Öncelikle hi!! :D Geç geldi.Çünkü 2 yazardan diğeri yani esmer olan kız İstanbul'a gittiği için ve biz her seferinde buluşup yb yazdığımız için geç geldi.-_- Soorry.^^
Adımızı bilmeseniz bile yazarlardan birine esmer güzeli diğerine de atarlı kız diyebilirsiniz asdfgh
Multimedya bu bölümkü küvet sahnesinden dolayı.Dış bağlantıda da Can Sarıoğlu var.^^
Şarkıyla okumanızı tavsiye ederiiiiiz.:*
Esmer güzeli&Atarlı kız
*********************************
Artık uyumuyorum ben, arada dalıyorum sadece... Hep sen geliyorsun o anlarda, adı rüya olan cennetime. // Sabah Uykum
“Piç kurusu!Sen benim sevgilime nasıl duş aldırmaya kalkışırsın?!”
“Sakin ol.Su hasta daha öncede benim yanımda olmuştu.Ne yapılacağını biliyorum.Sende odada olmayınca bende yapılması gereken şeyi yapıp duş aldıracaktım.”dedi.
Abi ben bu çocuğu öldürürüm ya.
“Ne yapılması gerek çabuk söyle!”
“Duş alması gerek.Sonrada onun her zaman çantasında bulundurduğu ilaçları ver.Şu anda baygın ayılınca verirsin.”dedi.
“Tamam şimdi çık odadan!”dedim ve onu odadan kovdum. O gittikten sonra Su’yun yanına gittim.Hemen küveti doldurdum.Sonra Su’yun üzerindekileri çıkardım ve küvete koydum.Sonra kendi kıyafetlerimi çıkardım ve Su’yun arkasına oturdum.Sıkıca sarıldım.Sonra ondan ayrılıp saçlarını yıkamaya başladım.Yavaş yavaş kendine geldi ve:
“Çağatay”dedi fısıltıyla.
“Efendim bebeğim.”
“Bana ne oldu?”
“Fenalaştın birtanem.Geçti ama iyisin dimi?”
"Evet aşkım iyiyim.”
“Biz yoksa” dedi Su ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
“Şşş.Bebeğim sakin düşündüğün gibi bişey olmadın sakinleş.Arkadaşım dediğin piç sana duş aldıracaktı böyle iyileşiyormuşsun.Bende onun ağzının payını verip kovdum ve dediğini yapıp seni küvete soktum.”dedim.
“Ne!Can bana duş mu aldıracaktı?”
“Evet ama onu hemen kovdum.Merak etme.”
“Tamam canım.”dedi bana güveniyordu.Bu güzeldi.
Ellerimle sırtında daireler çizerken biraz kendine gelir gibi olmuştu.Onu karnından çekip daha da kendime yasladım.İlk önce biraz garipser gibi olsa da sonra rahatlayıp kafasını göğsüme yasladı.
"Şimdi nasılsın?" diye sordum saçlarıyla oynarken.
"Daha iyiyim," Biraz öksürüp lafına devam etti "Yani galiba."
Gülümsedi ve elleriyle kollarıma hayali çizgiler çizmeye başladı.
"Seni seviyorum.Biliyorsun,değil mi?" Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Biliyorum bebeğim." diye fısıldadım ve dudaklarına bir öpücük bıraktım.
*SU*
Dudaklarıma bıraktığı öpücükle içimdeki tarif edemediğim hisle beraber tekrar onu öptüm.
Bana karşılık vermesi pek uzun sürdüğünü söyleyemem.Beni belimden tutarak kendine doğru çekti ve biraz daha doğruldu.Dudakları boynumu bulduğunda içimdeki edepli kız-sürtük olan taraf bedenimi ele geçirdiği için- konuştu.Ne yapıyorsun Su?
Neden onu dinlemek zorunda hissediyordum ki? Ah,evet ilk defa sevgilim olan kişiyle bu kadar ileri gidiyordum.
Ama durmak istemiyordum.
O karşı konulmazdı.Kim ne derse desin o Çağatay Koper karşı konulmazdı.
Dudakları boynumu bulmadan önce vücudu suya giren ben olmuştum.
