Krallığa doğru gümüş renkli atının üzerinde rüzgar saçlarını savururken son sürat ilerleyen asi bir kız... Efsunlu Topraklarda onu neler bekliyor?
♛ ♛ ♛
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Y/N: Videoyu izlemeden geçmeyin. ❤
3
Vera'nın açık kahve renkli saçlarını okşarken boştaki elimi yumruk yapıp kapıyı çaldım ve annemin yokluğunda yetkiler bende olduğu için sesimin otoriter çıkmasına özen gösterdim.
"Lütfen sevimliliğini, kullan." dedim kız kardeşime. Çünkü karakterimi inkar etmiyor, kendimi tanıyordum ve yabancı birinin varlığında buna ihtiyacımız olacağını biliyordum.
Babeller, hala Kral Topraklarına varmamıştı ama oda arkadaşımızın dev, erek ya da cüce olabilme ihtimali geçerliydi ve insan ilişkilerine hakim olmada gerekli kabiliyete sahip olmadığım diyarca bilinen bir gerçekken başka bir ırkla arada tampon bir bölge -Vera- olmadan aynı mekanda huzursuzluk çıkmadan yaşayabilme şansımız çok azdı.
Kapıyı açıp az önce bize geri teslim edilen bavulları yerden aldım. Ben evden kaçma planları yaparken annem tabi ki benim kıyafetlerimi de özenle seçmişti.
Elbette, tam da annem gibiydi.
Yatağın üstüne oturan kız ayağa kalktığında "Merhaba, ben Vera. Bu da ablam Sera." dedi kız kardeşim şirin gülümsemesiyle.
İlk adım için iyiydi sanırım. Sonuçta burada kalacağımız vakit belli değildi ve kral ne kadar sürede kalbini bir kıza açabilir hiçbirimiz bilmiyorduk. Dolayısıyla oda arkadaşımızla iyi geçinmemiz gerekli bir şarttı.
Sessizlikten faydalanarak yüzündeki ifadeyi inceleyip bir şeyler bulmayı umdum. Kızın geniş dudağı ve uzun bir burnu olmasa normal bir insan gibi göründüğünü bile söyleyebilirdim ama belli ki o bir cüceydi. Boyu, türüne göre bir hayli uzun olan bir cüce.
"Fiona," deyip elini uzattığında ne olur ne olmaz diye Vera'dan önce ben uzandım eline.
Ben insandım, o cüceydi ve elf selamı veriyorduk birbirimize. Resiae'da bulunmak tuhaf bir şeydi doğrusu.
"Ne zaman geldiniz?" diye sordu kız kibar bir şekilde.
"Çok olmadı. Kral konuşma yaptı duymuşsundur," diye lafa atladı kardeşim.
"Vera, haydi eşyalarımızı dolaba yerleştir sen." dedim susmasını istediğimi anlasın diye. İyi bir ilk izlenim yaratmış olsa da henüz tanımadığı bir kızla samimiyet kursun istemiyordum. Eğer ben işleri berbat edecek olursam Vera'nın devreye girmesi gerekiyordu, daha öncesinde değil.
Fiona, "Kıyafetin çok güzelmiş. Babel kızlar görmesin sakın." dediğinde beklenilen tepki olan gülmek yerine kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Güzel olmak için süslü bir elbiseye ihtiyaç duymadıklarını sanıyordum. Hatta seçilmek kadar çarpıcı görünmek için bile,"
"Zaten kral bir babeli seçmeyecek merak etme." dedi Fiona bir çift zeytini andıran koyu renkli gözlerini devirerek. Boyu Vera'nınkinden biraz daha kısaydı ama güzel bir kızdı açıkçası.
