bu gevşek gevşek 3 yıl sonra atarsın bölümü artık diyen sevgili okuyucularıma gelsin sdfhgsdfjk
Ortaya çıktı ki Alfa ve Louis'nin hava alma anlayışları birbirinden çok farklıydı. Louis en son ne zaman hava almak için dışarı çıkıp bütün gece dönmediğini hatırlamıyordu. (Bunu muhtemelen hiç yapmamıştı.)Diğer taraftan Alfa bütün geceyi dışarıda geçirmişti.
Louis yatağında yattığı yerden gittikçe daha az siyah görünmeye başlamış gökyüzüne bakarken derin bir nefes aldı ama soluduğu hava ne kadar bol olursa olsun daha ciğerlerine inemeden sıkışıp kalıyor gibi hissediyordu. Acı çekmeden nefes almak ne zaman bu kadar zor olmuştu?
Duyduğu ilk andan beri yapmamak için kendine tembihlediğini o gece, bir defa daha yaptı ve Alfa'nın o an nerede olabileceğini düşündü. Bradford'da nereye gidecekti ki? Eşi olduğuna neredeyse emin olduğu birini görmek varken dağın başında, bir omega bile sayılmayan ve bir şekilde Alfa'nın eşi olduğuna dair şüphe bile duymadığı Louis'yle mi kalacaktı? Louis'nin ona tüm bu eş meselesinin kendi bildiği tarafını anlatmasına engel olan diğer bir sebep de buydu. Geri zekalı herif 24 yıllık hayatında tanıdığı tek erkek omeganın bir kere bile eşi olabileceğini düşünmemişti. Alfa'nın ona karşı bu kadar kayıtsız kalması Louis'yi çoğu zaman kendiyle çelişmeye itiyordu, adamın bu tavrı ruh eşleriyle ilgili bilinen her şeye tersti.
Louis o an göğsünde saçma bir sıkışma hissetti. Aklında bir kağıt kesiği kadar küçük ve görünmez ama aynı zamanda acı-tatlı can yakan bir şüphe belirmişti. Alfa'nın asıl eşi gerçekten bahsettiği omega ise ne olacaktı? Louis bu kadar zaman aslında hiçbir zaman onun olmamış birine kendini bu kadar kaptırmış olabilir miydi? Harry şu an neredeydi? Ya şehre inmiş, omegayla buluşmuştuysa? Elini hızla ağzına koydu çünkü hayır, fiziksel bir acısı olmamalıydı, oracıkta ölmüyordu, o zaman neden o acı dolu sesi çıkarmıştı?
Yatakta doğruldu ve etrafına baktı. Odası karanlıktı, etrafında yaşayan hiçbir şey yoktu ve o... O yaşıyor sayılır mıydı? Bir süredir yaşadığı şeyin bir hayat olmadığına emindi.
Elini saçlarının arasından geçirdi, gözlerini ufaladı ve boğazından yukarıya tırmanan anksiyeteyi soluduğu havayla geri itmeye çalıştı. Yapamıyordu, yalnızdı, doğru bildiğini sandığı hiçbir şey ona devam etmesi için ihtiyacı olan güveni vermiyordu ve o sadece çok üzgündü.
Kendisine ne olduğunu bilmiyordu, bunu ne omega olduğu ilan edilirken anlayabilmişti ne de Eunomia'yı kullandığı zaman. Geçen sefer, Alfa onun hayatına ilk girdiğinde onun başkasına ait olduğunu kabullenmek daha kolaydı çünkü Louis basitçe bir omeganın alfaya olan çekiminden fazlasını hissetmemişti ama şimdi, tüm o vizyonlara bu kadar zaman ev sahipliği etmişken, Alfa'nın başkasına ait olduğunu nasıl kabullenebilirdi? Alfa bunu yapabiliyordu ama, değil mi? O an yeni omegasıyla eşleniyor bile olabilirdi.
Yataktan kalktı ve çıplak ayaklarını döşemeye sürüdü. Bununla nasıl başa çıkabilirdi? Nasıl daha az güçsüz olabilirdi?
Odadan çıktı, her şey bu kadar cansızken o evde yalnız olmanın Louis'ye hissettirdikleri huzurdan çok uzaktı. Mutfağa girdi ve kendine bir bardak su doldurdu, midesindeki gittikçe artan bulantı içtiği suya karşı geliyordu. Öfkeyle, omega olmaktan neden nefret ettiğini bir defa daha hatırladı. Yalnız kaldım diye öleceğim neredeyse, diye düşündü gözlerini devirerek. O ise şu an yeni eşini yatağa bağlamış bile olabilir, piç-
Dışarıdan gelen gürültüyle sıçradı, şokla bardağı sertçe tezgaha vurmuştu. Korkuyla mutfağa açılan kapıya ilerlediği anda kapı sertçe açıldı ve Louis neredeyse çığlık atıp gelene saldıracaktı ama sonra-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
far as fate, close as galaxy
Fanfiction"alfa'ya en uygun eş benim," dedi paige gururla. "çevremizde -elbette- bir omega yok," gülümsedi. "ve omega güdülerine sahip tek beta da benim, yani, tabii ki beni seçeceklerdi." louis zorlukla yutkundu ve bakışlarını kaçırdı. tamam, omega olduğunu...