Kalpsize Emanet Bir Kalp

73 5 2
                                    

     " Kalp... " diye başladı konuşmasına. İçinde her zaman heyecanı gördüğüm gözleri bu sefer farklı bir ışıltıyla parlıyordu. " Asla seni dinlemiyor. Beynin yönetmediği tek yer belki kalp. Biri için fazla atıyor. Beyin dur diyor. Kalp daha hızlı atıyor. " Gözlerindeki ışıltı alevlenirken , gözlüğünü düzeltti. " Ulan diyorsun kalbine. Atma . Olmaz onunla. Olamayız biz. " Gözlerini gözlerime sabitlemişti. " Baksana dışarıya. Her yerde kırık kalpler var. Parçalarını süpürmüşler bir tarafa. Batmasın diye. Buldum o kalbi yapıştıramıyorum yerine. Olmuyor . Çok kırılmış. Bin parça bir kalp bu. Tam oldu diyorum. Elime aldığımda da tutamıyorum. Düşüp tekrar kırılıyor. "Daha demin ışıltıyla parıldayan gözleri şimdi bir başka bakıyordu. Korkmuş.Çaresizliğin hakim olduğu yüzüne baktım. Ya bir şey eksikti ya da bir şey fazla. Aptal değildim. Ne diyebileceğini tahmin ediyordum. Ancak konuşmasına devam etmesine izin verdim.  "Hani bana eski sevgililerini anlatırdın ya. İşte onlardan senin ettiğinden daha çok nefret ettim. Seni üzdükleri için. En son Nehir vardı. Sarı saçlı, güzel. Acaba dedim onun gibi olursam beni de sever mi? " Nehir geldi aklıma. Arkasından ne kadar çok koştuğum geldi. Zaten hiçbir şeye değmemişti. Hak etmemişti sevgimi. Ama şimdi. Beni seven biri. Korkutuyor beni. Gözlükleri buğulanmıştı. " Biliyor musun ? Aşk kitaplarında ilk önce oğlanın kıza açıldığı sahneyi okurum. Ama bir kitap okudum dün. Mutlu sonla bitmeyen. Kız öldü aşkını itiraf edemeden. Arkasında ölü bir ruh bıraktı. Ben şimdi başından beri söylemek istediğim asıl şeyi söyleyeceğim. Bu kalp atacak birini buldu. Bu kalp sevecek birini buldu. Ulan anladın zaten ama SEVİYORUM lan seni. " Çenem titremeye başladı. Biliyordum zaten . Ama bunu ondan duymak garip hissettirmişti. Çok garip. Her şeyimi anlattığım o kız. Şimdi farklı hissettiğini söylemişti. Beynimi yokladım.
  
        Sen ne dersin ?

       Bir şey diyemezdim. Beynimdeki soruları cevapsız bıraktım. Ağlamak istedim. Delicesine. Sanki ağlamak bir şeyleri değiştirecekmiş , son beş dakika hiç yaşanmamış olabilecekmiş gibi. Ağlamadım. Erkekler ağlamazdı. Ne saçma. Oysa tek başına saatlerce boş bir duvara bakıp ağlamıştım. Neden ?  Defalarca kendime aynı soruyu sormuştum.

        Üstünde yılbaşı çekilişinde ona aldığım gömlek vardı. Hediyeyi verirken sarılmaya yeltenmiş daha sonra ise resmi bir şekilde elimi sıkmayı tercih etmişti. Daha sonra utangaç bir ifadeyle " Sarılacaktık?" demişti. Sarılmıştım. Kalbim biraz fazla hızlı atmıştı. İstemsizce saçlarını koklamıştım. Huzur kokuyordu.

       Şimdi arkasını dönmüş, güçsüz adımlarla gidiyordu. Zayıftı. Çok zayıf. Kilo alsın diye ona zorla bir şeyler yedirmeye çalışırdım. " Beni böyle seven birini bulurum. " derdi. Güzeldi. Çok güzel. Ruhu güzeldi. Her şeyi gibi.

Ben Deniz: Hiç Kimse.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin