Pijamalarımı giymiş yatmaya hazırlanırken mesaj sesini duydum.Bilinmeyen numara:
En azından bir teşekkür bekliyordum.Pekala ne saçmalıyor bu?
Bilinmeyen numara:
Yoksa hediyeni beğenmedin mi?Ne hediyesinden bahsediyor bu?
Pekala mesaj atıyorum.Clara:
Ne hediyesinden bahsediyorsun Tanrı aşkına? Bana mesaj atmayı bırak artık!Bilinmeyen numara:
Sakın bana masanın üzerindeki kutuyu görmediğini söyleme.Mesajı okuduktan sonra masama yaklaştım ve üzerindeki kutuyu fark ettim. Telefonu masanın üzerine bırakıp kutuyu açtım.
İçinde bir çerçeve vardı ve çerçevenin içinde ise habersiz çekilmiş bir fotoğrafım vardı.
Hemen telefonumu elime aldım.
Clara:
Ne demek oluyor bu? Amacın ne?Bilinmeyen numara:
Sakin ol güzelim. Fotoğraf çok güzeldi ve senin de görmeni istedim.Clara:
Bir daha bana güzelim deme! Kimsin? Ne istiyorsun? Evime neden girdin?Bilinmeyen numara:
Hey sakin ol. Öncelikle sana güzelim demeye devam edeceğim çünkü sen benim güzelimsin. İkincisi kim olduğumu çok yakında öğreneceksin. Üçüncüsü evine kutuyu bırakmak için girdim. Ve son olarak ne istediğime gelirsek...Bilinmeyen numara:
Aşkını istiyorum Clara.
Ne yazacağımı bilemez bir şekilde telefona bakarken bir mesaj daha geldi.Bilinmeyen numara:
Bir şey söylemek zorunda değilsin geç oldu güzelim uyu artık. İyi geceler.
Her ne kadar onun görmeyeceğini bilsemde yavaşça başımı salladım ve yatağıma yatacakken perdenin açık olduğunu fark ettim.Pencereye ilerledimde Justin'in yatağında oturmuş odama baktığını gördüm yavaşça gülümsedi ve bana el salladı bende ona gülümsedim ve perdeyi kapatım.
Justin ile benim odamın penceresi birbirine bakıyordu. Biliyorum çok şanslıyım.
Daha sonra yatağıma girip uyudum.
Sabah uyanıp banyoda işlerimi hallettikten sonra tekrar odama dönüp üstüme bir siyah pantolon ve gri renk bir tişört giydim çantamı da aldıktan sonra mutfağa indim. Bir an gördüğüm manzara karşısında kalakaldım ama bozuntuya vermeden kahvaltı yapan anne ve babamın yanına ilerledim.
"Günaydın tatlım" dedi annem.
"Günaydın anne, günaydın baba."
"Günaydın kızım."
"Saat kaçta geldiniz? hiç duymadım."
"Gece iki gibi geldik tatlım ve bu gün ve yarın şirkete gitmeyeceğiz." dedi babam.
"Bu sıralar seni fazla yalnız bıraktığımızı fark ettik ve sana zaman ayırmak istedik."
Büyük bir gülümsemeyle anneme döndüm.
"Çok sevinirim sizi çok özledim."
"Bizde seni çok özledik bir tanem." dedi annem ve bana sarıldı.
Daha sonra kahvaltımıza devam ettik. Karnım doyunca masadan kalktım annem ve babam iyi dersler diledikten sonra evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little Butterfly
Teen Fictionİki çocukluk arkadaşı. Yalnız bir genç kız. Aşık bir genç adam. Bilinmeyen bir numara.