2.bölüm

2.5K 205 19
                                    

Yasmi annesine yalvarıyordu bu cehennem azabından kurtulmak için.
Annesi evlendiği günden beri hayatları zindana dönmüştü.
Genç kız kendinden çok onları düşünüyordu.
Çaresiz kalıyordu annesinin bu korkak ürkek hali onun elini kolunu bağlıyordu.
Kadın dediğin güçlü olmalıydı annelik duyguları çocuklarına kalkan olmalıydı.

"Yasmi kızım elimden birşey gelmiyor  böyle yapınca canımı yakıyorsun.
Sizi düşünüyorum güzel kızım size zarar vermesinden korkuyorum."

"Anne neyin zararı kocan beni para karşılığı satmaya çalıştı ve bunu eninde sonunda yapacak neyin zararından söz ediyorsun.
Yeter artık ben bu kadarını kaldıramam. Kardeşimin benim büyümesini istemiyorum. Yalvarırım sana yeni bir hayat kuralım. Sen istersen herşey olur biliyorsun bunu."

Yasmi dizlerinin üstüne çöküp yalvardı annesine.
Hıçkıra, hıçkıra ağlamaktan artık nefes alamıyordu.
Annesinin bu kadar korkak oluşu onu deli ediyordu.
Öfkeyle kalkıp odasına gitti.
Bir süre sakinleşmek için kıbleye doğru dönüp dua etti.
Yasmi inançlarına  tam bağlı bir kızdı.
Bir müminin kurtuluş yolunun dua olduğunu iyi biliyordu. Allah dan başka sığınacak kimsesi yoktu.

Bir süre sonra sakinleşince gidip abdest alıp gelip yatsı namazını kılıp kuran okumaya başladı.
İçi huzur doluyordu.
Sadece kuran okurken huzur buluyordu.
Ve bu yaşadıklarının onun için bir imtihan olduğunu çok iyi biliyordu.
Korkuyordu genç kız.
Allah korkusu olmayan insanların eline düşmekten Korkuyordu.
Çünkü o yalnız Allah tan, ve Allah tan korkmayan zalim kullarından Korkuyordu.

Bir saat kadar kuran okuyup yatağına geçip.
Henüz okumaya yeni başladığı kitabını araladı.
Sertçe  kapı açıldı Yasmi yerinden sıçradı.
Yine o geldi diyerek içinden söylendi.

"Allah'ım bu adam neden bu kadar zalim.
Ne olur onu hidayet et.
Kurtar bizi onun cehennem'inden
Yardımına  muhtacım Rabbim rahmetini ve merhameti bizden esirgeme."

Yasmi dua ediyordu.
Yine annesini dövmesinden korkuyor ve kulak veriyordu içeride ki seslere.

"Nerde o kızın? söyle ona hazır olsun yakında burdan gidecek ben anlaştım  zengin bir aile çok yüksek miktarda para verdi Yasmi artık onların."

"Yapma bey kurbanın olam kızım satılık eşya değil ne istiyorsun yetimimden.
Ne zararı var sana yarın öbür gün  bir kısmeti çıkar evlenir gider."

"Ehh kes sesini be aptal kadın istemiyorum senin kızlarını istemiyorum bu evde olmalarını.
Ben ne diyorsam o yoksa seni de kızlarını da yaşatmam!"

"Yapma Arif efendi yapma kulun kölen olayım dokunma kızlarıma. Ne zararları var sana."

"Ehh senin dilin çok uzamış sözümün üstüne söz söyler olmuşsun.
Bana mı sordun doğururken. Benim kızlarım değil onlar. Çocuk isteseydim yapardım zaten.
Sakın bir yanlış yapmaya kalkmayın cezası ağır olur sizin için."

Yasmi  deli gibi odada volta atıyordu içeri gidip birşey söylerse annesini ve onları dövecekti.
Kendi için değil annesi ve kardeşi için sabır gösteriyordu.
Sadece Allah'a sığınıyordu ondan merhamet diliyordu onlara onca kötülüğü  yapan bu adama beddua bile edemiyor ıslah olması için dua ediyordu.

Sesler kesilince biraz sakinleşip uyudu.
Sabah erken işe gidecekti.
Bir hotelin  danışmanlığını yapıyordu.
Çok zor gelmişti bu günlere.
O yüzden hep bir sakinlik vardı onda diğer kızlar gibi gülüp gününü, gün edemiyordu.
Eksikti bir yanı.
Ve dini zaten bunu emrediyordu.
Gerektiği kadar konuşmak.
Fazla konuşmak boş konuşmak gibiydi onun için.

Hergün burada sayısız insan görüyordu. Ve nedense diğer kızlar gibi gelen zengin yakışıklı beylere ayılıp bayılmıyordu.
Hıç ilgisini çekmedi.
Ne para ne erkekler onun ilgi alanına girmiyordu.

Mesai saati bitimine yakın bir genç delikanlı geldi danışmanlığa.
Oldukça ukala ve zengindi.

"Merhaba bayan siz buralı mısınız acaba?"

"Pardon anlamadım buralı derken?"

"Yani dünyalı senin gibi  kızların bu tip yerlerde çalışması hiç doğru değil."

"Ben doğru yerdeyim buyrun ne istemiştiniz?"

"Senin gibi görüntü kirliliği yapan birinin benimle ilgilenmesini istemiyorum. Lütfen bana başka bir personel yardımcı olsun."

"Senin görüntü kirliliği dediğin şey benim gururum benim türbanıma dil uzatmak senin ne hattine. Lütfen önümde durup kirlilik yapmayın. Zira burada senin düşüncelerinden daha kirli birşey göremiyorum."

Genç adam şaşkınaca Yasmi'ye baktı

"Sen bir müşteriye nasıl dayanıyorsun Yasmi kendine gel."

"Müşteri öyle mi? bana görüntü kirliliği diyen bu adam müşteri öyle mi Kimse ama kimse benim inancıma türbanıma hakaret edemez!
Burda tek kirlilik bu adamın düşünceleri."

Yasmi çantasını koluna atıp öfkeyle çıkıp gitti.
Hayatta en önem verdiği şeye inancına laf edilmişti.
Ve o bunu ne pahasına olursa olsun asla kabul etmezdi.

Yol boyu düşündü durdu eve gitmek istemiyordu lakin annesinin başına gelecekleri düşünüp tekrardan istemsizce yönünü eve çevirdi.

Yasmi saatine baktığında akşam namazına çok az bir vakit olduğunu gördü.
Ve evlerine yakın olan camiye girip abdest alıp ezanın okunması için bekledi.
Beklerken boş durmamak için.
Ellerini açıp dua etmeye başladı..

"Rabbim şüphesiz ki senden başka ilah yoktur.
Sen bizi merhametine ve rahmetine mazhar eyle.
Kimseyi babasız bırakma.
Üvey babama da rahmetini tatdır kalbine merhametini yerleştir.
Bizi onun kötü düşüncelerinden koru
Yardım et Rabbim bize yol göster..
Amin.

Ve sonunda ezanda okundu Yasmi ezan bitene dek hiç hareketsiz dinledi.
Ezan bitince namazını kılıp.
Camiden ayrılıp eve doğru yol aldı..

Son HıçkırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin