Elif'ten :
-Yatakta bir oyana bir buyana gitmekten yorulmuştum. Nasıl evlenecektim ki Ateş'le hem o beni severek kaçırmadı ki! Peki ben onu seviyormuyum onuda bilmiyorum ama babaannenin çok az bir ömür kalmış. Belki benim sayemde iyileşir .
Ateş'ten:
-Uyku tutmuyordu. Babaannem nereden çıkardı ki şimdi evliliği. Elif'in beklediği sevgili ben değilim ki. O sevildiği ve seveceği birini arıyordu. Temiz helal olan Allah'ı hatırlatan birini istiyordu . Beni değil. Beni sevseydi bu gün sarılmama karşılık verirdi. Ama belki bizim bu evliliği kabul etmemizle babaannemin iyi olmasına yardım eder.En iyisi şimdilik bahçeye çıkıp nefes almalıyım . Bahçeye çıktığımda Elif bahçede çimenlerin üzerine oturmuş gökyüzünü izliyordu. Yanına gittim ve:-Uyku tutmadı değilmi?
-Evet uyuyamadım.
-Peki ne düşünüyorsun ?
-Bilmiyorum ama kabul etmemiz gerekiyor. Babaannen için mecburuz.
-Evet bende öyle zannediyorum mecburuz MECBUR!! diye azımda bastırıyordum sinirlendim beni sevmiyordu işte sevmiyordu.
-Peki ne olucak şimdi?
-Evlenicez ama ayrı odalarda kalırız . Senin hayallerin var . Seveceğin insan karşına çıkmadı değilmi?
-Evet.
Etrafı yıkamak istiyordum. Elif'in ellerini tutup kalbimi dinletmek istiyordum. Benim onu sevdiğimi bilmesini istiyordum.
-İyi evlenicez mecburuz artık babaannem bir yıl boyunca burda olucağı için evli kalırız o gittiğinde ise boşanırız. Sende istediğin adamla evlenirsin artık.
Elif'ten:
-Ateş'in niye bu kadar sinirlendiğini anlamadım. Ama onunla evlenmek kalbimde tarifsiz bir duygu katı. Neden bilmiyorum ama çok heyecanlıyım. Ateş yanımdan ayrıldı ve odasına doğru gitti. Bende yerinden kalktım ve odaya gittim.
Sabah namazını kıldıktan sonra kahvaltı hazırladım. Babaanne de namazını bitirip yanıma geldi ve bana dönüp:
-Hadi güzel kızım bir çay getir de karşılıklı içelim dedi.
Çaylarımızı yudumlarken birden lafa girdi:
-Haftaya bu gün evleniceksiniz. Yani 7 gününüz var pazartesi kına gecesi Salı ise düğün Ateş'e dün gece söyledim bahçeye çıkmıştı zor tuttum keratayı. Kendi aramızda güzel bir düğün yaparız bahçemizde . Ben düğün salonlarından nefret ederim hiç sevmem Ateş'te öyle zaten.
Ben hayretle ona bakıp duruyordum. Menese ve Emre abi içeriye girdi ve:
- Hayırlı olsun kardeşim. Bizden önce evleniyorsunuz nede olsa Ateş benden büyük diyip güldü Emre abi.
Ateş içeriye girer girmez:
-Lan alt tarafı 5 saat benden küçüksün be!
-Olsun abi sonuçta abimsin. Dedi ve birbirlerine bakıp güldüler. Ateş babaannesine sarılıp yanaklarından öptü.
-Ateş oğlum bu gün sen ve Elif alışverişe çıkın. Kızımla birlikte güzel gezin gezdirin tamam mı? Emre kerata gülme öyle sizde gidin Elif için çeyiz düğün ve kına gecesi için hazırlık falan yapın . Zaten üzerimde çok ağır bir yük varmış gibi hissediyorum.Bu yaştan sonra bide alışveriş merkezlerinde mi gezicektim. Emre:
-Ama babaanne??
Ateş:
-Ulan Emre babaannemin laflarını ikiletme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Sevgili
ChickLitAnnesiz babasız kalan yetim ve öksüz bir kızın hikayesi... Yaşadığı eziyetlere rağmen kimsenin kalbini yalnışlikla kirmaktan korkan masum bir kızdı . Hz. Fatıma annemizi kendine rehber kılmış bir kız. Çalışmak için gittiği yerde onu kaderi bekliyor...