Bana bakıyor sakin sakin. Birden ayağa kaktı yanıma geliyor. Elini masanın üstüne koydu gözlerini dikti gözlerime. Sanırım öleceğim. Ya heyecandan öleceğim ya da bu adam beni öldürecek.
- Hiç bir yere gitmiyorsunuz.
- Pardon ? Siz kim olarak söylüyorsunuz bunu ?
- Patronunuz olarak.
- İşe başlamadan istifa ediyorum. Hiç bir nedenle tutamazsınız beni burada !
- İşe alınma anlaşmasını unutmayınız Hazal hanım. Bu geçerli hatta zorunlu bir neden.
Al işte kal geldi. Kaldım öyle kımıldayamıyorum. Diyecek laf bulamıyorum. Bulamıyorum çünkü bu işe ben başvurmadım. Bu yüzden anlaşma falan ne bilmiyorum. Adama ne dicem ben şimdi. Ne anlaşması diyemem. Desem sorumsuz olduğumu düşünecekler. Esinle konuşmam lazım acilen. Ne uydursam da burdan çıksam.
- Benim midem çok bulandı kurabiyelerden olsa gerek hemen bir lavaboya kadar gidip geleyim.
Kapıdan çıktığım gibi telefonu bulup Baş Belamı arıyorum.
- Tatlım bana anlatmadığın bir durum olabilir mi işle ilgili ?
- Ay valla tek niyetim iyi bir iş sahibi olman yoksa ben neden 6 ay çalışma zorunluluğu olan bir iş anlaşmasını senin adına kabul edeyim ki ?
- Neeeee !
Sanırım sesimden tüm şirket inledi.
-Hazal'cım sakin olur musun?
-Olamam baş belası hiç de sakin olamam. Ben az önce tüm coolluğumla istifa ettim. Ve yakışıklı patronum bana anlaşman var dedi. Ben naptım. Naptım değil napabildim. Hiç bir şey öylece kalktığım gibi oturdum.
-Ay patronun yakışıklı mı o kadar ?
- Ben o kadar laf ettim tek dikkat ettiğin bu mu ? Madem böyle bir şey var neden söylemiyorsun? Ona göre artistlik yapmazdım adama.
- Söyleseydim beni çiğ çiğ yerdin de ondan. Sana bir bardak su getirtmek için ne kadar dil döküyorum. Hayatında ilk defa işe gitmeye ikna olmuşsun ben sana sözleşme var desem sen o şirkete beni gömerdin. Neyse ne artık bir işin var. Yakışıklı bir patron. Bir de kafa kanka buldun mu mis gibi. Daha ne istiyorsun?
- Tamam hemen geliyorum. Esin benim gitmem lazım. Evde hesaplaşıcaz. Hadi bay.
Adam kapıya sekreter göndermiş. Emir Bey sizi toplantı salonuna bekliyor diyor. Belki lavaboda işim uzun sürdü. Ne düşüncesizlik. Tıpış tıpış gittim odaya. Oturdum yerime.
- Var mı bir sorun Hazal hanım?
- Iı hayır hayır yok.
- O zaman Hazal hanım burda herkes sizin yeni stajyerimiz olduğunu biliyor herkes sizi tanıyor. Siz de yavaş yavaş bizleri tanırsınız. İsimlerimizi doğru şekilde öğrenirsiniz. Sormak istediğiniz önemli bir şey yoksa toplantıya başlayabiliriz.
Var valla var sorum gayet önemli. Siz beni nasıl tanıyorsunuz. Ben orayı anlamadım da tekrar detaylı açık bir dille anlatırsan. Mümkünse Emircim ? Hayır nasıl tanırlar. Nasıl oluyor bu. Beynim durdu sanırım. Esin beni benden habersiz getirdi tanıttı mı naptı. Ben uyurken falan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü Mavisi Kadar
HumorBir kız düşün doğal, içten, samimi, sakar, komik. Tıpkı sen gibi. Tıpkı ben gibi. Tıpkı hepimiz gibi. Bu hikaye senin, benim, bizim hikayemiz. Hepimizin içinden geçenlerin dışarı yansıması. Ve bu hikaye gökyüzü mavisi kadar samimi.