Dudakları boynuma doğru yol aldığında bir anda benden ayrıldı.
"Hadi çıkalım." dedi ve ilk önce kendi çıktı sonra da beni çıkardı.
Tövbest! Çağatay şuan çıplak!
"Ç-çağatay sen üstüne bir şeyler giysene."dedim gözlerimi kapatarak.Ellerimle de zorda olsa vücudumu kapattım.Yaşasıın! Edepli kız bedenimi tekrar ele geçirdi!
Çağatay kahkahalar atarak üstüne bir şeyler geçirdi.Bir şeyden kastım bornozdu aslında.
"A-aşkım g-gözlerini açsana.Aahahahahah." Kahkaha atmaktan zor konuşuyordu resmen.Hasta insana bu muhamele yapılır mı? Allah Allah.
Gözlerimi açıp bana uzattığı bornozu giyindim.
"Tamam hadi odaya geç giyin." dedim suratına bakmayarak.
Evet arkadaşlar kendimi dünyaya düşen ilk domates tanesi olarak adlandırıyorum.
Çağatay banyodan kahkahalar eşliğinde çıktı.Bir süre sonra giyindiğini söyledi.Bende odaya geçtim.Bir de ne göreyim. Çağatay'ın üzerinde tişört yok!
"Hani giyinmiştin sen?!" Sinirle kaslarına bakmamaya çalışarak gözlerine baktım.
"Hadi ama Su! Beni öperken hiçbir şey umurunda değil gibiydi?" Güldü.
Gözlerimi kocaman açarak ona baktım.Dalarım ama kıyamıyorum yani.Ama şuan konumuz bu değil.
"Yaa!"
"Tamam ya kızma.Gidiyorum ben." dedi tişörtünü giyerken.
"Nereye?" dedim siyah kot pantolonuna,giydiği beyaz tişörtüne ve bayıldığım hırkasına bakarken.
"Sen giyin gel.Bende lobideyim.Hem oda servisinden bir şeyler isteriz sonra.Olur mu?"
"Hıhı tamam.Hadi çık sen."
"Tamam gittim."dedi kapıdan çıkarken.Kapıyı kapatmadan bana bir öpücük attı.Gülerek üzerime dar kot pantolonumu,kırmızı polarımı ve Supergalarımı giydim.Saçlarımı iyice kurutup saldıktan sonra telefonum çaldı.Arayan Aslıydı.
*ÇAĞATAY*
Asansöre bindikten sonra Can'ı gördüm.
"Plan nasıl ilerliyor?" Can'ın sorduğu soruya karşı gülümsedim.
"Gerizekalı aşık oldu bana."Alayla güldüm.
Hayır yani siz ne sandınız ki?Ona gerçekten aşık olduğumu falan mı? Can ve Mücahit'in onun eski sevgilileri olduğunu biliyorum.Sizce ben bunları bilmeyecek kadar aptal mıyım? Can'ı odadan kovmam ve Can'ın Su'yu yıkamaya kalkışması da oyundu.Başından beri herşeyi biliyorum.Can ve Mücahit bir oyun oynamak istiyorlardı ve bende en başından gıcık olduğum kıza bir oyun oynamak için Can ve Mücahit ile anlaşma yaptım.Bilirsiniz hayalleri yıkmak her zaman acı verir.O mutlu olmak istiyor.Bende hayallerini yıkacağım.
"Güzeeeel.İşin en can alıcı kısmına geldik sevgili üvey kardeşim.Herşeyi öğrendiğini söyleyip ondan ayrılıp acı çekmesini sağlayacaksın.Eğer onun canı yanarsa dayanamayacak duruma gelir ve kendine zarar verir."Göz kırptı.
Evet Can Sarıoğlu benim üvey kardeşim.
Şaşırdınız değil mi?
Can bizim okula geldiğinde daha çok şaşıracaksınız.
"Tamam üvey kardeşim." dedim ve o klasik şeyi yaptık.Ellerimizi birbirine vurduk.Klasik 'çaklaşma' olayı.
Evet Su Özdemir,hayatını cehenneme çevirecek adamlara merhaba de!
Cehennemine hoş geldin küçük sürtük!