Bir Kişi Daha

70 7 0
                                    

   Bölüm Şarkısı:
    Tuğkan- Geber.   ( Kesinlikle dinleyin.)
 
   Not: Şarkıyı dinlediğim sırada yorumlarda şarkının keşfedilmesinin istenmediğini gördüm. Ancak bence şarkı harika ve hakettiği ilgiyi görmeli. Umarım bir faydam dokunur.
     
          İyi okumalar...
.........................................................................................................................................................

       Gözlerimi zorlanarak açtım. Açık olan penceremden içeri sızan ışıktan rahatsız olmuştum. Üzerimdeki örtüyü ayağımla iterek üzerimden attım ve bir süre yatağımın köşesinde oturup halımı seyrettim. Pencereyi kapattım ve çıplak ayaklarımla soğuk zeminde yürümeye başladım. Saatin kaç olduğuna bakmadım. Takvimimden bir sayfa koparmadım. Günlük gazetemi posta kutumdan çıkarmadım. Penceremden dışarıyı seyretmedim. Sadece yavaş adımlarla mutfağa gittim. Buzdolabını açıp bir süre seyrettim. Buzdolabı kapağını uzun süre açık bıraktığımdan dolayı ötmeye başladığında bir şişe süt alıp kapağı kapattım. Masanın üstünde duran açık mısır gevreği kutusunu kaseye boşalttım ve biraz süt ekledikten sonra yavaş hareketlerle yemeye başladım. Süt soğuk olduğundan boğazımı hafif acıtmıştı ama umursamadan yemeye devam ettim.

     Kahvaltım bittiğinde kaseyi masanın üzerinde bırakıp tekrar odama yöneldiğim sırada kapının rahatsız edici zilini duydum.  Açmamayı düşündüm ve odama yürümeye devam ettim ancak bu sefer kapıdaki kişi ısrarcı bir şekilde duymaktan haz etmediğim kapıyı tekrar çaldı. " Açayım da kurtulayım ." düşüncesiyle kapıyı , ardında kim olduğunu kontrol etmeden açtım.

     Ece burnumu sızlatan parfümü , abartılı elbisesi ve ağır makyajıyla memnuniyetsizce beni süzdü. Kapıyı yüzüne kapatmayı düşündüğüm sırada yapmacık gülümsemesini yüzüne yerleştirip :
   
    - Ayyy ! Canım nasılsın? dedi. Sesi aşırı tizdi ve onunla konuşmak istemiyordum. Kapıya dayadığım  kolumu iterek içeriye daldı. Yüzünü kırıştırıp  salonuma baktı.

   - Bu ne sadelik ayol? Sen hiç takip etmez misin dekorasyon dergilerini? Bu ne demode bir koltuk böyle.

    - Takip etmiyorum ben " Dekorasyon Dergilerini " .

   - O zaman iyi ki gelmişim şekerim. Biraz uzun sürer ama ben bu evi adam ederim. Ne kadar harikayım!

   - Bunun için mi geldin? Benim reddettiğim yaşamı tekrar hatırlatmak için mi?

   - Sende ayrı bir tipsin yani Yarın. Yaptığın iş değil. Tek başına yaşaman... Hem evinde maşallah kocaman .

   - Ben anladım seni. Yine akıl hocalığı yapmaya geldin." Evine geri dön, ailen seni çok özlemiş."Yok sağol. Ben böyle iyiyim.

   - Ben senin kaç yıllık arkadaşınım yani Yarın. Neden şimdi böyle yapıyorsun?

   - Kaç yıllık arkadaşımsın?

   - Efendim? dedi. Afallamış bir şekilde. Aslında bu halini sürdürmesi için bir süre onunla dalga geçmek istedim ama sonra vazgeçtim ve sorumu tekrarladım:

   - Kaç yıllık arkadaşımsın?

Eliyle sayarmış gibi hareketler yapıp:

   - 10? dedi.

   - Hah işte o 10 yılın kaçında benim yanımda oldun?

   - Ne yapmaya çalışıyorsun?

   - Soruma cevap ver .

    - Ne bileyim canım. Ama lisedeyken hep birlikte gezerdik.

    - Bitti işte . Kapandı o defter. Ben evden ayrıldığımda bana destek verdin mi? Arayıp sordun mu? Ha Pardon. Sen o sırada yeni kıyafetler alıp benim evden ayrıldığımı  "ARKADAŞLARIMIZA" anlatıp , ben hiç yokmuşum gibi hayatına devam etmekle meşguldün. Tek derdin bozulan bordo ojen ve erken biten şarjınken ben aklının ucundan bile geçmedim. Şimdiyse gelmiş akıl veriyorsun. Eminim buna da seni annem zorlamıştır. Benim miladım , kendi ayaklarım üzerinde durmaya başlamamdan sonraydı. Senin topuklu ayakkabıyla gezdiğin zamanlar değil. Benim miladımdan sonra sen yoksun. 

       - Sana iyilik de yaramıyor! Arkadaşımı merak ettim bir ziyaretine geleyim dedim , onu da burnumdan getirdin.

      - Sen buraya sadece vicdanını rahatlatmaya geldin. Bencilsin. Kaçtığım yerde herkesin olduğu gibi. Gurursuz ve korkaksın. Benim gibiler sana garip gelebilir ama ben, bir şeylerin yanlış olduğunu anlayabilecek kadar zeki ve o dünyadan sıyrılmayı göze alacak kadar cesurum. Şimdi, çık git evimden.

     - Bu ne görgüsüzlük? Kal desen de kalmam zaten burada !

     - Git demesem kalacaktın ama...

     Yüzü kızardı ve her şeyi gibi yapmacık olan sinirini de alıp dışarı çıktı. Kapıyı ardından sertçe kapattı. Birinden daha kurtulmuştum sonunda. Eski hayatımdan birini daha unutturmuştum kendime. Hissediyordum. Yaklaşıyordum özgürlüğe. Sıyrılıyordum bencillikten. Arınıyordu ruhum günahkar ellerin dokuduğu bu bedenden. Bencillikle evrilmiş , yalanlarla kıvrılmış, günahlarla kararmış bu beyin , özgürlükle yeniden bedenime dönmüştü.

    İyi gidiyordu her şey. Aklımın bir köşesi " O" diye sayıklayana kadar...

    Odama geri döndüm ve kıyafetlerimin arasında kalmış bilgisayarımı çıkardım. Bir şeyler yapmalıyım. Parmakların istemsizce klavyede gezinip geriye ittiğim düşüncelerimi yazıyordu:

  
                              Sensizim yine bu gece
                              Sessizliğin arifesinde
                              Yine benzetemeyeceğim gözlerini
                              Uçsuz bucaksız denizlere

                                          
                              Sen bilmezsin sensizliğin
                              Ne demek olduğunu
                              Dalgalar paylaşır benimle
                              Bir ağustos gecesi yokluğunu

                                    
                              Gel demeye varmıyor dilim
                              Eğer mutluysan gel diyemeyeceğim
                              Şayet geri döneceksen
                              Bıraktığın yerdeyim.

     Yazdığım satırlara bir ad bulmalıydım. Bulmadım. Satırlarımda kalbim gibi sahipsizdi.
    

...............:)(:..............:():.................................................................................

     Umarım hoşuna gitmiştir yoldaşım. Bu yolda seninle beraberiz. Sen ve beniz bu kitabın yazarları. Ben senin içinde seslendiremediğin o sesim.

   Her ne zamandaysanız,

İyi bişi bişiler...

Ben Deniz: Hiç Kimse.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin