Ritanın bahsettiği kişi ben olabilir miydim? Fakat o gün beni kimse görmemişti.Tabii Aaron dışında!
"O gün kimin yangın alarmını çalıştırdığını biliyorum.Kendisini hemen şimdi göstermezse cezası dahada ağır olacak." dedi,odada dolaşarak.
Korkudan yere bakıyordum.Ritayla göz temasından uzaklaşmaya çalışıyordum.Böyle durumlarda kendimi hemen belli ederim.Odada sadece Ritanın ayakkabısının tıkırtı sesleri çıkıyordu.
"Son kez soruyorum,kim yaptı?!" Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra önümde durdu.Bakışlarından beni bildiği açıkca ortadaydı.
"Sen bilirsin Melanie.Bu sana pahalıya patlayacak." dedi ve elindeki jopunu bacaklarıma vurmaya başladı. O sırada gözlerimi kapadım. İçimden eski hayatımda en çok dinlediğim şarkıyı 'Hazel English-I'm Fine' şarkısını söylemeye başladım. Sanki acıyı hissetmiyordum. Asıl kalbimi acıtan şey Aaronun bana ihanet etmesiydi. Ondan hoşlanmıştım. Eli elime değmemişti fakat çoktan kalbime dokunmuştu bile.Onun yanında sanki çocukluğumu tekrar yaşıyor gibiydim.Uçurtma uçurduğum ve 1 kutu çikolatalı dondurmayı tek başıma yediğim masum yıllarım gibi..
Bir kaç dakika daha vurduktan sonra kollarımdan tutup beni dışarıya çıkardılar.Kafama bir çuval geçirip arabaya bindirdiler.Yarım saatlik bir yolculuk sonrasında aşağıya indirip bir yere girdik.Beni sandalyeye oturtup ellerimi arkadan bağladılar.Kafamdaki çuvalı çıkardıklarında boş bir depo gibi bir yerdeydik.Silahlı adamlar ve başkan Harrison vardı.
"Sana nazik davranmalarını söylemiştim fakat beni pek dinlememişler.Biliyor musun aslında umrumda değil." dedi alaycı bir şekilde.Ayağa kalkıp bir içki şişesi aldı.Bardağa doldurup bir kaç yudum aldı.
"Melanie,ailenle çok güzel anlaşmıştık neden bize sorun çıkartıp duruyorsun?"
"Ne anlaşması?"
"Waow.Bu beni şaşırttı işte.Demek sana söylemediler zavallım."
"Neden bahsediyorsunuz siz?Hiç bir şey bilmiyorum!"
"Bırak bu numaraları.Kimin için çalışıyorsun söyle bakalım.Onun sana verdiği paranın 2 katını veririm."
"Kimse için çalışmıyorum tamam mı? Askeri ordunuz falan umrumda değil.Bırakın gideyim."
"O zaman neden bunu yaptın?Hadi bu kez dürüst ol."
"Dürüstlüğün anlamını bilmeyenler benden bunu mu istiyor?"
Bu cümleyi söylememle suratıma bir yumruk yemiştim.
"Artık anlatmalısın.Bu senin yararına olur.Ben vurmaya devam edebilirim hiç sorun değil.Stres atmaya bire bir." dedi ve o uyuz sırıtışını yaptı.
"Canım öyle yapmak istedi ve öylede yaptım.Sıkıcı ve boş eğitiminize biraz aksiyon katmak istedim."
"Hayatına dram katmamı ister misini? Mesela küçük kardeşin Lisa. Onunla biraz eğlenebiliriz istersen?"
"Hayıırr !! Ellerim bağlı olmasaydı şu an yaşıyor olamazdın seni pislik! Ona asla karışma."
"Çocuklar,götürün onu buradan!"
O an hiç sinirlenmediğim kadar sinirlenmiştim.Aileme zarar verirse bununla nasıl yaşardım? Benden ne gizlemiş olurlarsa olsunlar onları korumam gerek.İki koluma girip sandalyeden kaldırdılar.Kapıya doğru ilerliyorduk.Arkamdan konuşmaya başladı.
"Melanie bunu yaptığın için pişman olacaksın."
Kafama çuval geçirip beni tekrar arabaya bindirdiler.Fakat arabanın yönü sanki başka bir yere gidiyordu.Emin olmak için gelirken yaptığım gibi içimden saymaya başladım.Bu kez daha çok saymıştım.Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım.Beni arabadan indirip bir binaya götürdüler.Bir kaç merdiven çıktıktan sonra kafamdakini çıkardılar.Yanımda iri bir adam vardı.
"Evine hoş geldin tatlım." dedi ve beni bir odaya itti.Beni hücreye koymuşlardı.Hücre kapkaranlık ve soğuktu.Yalnızdım.. Yalnızlığı çok seviyorum demiştim fakat yalnızlık anlayışı olarak bunu kastetmemiştim. O çok fazlasıyla güvendiğim Aaron yoktu yanımda.Artık anladım ki kendimden başka kimseye güvenmemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANDAN GELEN #wattys2017
Science FictionDüşünün. Sıradan bir hayat yaşıyorsunuz. Kimseden farklı değilsiniz. Eve gelip her insan gibi uykuya dalıyorsunuz. Asıl farklılığınızın bir uykuyla değiştiğini söylesem ne düşünürdünüz? Ben Melanie. Ve bu beni farklı yapan hikayem.. Bir gün yazdıkla...