Kalbim o kadar huzurluydu ki Ateş'in beni sevdiğini duyduğumdan beri . Ateş beni sevdiğini söylerken gözlerinden yaşlar akıyordu kalbim ağlıyordu sanki o ağlayınca .Neden bilmiyorum ama onu öyle savunmasızca görmek beni öldürüyordu.
İçeride oturmamı istedi Menese . Bende oturdum duvarları inceliyordum ki birden kapı çaldı. İçeriye Ateş girdi.
-Elif hadi aşağıya inmemiz lazım.
-Peki Ateş.
Ne yapıp ne yapmalıyım ki Ateş kolyeyi taktığımı görsün ki? Aklıma hemen aklıma bir fikir geldi.
-Ateş rica etsem duağımı örtermisin ?
-Tamam örterim.
Ateş yanıma her yaklaştığında kalbim küp küp atıyordu. Elim ayağım titriyor gözüm kararıyordu. Yanıma yaklaştı yaklaştı...
Ateş'ten:
-Elif'e onu sevdiğimi söyledim. Neden bilmiyorum ama içimden ağlamak geldi . Annemin ölümünden sonra ilk defa ağladım. Menese gördü ama umrumda değildi aslında. Babaannemin beni odaya Elif'i aşağıya getirmemi söyledi. Bende odaya doğru gittim. Aslında bir yanım git Elif'ini gör diyordu diğer tarafım ise gitme seni kabul etmiyen birinden vazgeç diyordu ama vazgeçilmiyordu işte . Odaya girdiğimde Elif güler yüzle bana bakıyordu. Neden tebessüm ettiğini anlamasamda ona aşağıya inmemiz gerektiğini söyledim. Ve bana dönüp:-Ateş duağımı örtermisin dedi .
Ona her adım attığımda ellerini ovuştururuyordu. Heycanlanıyordu tabiki de . Sevdiği adamın duağını örtmesini isterdi benim yerime ama ben vardım işte. Ellerimle duağını kaldırdığımda boynundaki annemin son yadigarı kolyesi vardı. Elif bir bana bir kolyeye bakıp gülüyordu. Ben ise hala şok içinde Elif'e bakarken sanki dizlerimin kırıldığını hissettim yere düştüm. Elif panik ile bana dönüp:
-Ateş Ateş neyin var ne oldu?
-İ..İ..yiyim Elif'im iyim. Kolyeyi takmışsın ?
-E..ve..t .
Elif'im heycanlanmış ve utanmıştı. Kafasını yere eğdi ona yaklaşıp:
-Birdaha o güzel yüzünü yere sakın eğme !! Utanma benden sen benim Hifa hatunumsun bunu unutma ilkim bunu unutma Elif'im. Diyip anlını öptüm. Birden içeriye babaannem ,Emre , Menese girdi. Alkışlar eşliğinde ...
-Oğlum sizi ayırdım ama bir zahmet nikah memurunu bekletmeyin olurmu? Hadi aşağıya!!!
-Tamam Babaanne tamam.
Emre birden lafa girdi:
-DURRUNNN!!!
-Ne oluyor lan ne bağırıyon??
-Abi bir fotoğraf çekelim değil mi Neslihan Sultan?
-Aferin paşama iyi akıl ettin. Diyip fotoğraf çektik ve aşağıya indik . Elif'in elini tutup bahçedeki gelin ve damat masasına geçip oturduk. Nikah memuru çoktan yerini almış bize selam verdi.
-Siz çiftler evlenmek için bele.... Adam sözlerini bittirmeden Emre lafa girdi:
-Sayın memurum belediyenize buradan hürmetler siz en iyisi direk mevzuya başlayın dedi . Babaannem arkadan alkışladı ve herkes onlara güldü. Nikah memuru ne yapacağını bilemez hale geldi.
-Sen Ahmet kızı Elif Kaya Ateş Hanzade'yi kocalığa kabul ediyormusun ??
-Evet.
Ellerim titriyordu. Ve sıra bana geldi.
