0.6

24 4 0
                                    

            

Çıkış zili çaldıktan sonra önümde ki kitap, defter ve kalemleri toplayıp sınıftan çıkmıştım. Aklım hala Justin ile olan konuşmamızdaydı. Bana kelebek demişti. Eskiden beni bir şeye ikna etmek istediği zaman kullanırdı bu lakabı.

Düşüncelerimden uzaklaşmaya  çalışarak dolabıma gittim ve sonraki ders için hazırlandım.

Bütün dersler bitip son zil çaldığında hızla sıramdan kalktım arkadaşlarım ile vedalaşıp kulaklıklarımı takarak koşar adımlarla eve yürümeye başladım. Anne ve babamı günlerdir görmüyordum ve çok özlemiştim. Bir ay öncesine kadar normal bir hayatımız vardı fakat sonradan eve iki günde bir gelmeye başladılar. Şirkette çok yoğun olduklarını tahmin edebiliyordum ve açıkçası bu yoğunluğun ne ile alakalı olduğuna dair bir fikrim yoktu ama tek isteğim bu çabalarının karşılığını alabilmeleriydi.

Evimizin bulunduğu sokağa girdiğimde biraz daha hızlandım, evde ailemin olduğunu bilmenin rahatlığıyla zile bastım. Kısa bir süre sonra kapı açıldı ve annem üzerinde mutfak önlüğü ile görüş alanıma girdi, bana kocaman gülümsedi "Hoş geldin bebeğim." Diyerek sarıldı.

"Hoş bulduk anneciğim" dedim ve içeri girip çantamı kapının önüne bıraktım.

Annemle beraber mutfağa yöneldik, kapıdan girdiğimde babamı salata yaparken gördüm. "Hoş geldin prensesim günün nasıldı?" Dedi babam.

"Güzel bir gündü her zaman ki gibi işte siz ne yaptınız?"

Annem "Ben temizlik yaptım babanda camış gibi televizyonun karşısında oturdu kızım ne olacak." Dedi .

Ben de o sırada ellerimi yıkayıp sofraya yardım etmeye başlamıştım.

Masa hazır olup herkes yerine geçtikten sonra garip bir sessizlik oluştu. Annem ve babam birbirlerine kaş göz işareti yapıp duruyordu. Yavaşça çatalımı masaya bıraktım ve gözlerimi ikisinin arasında dolaştırarak sordum "Neler oluyor?"

Kısa bir süre bana baktıktan sonra babam konuşmaya başladı.

"Clara, son birkaç haftadır işlerimiz çok yoğun biliyorsun."

"Evet baba?"

Babam derin bir nefes aldı ve sözlerine devam etti. "Şirketin Ottawa'da açılacak şubesi için uzun zamandır çalışıyoruz ve şubeye müdür olarak ben atandım, annen ise benim yardımcım olacak."

Ben anlamsız bakışlarla babama bakarken sözü annem devraldı. "Yani tatlım bu demek oluyor ki Ottawa'ya taşınıyoruz."

Annemin sözlerinden sonra hiçbir tepki veremedim öylece suratlarına baktım içimden ne kadara bağırıp küfür ediyor olsam da bunu dışa yansıtamazdım bunun için çok çalışmışlardı ama bende doğduğum büyüdüğüm bu şehirden ayrılmaya hazır değildim. Justin ne olcaktı? Peki ya Emma? Skyler? David?

Her ne kadar Toronto ve Ottawa arası yaklaşık 450km yani 4 buçuk saat olsa da hiçbir şey aynı olmayacaktı.

Annem ve babam benden bir tepki bekliyorlardı farkındaydım ama benim tek yaptığım ifadesiz bir şekilde onlara bakmaktı.

My Little ButterflyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin