk ve iki soğuk çay söyledik.Olayı üstünkörü ona anlattım.Tabi ona her detayını anlatmadım.Mesela onunla ilgili olan kısmı direk kafamdan silmiştim.

''Piç herif yine yapmış yapacağını.''Gözlerinde anlayamadığım bir umursamazlık ve tiksinç vardı.Ardından olayı bir şekilde kapadım.Bana hayatındaki olaylardan bahsetmeye başladı.Onunla gülerken her şeyi bir anda unuttum.Onu gerçekten seviyordum.Birden onun gibi olmak için her şeyimi verirdim.

Bir süre beraber takılıp, bir kaç mağaza gezdikten sonra eve döndüm.Eve vardığımda caddede bir ambulans aracı vardı.Evimizin çaprazındaki eve gelmişti.Merak ettim.Bende kalabalığın yanına gittim.Karşıya geçip kaldırıma çıktım.Tuhaf bir his kapladı o an içimi.Ardından gördüğüm manzara bu hissi açıkladı.Evden sedye ve hizmetliler çıktı.Sedyede yatan çok tanıdık bir sıfattı.

NATE. SEDYEDE. YATIYORDU.

Ayrıca onun o evde ne işi vardı?

BEĞENMENİZİ UMUYORUM.VOTE VE KÖTÜ DE OLSA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :D

İSABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin