#Bölüm14

58 2 2
                                    

Merhaba arkadaşlar.Sizden bir ricam olacak. Lütfen hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yazın. Yorumlarınızın benim için çok değerli. Bölüm sonunda votelerinizi de unutmayın lütfen. Teşekkürler.

Hala hastaneydim. Ama bu artık gerçekten çileli bir hal almaya başlamıştı. Jared her saniye yanı başımdaydı. Bana korunması gereken küçük çaresiz bir kız çocuğuymuşum gibi davranıyordu. Gerçi biraz düşündüğüm zaman ne kadar zayıf olduğumu görüyordum. Bir kağıt parçası gibi hissediyordum. Paramparça olmuştum. Ve her parçam, her rüzgar estiğinde etrafa dağılıyordu.

Sabah uyandığımda Jared hala yanımdaydı. Biraz olsa da kendimi güvende hissetmiştim. Bu his yüzünden ona istemeden her defasında kendimi yakın hissediyordum. Ama asıl korkum onu, içinde bulunduğum kuyuya çekmekti. Ve bu istediğim en son şeydi. Annemi kaybetmiştim. Babama ulaşamamışlardı, kayıplara karışmıştı. Vurulmuştum. Tanımadığım bir hikayenin tam merkezindeydim. Ama bu hikayeyi kendim bitirmeliydim. Tamamen yalnız. Kimsenin zarar görmesini istemiyordum.

Jared’ın odadan çıkışı bana on dakikalık bir düşünme süresi kazandırmıştı. Bir plana ihtiyacım vardı. İşin ucundan tutma vakti çoktan gelmişti.Ne kadar güçsüz hissedersem hissedeyim bu olayların kesiştiği bir yer olmak zorundaydı. Kapının gürültüyle açılmasıyla bütün düşüncelerim zihnimde oldukları yerlerine geri döndüler.

‘’Günaydın güzellik. Yiyecek bir şeyler getirdim sana. Açsındır diye düşündüm.’’ Midemde bir boşluk vardı ama açlığımı hissedemiyordum.

‘’Sanırım yemeliyim.’’ En azından eski gücüme dönmek için yapmalıydım. Bana bu şekilde davranması çok hoşuma gitmişti. Bunun verdiği mutlulukla az önceki düşüncelerimden sıyrılıp kocaman gülümsedim.

Yanımdaki koltuğa yeniden çökmeden önce beni yatağın içinde doğrulttu. Sırtıma bir yastık sıkıştırdı ve tepsiyi tam önüme koydu. Yaptığı işten hiç sıkılmış gibi bir hali yoktu. Tam tersi odaklanarak yapıyordu bunu.Kendimi daha fazla tutamadım.

‘’Neden bunu yapıyorsun?’’ diye sordum.

‘’Neyi?’’ Koltuğa çöküp tepsideki iki sandviçten birini aldı.

‘’Bunları işte. Bana yardım ediyorsun. Bunu yapman için bir sebep yok.’’ Düşünceli bir şekilde bana baktı. Ne düşündüğünü kestiremiyordum. Gözleri yüzündendi. Çok derin bakıyorlardı.

‘’Sana yardım etmemem için de bir sebep yok.’’ Tek kaşı havaya kalkmıştı.

Birden ortaya çıkmıştı. Benimle neden bu odadaydı ki? Normal hayatımda yer alabilecek biri değildi. Daha doğrusu önceden arkadaşlık ettiğim hiçbir erkek onun gibi değildi. Tabi ki erkek arkadaşlarım olmuştu. Ama hiçbiri Jared kadar gösterişli olmamıştı.

‘’Hayatıma nasıl girdiğini bile anlamadım.’’ Kafam o kadar karışıktı ki yanlış bir şey söylemekten korkuyordum.

‘’Bundan mutsuz musun peki?’’ Sorularımı cevaplamıyordu. Onun da mı cevabı yoktu? Yoksa cevaplamak mı istemiyordu? Karar veremedim.

‘’Elbette değilim. Ama neyin içinde olduğumu bilmiyorum.’’ Bakışları yere kaydı. Oturduğu koltukta doğruldu ve kaykılarak elini dizine yerleştirdi.Çok ciddiydi.Hala çok derin bakıyordu.

‘’Doğrusunu söylemek gerekirse senin arkadaş olmak istedim ve oldum. Bundan caymak için hiçbir nedenim yok Joanna. Tam tersi bundan zevk alıyorum.Bütün yaptığım şeylerde, bilirsin bu sana yardım etme konusu, içimde bir yerde bunu yapmamın gerekli olduğunu söyleyen bir ses var.’’ Gözlerini kıstı ve bana doğru bakmaya başladı. Yumruğumu sıkarken tırnaklarımı derime geçirdiğimi fark ettim. ‘’Baksana sence bu sesi dinlemeye devam edersem pişman olacak mıyım?’’ Zorla yutkundum. Ne demeliydim ki? Benim henüz kendime verecek bir cevabım bile yoktu. Evet? Hayır? Bir cevap bekliyordu. Beynim oldukça hızlı çalışıyordu.

İSABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin