♛ 6. Bölüm: "SEÇİLMİŞ"

1.3K 99 68
                                    

6

"Bana Seriannes Uli'yi bulun!.. Demek orada?.. Çekil önümden, seni sefil! Hayır, bunu kabul etmiyorum. Karşınızda prensesiniz duruyor aptallar, hemen önümden çekilin ya da yeğenimle konuştuğumda olacaklara katlanın!"

"En azından kıza haber vermemize izin verin, majesteleri. İçeride uyuyor."

"Onu uyandırmak için senin yapıp benim yapamayacağım ne var, ahmak?"

Koltuktan ciddi anlamda sıçrayarak uyandım. Beni uyandıran şey kadının tonlamasındaki alaycılığı tanıyor oluşumdu.

Gözlerimi kırpıştırırken neden Gardenya'da olmadığımı düşünüyordum: Uyandığım ilk saniyelerde ne kadar tuhaftır ki gözlerimi tanıdık, minik odamda açmayı, beyaz renkli tavanı görmeyi bekliyordum. Ewyn ve Vera'nın bir şeyler hakkında tartışmasını duyacaktım sanki yan odadan, annem erken uyanmadığım için bana kızacaktı ama "O zaman beni uyandırsaydın," dediğimde kıyamadığını söyleyecekti.

Ha, bir de dikiş kursu vardı.

Yüce Üç aşkına, Kral Topraklarının en çok sevdiğim yanı dikiş kurslarının bulunmamasıydı. Ya da oraya gitmek zorunda olmamam.

Kral Toprakları.

Neler olup bittiği bana geri döndüğünde kaşlarımı çatarak doğruldum ve ağrıyan belimi ovuşturdum. Acaba şöyle, kesintisiz, rahat bir uyku keyfi sürebilecek miydim burada? Çünkü Efsunlu Topraklara vardığım günden beri öyle bir şey olmamıştı. Buraya hapsolmuş gibi bir konumdaydım, şu an kelimenin tam anlamıyla Resiae'nın kalbinde, Kraliyet Binasının içinde bir yerlerde tıkılı kalmıştım.

Ve bu sesi tanıyordum.

Kapıyı açıp uykulu gözlerle etrafıma bakınırken beni izleyen bir düzine dolusu elfi görünce şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Rüya görüyor olabilir miydim ki?

"Bu gürültü de ne?" dedi eteklerini savurarak yanındaki gardiyanlarıyla bize yaklaşan Prenses Des. O ana kadar elflerin arkasında duran kadını prensesle aynı anda fark etmiştik ama yine de "Prenses Nyhme, saraya giriş yaptı." diye açıkladı elflerden biri durumu.

"Hala, ne işin var burada?"

"Des, seninle yarın konuşuruz hayatım. Şimdi daha ciddi bir işim var." dedi gözlerini hemen bana yöneltmeden önce.

İşte şimdi bitmiştim...

Prenses Reina'nın yanındayken bir barbar gibi nasıl yemek yediğimi ya da kralın evlilik teklifini reddettiğimi biliyor olma ihtimali neydi ki?

Peki ya, kaçma planım?..

Hadi ama. Elfler zihin okuma yetisine sahip miydi değil miydi?

Bir anda saklayacak çok fazla şeyim olduğunu fark ettim, oysaki ben sadece Sera'ydım. Annesinin bir türlü lafını geçiremediği o çılgın kız, ne zamandan beri sırlarım vardı? Burası, bu ülke, etrafımdaki insanlar ve oyunlar... Beni değiştiriyor olmalıydı çünkü tüm bu farklılıklar bana yabancıydı.

"Bizi yalnız bırakın." dedi bana fal taşına dönmüş gözleriyle bakarken. Neredeyse gözlerindeki bakışın endişeli göründüğünü bile söyleyebilirdim.

Odamın kapısını kapattıktan sonra elleriyle yüzümü tuttu.

"Kızım, sen iyi misin, sana ne yaptılar?" dedi ardı ardına kelimelerini sarf ederek.

"Ben iyiyim prensesim?" dedim. "Ne yapmaları gerekiyorsa onu yaptılar." dedim 'Seçim'i kastediyor olduğunu sanarak.

"Hayır hayır hayır," Yatağıma oturdu ve kafasını ellerinin içine gömdü. Yanına yaklaşıp ne yaptığına baktığım sırada aniden başını kaldırınca hafif bir çığlık kaçtı dudaklarımın arasından.

Diyarlar Ötesi: Seçim ♛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin