Bu kısa bölümde geçen hikayeyi kırılmış ruhuma ithaf ediyorum. Bu sefer gerçekleri yazacağım. Gerçekten gerçekleşmişleri. Wattpad benim için yazdıklarımın yani düşüncelerimin insanlara ulaştığı ve kırılmış ruhların can bulmasını istediğim bir yer. Bu sefer ruhum atlayacak bir uçurumdan . Aşağıda bir deniz yok. Bir zemin yok. Düşüyor ruhum boşluğa.
...........................................................................................................
Sarı renkli eski sokak lambalarının aydınlattığı boş sokakta yürüyorum. Sağımda bir tekel büfe var. Giriyorum. Bir soda açtırıp büfe sahibinin yanına bir tabure çekiyorum. " Anlat ." diyor . " Neyi abi ? " diyorum. " Anlat işte ." diyor. " Biri var . " diyorum. Gerisini söylemeye varmıyor dilim. Ama sanki konuşursam biraz rahatlarmışım gibi hissediyorum. Başlıyorum anlatmaya. "Ama olmaz yani. Olmaz bizden. Doğru düzgün adam mıyım lan ben zaten. Hayat ne sıkıntısı varsa kusmuş üstüme. Kirlenmişim. Şimdi bir sarılsam o da kirlenir biliyorum. Ama abi bir umut var içimde. O umudun da verdiği ızdırabı sikeyim. Boynuma geçirdim o umudu. Bırakırsam umut etmeyi acımda boğulacağım , akan günahlarımın tuzlu tadı yakacak boğazımı. Ne bok yerim bilmiyorum be abi. " Adam gülümsüyor. Hani şu ' bende biliyorum evladım , bizde o yollardan geçtik 'gülümsemesi. " Konuştun mu ? " diyor. "Anlamadım? " diyorum. "Kız biliyor mu onu sevdiğini? "Bu sefer dolaptan bir rakı alıp masanın üstündeki plastik bardaklara doldurduruyorum.Bir yudum alıyorum. "Ne bilecek be abi. Belli ettiysem biraz belki. Konuşamadım abi. Dedim ya zaten olmaz diye. Arkadaşımın eski sevgilisi . Çocuk da hala seviyor bunu. Yapamam abi. Nasıl derim . " Adam bardağın dibindeki rakıyı bir yudumda içiyor ve dönüyor. " Lan orospu çocuğu. Bir kere de kendin için bir şey yap o zaman. Arkadaşının eskisiymiş. Lan o arkadaşının seni anlaması lazım asıl. " Sinirleniyorum. Rakıyı devirip bağırmaya başlıyorum. " Lan o kadar kolay mı sanki? Her seven kavuşur mu sanıyorsun sen bok herif. Orda oturmuş bilmiş bilmiş konuşuyorsun. Ne var ulan. Seviyorum. İt gibi seviyorum. Ama bu da kalp be ağabey. Söyleyemem . Onun kalbi benim için atmıyor belki. " Adam iki bira açıyor. Birini uzattıyor " Bak abim. Söylememişsin. Belki o da seni seviyor. Söylemeden bilemezsin. "
Hızla çıkıyorum dükkandan. Evine yürüyorum. Kapısını çalıyorum. Uykulu uykulu açıyor. " Ne oldu kanka ? " diyor. Bir şey diyemiyorum. Öylece dikiliyorum kapıda. Doğru zaman değil diyorum kendi kendime. " Sen ne zaman geldin İstanbul ' a . Haber verseydin. Geç lan bende kal bugün . Sıkılıyordum evde. " diyor. İçeri geçiyorum. Her yer düzenli. " Aç mısın ? Gel makarna yapayım. " diyor. " Yedim ben ." diyorum. " Olsun ben yapayım bir daha ye." diyor. İşimi zorlaştırıyor güzelim. " Aç değilim. " diyorum. Anlamamışçasına yüzüme bakıyor. " N'oldu olum . Kız meselesi mi? " Hemen anlıyor sıkıntımı. Zoraki bir gülümseme yerleştiriyorum yüzüme. " Evet kanka. Kız meselesi. " diyorum. Karşıma oturuyor. " Anlat hadi kız güzeldir inşallah ." " Güzel . Çok güzel. " Bilmiyor kendisinden bahsettiğimi. Onu ona anlatıyorum. " Kız güzel de eski sevgilisi kankam. Şimdi bize yakışmaz arkadaşım eskisine yürümek. Olmayız yani biz. " Yüzü düşüyor. Sonra tekrar neşelenip bakıyor. " Unut lan o zaman. Götü büyük bir kızın tekidir. Boşver . Gel yemek yiyelim biz." Gülümsüyorum. İyi geliyor ona ondan bahsetmek.
Mutfağa sürüklüyor. Becerikli aslında. Tarifi yazan her şeyi yapar. Tam annemin istediği gibi bir kız diye düşünmeden edemiyorum. Önüme bir tabak soslu makarna koyuyor. Yiyorum. " Kusura bakma kanka bugün bu var . " diyor. Oysa önemli olan o ama bilmiyor. " Ellerine sağlık çok güzel olmuş." diyorum. Yanağına makarna sosu bulaşmış. Koca bir çatal makarnayı o küçük ağzına atıyor. Ağzı hala doluyken , " Hadi lan yarış yapalım. Kazanan kaybedenin bacaklarına ağda yapar. " " O nereden çıktı kızım? " diyorum. Dudağını büzüyor. " Tamam tamam! Ama daha zor bir şey yapalım. Acılı çiğ köfte gibi ." diyorum. " Siparişi veriyorum. " diyip koridorda koşuyor. Elinde telefonu ile geri dönüyor. " Lan alev sıçıcaz ha. Sonra kendimi denize verip efil efil yelleneceğim. Kabataş Lisesi 'nde katliam diye haberlere çıkacağım. " " Bir şey olmaz ." diyorum.
1 Saat Sonra
" Lan bok vardı sanki o kadar yedik. Götüm yanıyor. Kıymetlim elden gidiyor. Karnım ağrıyor . " diye bağırıyor odasından. " Gel ovalayayım karnını. " diyorum. " Sağol be kanka iyi olur ." diyor. Odasına giriyorum. Yatağın kenarına oturup karnını ovalıyorum. " Cezayı ne yapacağız ? " " Gül gibi kıllarıma kıyma lütfen ." diyorum. " Peki kanka . " diyor. Kalkıyor. " Hadi film izleyelim." Yine durmuyor yerinde. Bense her seferinde mağdur kişi ama kalbimi attırdığı için bir o kadar da müteşekkir oluyorum.
............................................
Tamamlanmamış bir bölüm oldu. Ama bekleyemedim. Sizi seviyorum. Yorum yapmayı ve bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın.
İyi bişi bişiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Deniz: Hiç Kimse.
Chick-LitBu öyle hep mutlu sonla biten aşk hikayelerinden değil ,çünkü sadece gerçekleri yazıyorum. Ama maalesef ki gerçekler camdan bir ayakkabıyı deneten bir prensten değil , prensesi aşağılayan krallardan oluşuyor ve bu acıtıyor. Hem de tahmin edilemeyece...