-Siz Emine oğlu Ateş Hanzade Ahmet kızı Elif Kaya'yı karılığa kabul ediyormusun?
-Evet sonsuzadek...
Herkes alkışladı. Emre Elif'e dönüp:
-Ayağına bas ayağına . Elif hayır dergibi kafasını sallasada babaannemin :
-Bas kızım bas korkma canı acımaz bizim keratanın.
Elif zorraki basmasıyla hiç ağırmadığı halde yüzümü ekşittim. Elif bana yaklaşıp:
-Özür dilerim Ateş istemeden oldu yoksa ben senin canını acıtmak istemem ki!!
Bu haline dayanamayıp güldüm . Oda bana ters ters bakarak kaşlarını çattı.
-O güzel yüzünü çatma milletin yanında. Başkası sana bakarsa dayanamam öldürürüm herkesi . Senin olan herşey bu saatten sonra benim . Benimsin güzelim ...
Yüzüne bakınca kıpkırmızı olmuştu Elif'im. Ayağa kalktık nikah memuru nikah cüzdanını Elif'e vercekken ben atılıp bu bende kalsın dedim . Hepimiz kahkahalar attık Elif'im bile . Saat epey geç olmuştu Elif'i bahçenin bir köşesinde bırakıp meyve suyu almak için Emre ve Menese'nin yanına gittim.
-Oo abi yenge nerde?
-Behçede beni bekliyor. Bu meyve suyunu alıp götüreyim sabahtandır bişey içmemişti.
-Tamam abi ha bu arada bişey söylemek istiyorum ama kızma olurmu?
-Tamam söyle zaten bu saatten sonra hiç kimse keyfimi kaçıramaz.
-Abi Babaannem hastaydı ya hani sizde evlenmek zorunda kaldınız!!!
-Eee ne oldu lan Babaannem kötümü oldu lan cevap ver?
-Hayır abi Babaannem turp gibi maşallah. Yani siz Elif ile evlenin diye öyle yaptık.
-Ulan Emre ulan puç seni yakalarsam.....
Yaklaşık 4,5 dakikadır Emre'yi kovalıyordum ki Babaannem birden önümü kesti:-Keratalar ne yapıyorsunuz burda ?
-Gel buraya Babaanne gel !!
-Oğlum ben senin bide gelinimin saadeti için çabalıyordum.
En sonunda Babaannemi koltuğa oturturup gıdıklamaya başladım . Ve ellerini öpüp:
-Babaannem aklım çıktı bir daha böyle şeyler yapma lütfen!!
-Tamam oğluşum tamam .
-Neyse ben Elif'in yanına gideyim bu haberi onada söylüyeyim.
Bahçeye çıktığımda misafirlerin arasından zorla çıktım. Bahçedeki köşeye gittiğimde Elif yoktu. Bahçeyi talan ettim ama yoktu. Ellerim titriyordu kalp ritmim değişti ama evde odada olucağı aklıma geldi hemen ayağa kalkıp eve girdim.
-Ateş abi ne oluyor?
-Menese Elif nerede?
-Abi senin yanında değilmiydi?
- Hayır yanımda yok çabuk arayın odalara bakın çabuk!!!
Emre, Babaannem , Menese ve ben bütün odaları talan ettik ama yoktu . Elif'i bıraktığım yere gittim. Söğüt ağacının altında bir not kağıdı vardı :
-Benim olanı senden aldım!!!
Acı neydi ? Mutsuzluk neydi?
Bilmiyorum ama acı aşktır...
Mutsuzluk sevgiydi...
Aşk Mem ve Zin'di... Selam olsun sevipte ebediyette kavuşan aşıklara ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Sevgili
Genç Kız EdebiyatıAnnesiz babasız kalan yetim ve öksüz bir kızın hikayesi... Yaşadığı eziyetlere rağmen kimsenin kalbini yalnışlikla kirmaktan korkan masum bir kızdı . Hz. Fatıma annemizi kendine rehber kılmış bir kız. Çalışmak için gittiği yerde onu kaderi bekliyor...