Buluttan :
Arabayı gecenin evine doğru sürmeye başladım şu ikizler olayı iyice kafamı kurcalamaya başlamıştı hazır evrenin aradıgı uzaymıdır nedir onu araştırırken bir yandan da şu ikizlere de bakamam gerektiğini aklımın bir kenarına not ettim bunları düşünürken çoktan gecenin evine gelmiştim ah bir bilse onu ne kadar çok sevdiğimi içimde yanan ateşi bir allah bir de ben bilirim mafyalar güzel sevmez veya güzel sever diye bir kural yok ama ben Bulut çakır güzel seviyorum da biz ikimiz imkansızın da imkansızıyız
Neden diye içinden geçirenleri duyar gibiyim ah en büyük nedeni patronumun kiz kardeşi yani benim kardeş dediğim evrenin kardeşi bunun bizdeki anlamı kardeşimin kardeşi benim de kardeşimdir falan olması gerekiyor ama işte biz de insanız aklımda cümleler dönmeye başlıyor : sen zayıf ve zaafları olan bir insanoğlusun kalbin zincire vurulmuş kalbinin yarısını da senden söküp almışlar ve başkasına senin diğer yarını taşımasını emretmişler diğer yarın acı çekerken sende acı çekersin hatta o Üzgünken senin de içine bir üzüntü düşer zayıfsın aşka inanacak kadar acizsin ve sevecek kadar da aptal...
Derken gece kapının önünde durdu ve benim hayran olduğum gülüşünü gözlerimin önüne serdi şu an zaman dursa yada aynı anı defalarca ve defalarca yaşasam gülümsemesinde kendimden bir kırıntı bulsam dudaklarında hani o pembe olan ama kırmızı rujla boyanan dudaklarında kendime ait bir dünya kursam
Ben bunları düşünürken aklımda birden bu kız neye gülüyor hemde böyle güzel sorusu çalklandı gözlerimi zar zor yüzünden çekerken gözlerim elindeki telefona kaydı ve acaba neye gülüyor yoksa birisimi var da benim haberim yok sorularıyla deliye dönmeden kornaya bastım kafasını telefondan kaldırdı arabadan aşağı indim telefonu cebine attığı gibi yanıma doğru yürüdü muhtemelen benim onu nasıl bir sorguya çekeceğimi düşünüyordu ama bunu yapmayacaktım bu seferlik yapmayacaktım arabaya yaklaşınca kapısını açarak
" Günaydın ve geç kalıyoruz o yüzden.." sözümü keserek
" Günaydın ve biliyorum hadi gidelim "
Bindikten sonra neredeyse hiç konuşmadan okula kadar gelmiştik ben tam soracaktım ki sormazsam muhtemelen sinirden veya meraktan ortadan ikiye ayrılırdım. Dudaklarımı aralamıştım ki gece konuşmaya başladı
" soracak mısın artık bulut?"
Bilerek bilmemezlikten geldim ve
"Neyi ?"
"Yapma ama bulut seni az da olsa tanıyorsam eğer telefonda neye güldüğüm sorusu kafanı kurcalıyordur "
Beni nasıl bu kadar iyi tanıyor düşünceleri aklımda dolanırken cevap verme gereksinimi duyarak
" beni ilgilendiren bişey değil ki açıkçası umrumda da değil? "
Şaşkınlıkla dudakları aralandı gözlerinden hayal kırıklığı kırıntıları belirdi ve
" tamam okula girecek misin bu gün ? "
" prensesimiz nasıl emrediyor ? " diye sordum iğneleyici bir sesle
" fark etmez "
" o zaman gelmiyorum özel hayatına da fazla girmemiş olurum bişey olursa ara çıkışta almaya gelirim istiyorsan "
Ah tabiki de okula girecektim benim ilk görevim geceydi elbetteki onu yanlız bırakmazdım ama bunu onun bilmesine gerek yoktu ki evrenin şu aralar geceye olan hislerimi hissetmeye başladığını tahmin ediyordum ya neyse ben bunları düşünürken gece kendi kendine mırıldanarak arabadan indi kapıyı kapatmadan öncede
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge #Wattys2017
Aventure"yüzsüz insanlarla dolu olan dünyada yüzümü kimseye gösterme gereği duymuyorum bulut bırakta beni yüzsüz bilsinler" -Evren "kendini yüzsüz olarak tanımlayan bu kız veya erkek kim bu bunu bana öğrenmen lazım barut öğrenki yüzsüzlügün ne olduğunu ona...